"İblis"

66 6 3
                                    

İyi okumalar dilerim 💚

Tam 2 saat geçti. Saatin kaç olduğunun bile farkında değilim. Kalkıp saate bakacak mecalim bile yok. Korkudan bacaklarımı hissetmiyordum. Gitti ama ya yine geri gelirse ? İris beni neden korumuyor? Neden korusun ki, Esel yüzünden zaten kavga ettik. Bir de ben aptal gibi beni korumasını istiyorum.  Gözlerim hem ağlamaktan hem de saat gece geç vakit olduğu için sızlıyordu.  Bir daha geri gelir diye önlem almak için, internetten çözüm bulmam gerekiyordu. Telefonu almak zorundaydım.  Odamın içi,  hava şartları ve beraberinde kesilen elektrik sebebiyle kapkaranlıktı.

Yavaş yavaş kalkıp telefonumu almaya giderken  çalan telefonumun sesiyle yerimden sıçradım.  Arayan Zehra'ydı.

"Efendim," diyerek açtım telefonu ve Zehra cevap vermeden en son 19 kalan sarjimın 5'e düştüğünü gördüm.

"Nasıl oldun korkuyor musun? Seni merak ettim."

"Ben iyiyim ama şarjım çok az Zehra, bu şarj bana yetmez" dedim ve düşündüm.  Umarım böyle söyleyince gelirsin Zehra dedim içimden.  Bu şarjla sadece internette 2 dakika gezinebilirim. Ya ruhlarla başa çıkmanın yollarını bulana kadar şarjım biterse, ki zaten bitse de elektrik olmadığı için yine korkardım.

" Mesajı aldım tamam geliyorum o zaman"
Zehra'nın sesini duyar duymaz gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim," diyerek telefonu kapattım. Telefonu kapatır kapatmaz şarkımın 3'e düştüğünü fark ettim. Benim bu %3 şarjla bir şeyi araştırmam imkansız. Ya birşey olurda Zehra beni aramak zorunda kalırsa diye araştırmadan vazgeçip, Zehra'nın gelmesini bekleyene kadar dışarı bakındım.Umarım hiçbir hayvan görmem umarım.

Korkunç hayvanlar neyseki yok. Havada yağmur yağışı durmuş, fakat dışarı bakınca art arda çakan şimşekleri görüyorum. Sessiz çakıyorlar  ve bence yağmur yagmadan çakan art arda şimşekler, havanın kötü olacağının habercisi.

Esel'in söylediği sözler geldi aklıma beni Melis'ten korumuş olmasını anlarım, fakat İris. İris'i neden benden korumaya çalışıyor.

Sanki bir yanımda iyilik, bir yanimda ise kötülük meleği var gibiydi. Bir yanım İris haklı, bir yanım ise Esel haklı diyor. Kime inanacağımı biliyorum evet, ama ya bu konuda doğru söyleyen benim için doğru değilse.
Umarım aralarındaki bu rekabete  kapılmam.

Telefonu açtım. Şarjımın 2 kaldığını fark ettim.  İnternetin açık olmamasına rağmen şarjım hızla düşüyor.

Zehra'yla konuşalı 15 dakika olmuş ve hala gelmedi. Acaba başına bir şey mi geldi ?

Tam Zehra'yı arayacakken kapının çaldığını fark ettim.  Kapının çalışında bile korkuyorum artık. Ya gelen Zehra değilse ?

Yavaş adımlarla kapıya doğru yürümeye başladım. Kim o demeye kalmadan Zehra'nın sesini duyar duymaz adımlarım hızlandı ve kapıyı açar açmaz ona sarıldım.

"Süsen bu ne hal hortlak görmüş gibisin, yüzün bembeyaz!"

"G-gördüm zaten," dedim kekeleyerek.

Elindeki şeyleri dışarıdaki ışığın vurmasıyla zar zor görüp ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Bu termos mu ?" Diye sordum.

"Evet malum elektrikler kesik diye  ben de sıcak su olduğu için evden termos  aldim, ama kahve almadım. Çünkü sen kahvesiz asla kalmazsın sende vardır diye düşündüm. Doğru mu?"

Gülümsedim.  Cevap vermeden sadece gülümsedim.

Odama geçer geçmez elektriklerin geldiğini fark ettim ve gözlerim karanlığa alıştığı için ışığın gelişiyle afalladım.

SÜSEN ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now