3.0

4.6K 679 415
                                    

Bircoğunuza bolum bildirimi gelmemis 2.9'u okumayi unutmayinnn optmby

(ayiptir sormasi..... oy sayısı neden normalin YARISINDA😖)

&

Uyandığımda arabada olmayı beklerken büyük bir yatağın içinde olmak bana bir anlığına hafıza kaybı yaşıyormuşum gibi hissettirmişti.

Kalın beyaz yorganı üstümden güçsüzce ittiğimde yavaşça ellerimden destek alarak yattığım yerde doğruldum. Sağ taraftaki boydan pencereye baktığımda dağlık ve ormanlık bir alan görmemle kaşlarım havaya kalkmıştı. Chan bizi nereye getirmişti?

Hava hala aydınlık olduğuna göre en fazla iki saat kadar uyumuştum fakat yine de başım saatlerce uyumuşumcasına ağrımaya başlamıştı.

Bulunduğum odanın kapısının açılmasını duymamla odayı gözlemleyen bakışlarım oraya döndü. Chan'ı elinde tepsiyle birlikte odaya girmeye çalışırken gördüğümde o henüz benim uyandığımı fark etmemişti bile. Dikkatlice, içindekini dökmemeye çalışarak hareket ettiği kaseyi izliyordu.

Sonunda kapıyı açıp odaya girebildiğinde bakışlarını kaldırdı ve göz göze geldik. Uyandığımı gördüğünde şaşırmıştı. "Oh, uyanmışsın. Günaydın," dedi gülümsemeye çalışarak. Yatağıma doğru yaklaştığında ben de iyice doğrularak sırtımı arkama yasladım.

"Günaydın..." dedim kuru bir sesle. O da tepsiyi bacaklarıma bırakarak yatakta yanıma oturmuş, yüzümü incelemeye başlamıştı.

"Dinlenebildin mi biraz?"

Kafamı sallafım ağır ağır. "Vücudum feromonunu alınca direkt kapatmış kendini, dinlenebildim."

"Güzel," diye fısıldadı. "Şimdi bu çorbayı da iç, midene sıcak bir şeyler girsin."

Cümlesiyle bakışlarım tekrardan kaseye düştü. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu fakat yaptığı yemekler öyle lezzetli oluyordu ki şu an güçsüz düşen bedenim çorbayı üç saniyede bitirebilirdi.

Bu yüzden zorluk çıkartmadan kaşığı elime aldım ve çorbadan içmeye başladım. Ben çorbayı bitirene kadar sakince beni izledi.

Çorbayı bitirip kaşığı tepsiye bıraktığımda yorgun gözlerim yüzüne çıktı. Bütün bu dakikalarda benim her bir detayımı izlemişti ve bu benim istemsizce çıplakmışım gibi hissetmeme neden olmuş, utanmamı sağlamıştı.

"Neredeyiz?" diye sordum dalgınca. O da incelediği yüzüm dikkatini dağıtmış gibi silkelendi ve dudaklarını yalayarak cevap verdi.

"Dağ evimde... Kızgınlığımı burada geçirdim, kafa dinleyip baş başa vakit geçiririz diye düşünmüştüm."

Cümlesiyle birlikte kafamı salladım ağır ağır. Bayılmış gibi uyumamın henüz dağılamamış olan yoğun feromonlarından ötürü olduğunu anlamalıydım zaten.

"Seungmin," dedi bakışlarımı utandığımdan ötürü ondan kaçırdıktan hemen sonra. "Hım?" diyerek cevap verdim tekrardan ona baktığımda. Tepsiyi önümden alıp yere bıraktı ve biraz daha yaklaştı bana yatakta.

"Yarana bakabilir miyim?"

Sorusuyla birlikte afalladım. Neden pansumanlardan bile kaçmak isteyeceğim kadar korkunç görünen yarama bakmak istiyordu ki?

"Neden?" diye sordum üstelememesini umarak. "Çok kötü gözüküyor, bakma bence."

"Lütfen," dedi. "Sadece nasıl bir felakete sebep olduğumu görmek istiyorum."

Çekinerek bakışlarımı kaçırdım. Bu reddetmediğim anlamına geliyordu. Bakma isteğini hala anlamlandıramasam da onun da bebeğini nasıl kaybettiğini, ne yüzünden kaybettiğini görmesi gerekiyordu. Buna hakkı vardı.

gasoline | chanminWhere stories live. Discover now