Bacaklarımı ören yorganı biraz daha açtı ve eli eşofmanımın beline gitti. Son kez gözleri izin alır gibi gözlerime baktığında onaylarcasına gözlerimi yumdum. Yavaş hareketlerle eşofmanımı biraz aşağı çektiğinde gerilen bedenim istemsizce karnımı içime çekmeme neden olmuştu.

Kasık bölgem çıplak kaldığında yaranın üstündeki sargıyı canımı acıtmak istemiyormuşçasına bir yavaşlıkla kaldırmaya başladı. O bölgeye o kadar dikkatli bakıyordu ki, bir an bakışları altında un ufak olacağımı sanmıştım.

O açtığı yaramı, ben ise hiçbir hareketini kaçırmak istemediğimden pür dikkat yüzünü inceliyordum. Elinin hareketi kesildiğinde bakışları donuklaştı, dişlerini sıktığını fark ettim. Bir eli yatağın üstünde yumruk olurken nefesini tutmuş olduğunu derin bir nefesi burnundan verdiğinde fark etmiştim. Çok gerilmişti.

"Hoşuna gitmediyse bakma," diye fısıldadım sessizce. Yaraya baktıkça bakışları korkunç bir şekilde vahşileşiyordu.

"Onu mahvetmeliydim..." dedi yaraya biraz daha yaklaştığında. "Ona günlerce işkence etmeliydim," Yaraya iyice yaklaşıp açıkta kalan çevresine, leğen kemiğimin hemen üstüne küçük bir öpücük kondurdu. "Ölüm onun için bir kurtuluş olmalıydı," Dudakları ilerledi, yaraya değmedi ama biraz daha yakınını öptü. "Seni iyileştirmesi için kondurduğum her öpücük sayısı kadar parçaya ayırmalıydım onu."

"Böyle söyleme," dedim gözlerim dolarken. Yaramın çevresini her öptüğünde içim acıyla eziliyor, cümleleri kıyametim oluyordu. Bir öpücük daha kondurup kaldırdı başını. Dolu gözlerime bakarken bir eli yanağıma çıkmış, bense kafamı avuç içine doğru yatırmıştım.

"Sana zarar veren her şeyi," dedi bastırarak. "Her şeyi yok ederim. Bu ilk katil oluşum değildi, istersem son da olmaz."

İçim korkuyla ezilmesi gerekirken tamamen güven duygusuyla dolmuştu. Bu vicdan azabı çekmemi sağlasa da o benim ruh eşimdi. Ona güveniyordum, ona güvenmeye başlamıştım. Onu seviyordum. Burnumu çektim ve yumulan gözlerimi açtım.

"Acımasız bir adammışsın gibi konuşma."

"Söz konusu sensen en acımasız adam olurum. Bunun için delta kimliğim gerekiyorsa bütün dünya tarihin en acımasız deltasını görür."

Yanağımın üstündeki eli yanağımı okşarken bana yaklaştı ve saçlarımın üstünden öptü beni. İçimde korku olmasa da merak ediyordum. Neden ve nasıl bu hale geldiğini, gözünü nasıl kırpmadan katil olduğunu söyleyebildiğini merak ediyordum.

"Neden ilk katil oluşum değildi dedin?"

Yaramın üstündeki sargıyı tekrar yapıştırarak biraz oyalandı. Ardından eşofmanımı da yukarı çektiğinde sessizce yanıma uzanıp beni kolunun altına çekti. Göğsüne yaslanırken uzun zamandır hissetmediğim kadar huzurluydum fakat bu huzur bile bana vicdan azabı veriyordu.

"Her deltaya uygulanan bir eğitim süreci vardır, askerlik gibi... Kendimizi kontrol edebilmemiz için, gücümüzü sağlıklı kullanabilmemiz için eğitim alırız. Bu eğitim sırasındaysa karşımızda suçlular olur, ölümün onlar için ödül olacağı suçlular. Onlardan belki onlarca öldürdüm..."

"Ama normal birini ilk defa öldürdün?" dedim cümlesini bitirdiğinde. Bunu demem onu öfkelendirmiş gibi üstten bana baktı. Bense bakışlarımı ona dokundurmadan üstündeki tişörtünün kumaşıyla oynuyordum.

"Normal biri mi?" diye sordu hiddetle. "O herif benim ruh eşime dokundu. Ruh eşime zarar vermeyi geç, benim bebeğimin canını aldı. İstesem ona günlerce işkence edip ölüm için yalvartabilirdim. Buna hakkım vardı fakat ben yine de onu öfkeme yenik düştüğüm için kısa bir süre içinde öldürdüm. Sakın bir daha o aptal omega için böyle sıfatlar kullanma."

gasoline | chanminWhere stories live. Discover now