23.

73 10 38
                                    

Zamanı ilerleterek 1 veya 2 bölüm daha yazacağım ve biterecegim fici çünkü gerçekten kusura bakmayın ama Fic bitmeden ben biteceğim bu gidişle

Zaman ilerlemiş Jisung'un doğumu yaklaşmıştı. Son bir iki hafta gibi bir süre kaldığı için en ufak değişimde müdahale edilebilmesi için doktor, hastaneye yatırmayı uygun görmüştü.

Jisung yatakta, Minho ise yatağın yanındaki koltukta oturuyordu.

Onun iyiliği için endişeleniyordum, hastanede olsak bile bir yanım güvende hissetmiyordu. Yatakta oturup telefona bakan Jisung'a sordum, "Tatlım, iyisin değil mi?"

Telefonunu bırakıp bana doğru döndü. "İyiyim tabi ki. Neden iyi olmayayım?"

"Öylesine sordum, hastanede kaldığımız için stres yapmıyorsun değil mi?"

"Hayır." kafasını eğip gülümseyerek bana baktı ve sonra kalkıp yanıma oturdu.

Benim atanmak için sınava hazırlanmam özel derslerim vesaire derken gece uyumak dışında doğru dürüst görmemiştik birbirimizi son bir aydır. Önce ellerini yanaklarıma yerleştirdi ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildi. Geri çekildikten sonra göz göze geldik ben gözlerimi kaçırıp hatta biraz abartıp direkt kafamı sağa aşağı doğru çevirmiştim. Neyseki umursamayıp sarıldı.

Sarılırken konuştum, "Son zamanlarda seninle hiç ilgilenemedim, oysaki zamanımı sana ayırmak için tüm çabamı göstereceğime söz vermiştim, üzgünüm." bunu derken bir yandan saçını okşuyordum.

Sarılmayı bırakıp geri çekildi ama ellerini omzumdan indirmedi. "Sorun değil, çok yoğundun aşkım. Anlayabiliyorum. Zaten hiç kötü hissetmedim ki." omuz silkti. "Öyle mi?" Ben de gülümseyip omuz silktim.

"Öylee." sonra yan oturup omzuma yaslandı. O omzuma yaslanınca ben de elimi beline attım. Derin bir nefes verip konuşmaya başladı. "Ya aldığım kiloları geri veremezsem göbeğim çıkarsa?"

"Nereden çıktı şimdi bu? O kadar kilo bile almadın ki."

"Olsun, ya dediğim gibi olursa? İhtimal sonuçta."

"Yani, öyle olsa n'olur?"

"Çok kötü görünmez mi?"

"Kötü görünmek için çabalasan bile görünmezsin sen. Ne yani karnında bir iki kilo kalmasi ve bu yüzden çirkin gözükmekten mi korkuyorsun?"

"Evet, biraz. Senin yanında kötü görünmekten korkuyorum. Düşünsene iki sevgili görüyorsun biri mükemmel yunan tanrısına benziyor diğeri kısa kilolu mala benziyor ve hatta yanlarında bir de çocukları var. Eminim herkes bu adam bu bücüre nasıl baktı diye düşünür. "

Saçını okşayıp öptüm. "Herkes'in senin ve benim hakkımda ne düşündüğü umrumda değil. Ne olursa olsun mükemmelsin gözümde. Nasıl görünürsen görün ne olursa olsun herhangi bir sorun yaşadığında ya da kendince bir sorun gördüğünde bunu umursamayacağımı biliyorsun. Umursayacak olsam sana evlenme teklifi etmezdim. Ama kendinde veya çevrede gördüğün sorunları kafanı karıştıran şeyleri söyle tamam mı? Bunu defalarca konuştuk biliyorum ama hâlâ benden endişelerini saklıyorsun. "

"Seni seviyorum." omzuma yastıkmış gibi kafasını koydu ve uyuklamaya başladı. "Ben de seni seviyorum bebeğim." o şekilde uyumayı isterdim ama yatağa yatırmak zorundaydım.

Hafifçe omzumdan kaldırıp konuştum. "Böyle uyumayı bende çok isterdim fakat yatakta yatmalısın."

Uykulu uykulu mızmızlandı. "Ama ben senin omzunu istiyorum."

Take me home ¦ Minsungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن