uno

23 2 12
                                    

"Çocuklar, bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim." Remus'un sesi endişeliydi. Yapmasını söylenen şeyi yapmak istemiyor ve bundan kaçınmak istiyordu ama arkadaşları onunla aynı fikirde değildi.

"Hadi ama Aylak! Sen bir Gryffindorsun! Gryffindor cesaretini göster bize!" Binasına âşık James her zamanki Gryffindor temalı motivasyon konuşmasını yaparken Peter da bir şeyler söyleme hevesiyle "Kesinlikle, evet Remus" diyordu.

"Aylak eğer sen söylemezsen sonunda o anlayacak ve bunun zamanı düşündüğün kadar uzak değil." Genelde cıvıklık konusunda James ile yarışan Sirius, bu konunun Remus için öneminin farkındaydı, ne yazık ki. "Gryffindorsun sen!" konuşmasının Remus'ta, en azından bu konu için, işe yaramadığının da. Remus, Sirius'un haklı olduğunu biliyordu. Aldora ile yakında 2. yıllarını dolduracakları güzel bir ilişkileri vardı. Fakat Aldora, Remus'un küçük tüylü sorunundan habersizdi ve bu her ay sevgilisinin ondan kaçmasına karşı duyduğu şüpheleri körüklüyor bu da ilişkilerine zarar veriyordu. Çapulcu dostlarına bu konudan bahsettiğinde sonunda hepsi Dora'ya, aralarındaki dostluktan ona böyle sesleniyorlardı, tüylü sorunundan bahsetmesini önermişti. Ama Remus için tüylü sorunundan bahsetmek ölüm laneti yemekle eş değerdi. Hatta daha kötü bile olabilirdi. Gözünü kırpmadan canını verebileceği dostlarına dahi kendisi söyleyememiş, onlar bunu kendi keskin zekâları sayesinde fark etmişti. O zamandan beri de Remus'un sırrını saklayıp yanında oluyorlardı ama onlar dostlarıydı işte. Aslında sırrını ilk öğrendiklerini anladığında kalbinin durduğunu hissetmişti. Kazandığı harika dostlarını bir bir kaybedecek diye düşünmüştü. Ama dostları ona aksini kanıtlamıştı. Her zaman ve her yerde.

"Ayrıca," diye devam etti Sirius canının acımasını umursamadan sözlerine. "Dora seni seviyor Rem," En önemlisi sen onu seviyorsun. Senin sevdiğin biri seni nasıl sevmesin ki? "Bunu düşündüğün kadar sorun etmeyecektir." Öyle olması için içinden dualar ediyordu Remus. Öyle olmasına ihtiyacı vardı... Kendini hiçbir zaman melek olarak görmemişti. Ama kendine karşı takındığı "yok edilmesi gereken bir canavar" düşüncesini daha katlanılır hale getiren dostları olmuştu. Tabii onların bundan haberi yoktu. Daha doğrusu dile dökmüyordu kimse ama anladıklarının farkındaydı Remus.

İçinde dolanmaya başlayan küçük bir cesaret kıvılcımı vardı ve böyle anlarda buna tutunmasının önemini bildiğinden bu fırsatı kaçırmazdı. Nitekim şimdi de öyle olmuştu. Başını kaldırıp kararlı bir tonda konuştu.

"Tamam. Dora'ya her şeyi anlatacağım."

*

Seranın içindelerdi. Remus konuşmak istediğini söylemiş, Aldora da en sevdiği yerlerden olan seraya getirmişti ikisini. Önemli bir konu konuşacaklarını sezinlemişti ve bunu kendini en iyi hissettiği yerde yapmak istiyordu. Peşinden gelen sevgilisiyle beraber sera içinde yürüyorlardı sessizlik içinde. Ellerini çiçekler üzerinde gezdiren sevgilisine bakarken içinde yarı korku yarı hayranlık vardı Remus'un. Dora'ya ilk burada yine çiçeklerin arasında âşık olmuştu. Rengârenk çiçeklerin arasında kar beyazı saçları ve ona eş teniyle adeta bir orman perisiydi Remus'un gözünde. Sessizlik içinde geçen dakikaların sonunda Dora çocuğa döndü merakla.

"Benimle ne konuşmak istiyorsun Remus?"

"Ben- şey..." Kelimeleri tükenmiş gibi hissederken buraya gelene kadar aklından yaptığı tüm provalar da uçup gitmişti. Artık bir şey saklamanın anlamı yok, diye düşündü. Ne varsa söyleyecekti.

"Benim sana söylemem gereken bir şey var." Derin bir nefes alıp devam etti. "Her ay bir yerlere gidip sana açıklayamıyordum ya hani," Şimdi Aldora'nın bakışlarındaki merak daha da belirgindi ve bir an önce devam etmesi için hızla başını sallamıştı. "Ben..." Bunu söylemenin kolay yanı yok, söyle gitsin, diye geçirdi aklından. 

"Dört yaşındayken bir kurt adam tarafından ısırıldım."

Ortamı buz gibi bir sessizlik kesmişti. Sanki seranın içi birden buz küpleriyle doldurulmuş ve sıcak hava kaybolmuştu. Sessizlik içinde bir tepki vermesini bekledi Remus.

"Y yani sen şimdi..." Aldora'nın devamını getiremediği cümleyi tamamladı Remus içinde yükselmeye başlayan endişe hissiyle.

"E evet, ben bir kurt adamım." Söylediği her kelime ağzında iğrenç bir tat bırakırken midesinden boğazına bir şeyler yükseliyor gibi hissediyordu.

Dakikalar geçiyor ama Aldora bir şey söylemiyordu ve bu Remus'u çıldırtmak üzereydi. Konuşmadığı gibi bakışlarını da ondan kaçırıyor ve Remus'u boğmaya çalışan zihnindeki canavarlarla baş başa bırakıyordu. Tek kelime, tek bir lanet kelime. Remus'un kendini bu kadar muhtaç ve acınası hissettiği ikinci andı. İlki henüz Çapulcu dostları durumundan habersizken geçirdiği ağır dönüşüm sonrası Poppy'nin varlığına duyduğu ihtiyaçtı. İkincisi, şu an Aldora'nın ağzından çıkacak herhangi bir kelimeye duyduğu istekti. Geçen uzun dakikaların ardından kız düşünür tavrından çıkarak çocuğa döndü ama hâlâ tam olarak gözlerine bakmıyordu.

"Ah," İlk tepkisi bu olmuştu, ah. Bu iki harften ne çıkaracağını çözemezken neyse ki Dora devam etti. "Bu her şeyi açıklıyor. Her ay benden kaçmanın sebebini..." Cümlesinin bitiminde susup başka bir şey demezken Remus nasıl hissedeceğini şaşırmış durumdaydı. Beklediği tepkiden emin değildi ama kızın tepkileri de korkularına yardımcı olur şekilde değildi. İçinde yükselmeye fırsat kollayan endişelerini dostlarının sözleriyle yatıştırmaya çalıştı. Dora seni seviyor Rem, bunu düşündüğün kadar sorun etmeyecektir. Evet, Dora onu seviyordu. Şimdi ilk şokunu yaşıyordu sadece haklı olarak. Remus, ona düşünmesi için zaman vermesi gerektiğine karar verdi. Düşünüp ilk şokunu atlattıktan sonra yeniden kaldıkları yerden devam edeceklerdi nasılsa. Usulca sordu. "Yurda dönmek ister misin?" Kız beklediği buymuşçasına çocuğu onaylarken beklemeden seradan çıkıp şatoya ilerlemeye başladılar.

Hufflepuff binasının sıcak renkleri dahi solmuş görünüyordu Remus'un gözünde. Bunların geçici olduğunu hatırlattı kendine. Hepsi geçecek. Yurdun kapısına geldiklerinde kız tüm bu konuşmalar geçmemiş gibi tebessüm ederek çocuğa döndü.

"Görüşürüz, sevgilim."

"Görüşürüz." Zar zor çıkan sesi söylediğine olan inancının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyordu. Sahi görüşecekler miydi tekrar?

querencia // wolfstar as 505Where stories live. Discover now