"Koruyucu Melek"

126 5 0
                                    

Gözlerimdeki uykusuzluğun vermiş olduğu sızlama ile gözlerimin küçüldügünü hissettim.  Uyumak istemiyordum.  Ya uyursam, uyandığımda yok olursa ve yaşadığım herşeyi rüya sanarsam.

Umarım bu yaşadıklarım rüya olarak kalmaz.  İçimden ona gitmeni istemiyorum diye seslendim.

"Gitmem gerek" dedi.
"Seni yatırıp gitmem gerek."

Gözlerimi o an kapattım.  Gitmesini istemiyordum. Sanki onu yıllardır taniyormus gibi sahiplendim.
Saçlarımı okşadı ve ayağa kalktı. Bana doğru eğilip" "Geri geleceğim" dedi.

"Umarım" diye sayikladim..

"Onun gözden kaybolusuyla, ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.  İlk defa bu kadar kısa bir sürede bir insana bağlandım.  Onun gelişiyle kasvet son bulmuşken gidişiyle kasvet yine geri geldi.  Havanın hem sisli olması hem de bunca hıçkırıklara rağmen şimşeklerin caktigini hissediyordum.  Uyumaya karar verdim. Sulanan gözlerimin ve uykusuzluga karşı sızlayan gözlerimin, son bulması için uyumam gerekiyordu...

Saat öğlene gelir gelmez telefonumun çalışıyla gözlerimi araladım.  Kuzenim arıyordu.. Kendini tokatlayan aptal diye sayıkladım. Onun aramasını bile görünce o geceyi hatirladim. İç çekerek telefonu açtım.

Efendim demeye kalmadan "iki simit aldım bize yeter mi?" dedi.

"Zehrraaaa" dedim hayranlıkla. Zehra'nın sesimin güzel çıkmasına şaşırdığını hissettim.
"Süsseeeen" dedi aynı şekilde. "Ne alırsan al gel hadi bize" dedim. 

"Simitler benden sofrayı kurmak senden" dedi ve tam kapatırken "Dur kapama" dedim.

"Ne oldu ?"

"Üçgen peynir de al KENDİNİ TOKATLAYAN APTAL " der demez, vereceği tepkiyi bile duymadan telefonu yüzüne kapattım. Bugün çok mutluydum.  Kuzenim gelene kadar bende onun dediği gibi sofrayı hazırlamaya karar verdim.  Her ne kadar ailem gitse de
Dolapta ben yemek yemedigim için herşey vardı.

Yine iç sesime engel olamadan sıraladım tüm kötü ihtimalleri. Bu kişi o muydu ?
Ya dün gece yaşadığım gerçek değil bir ruyaysa diye düşündüm. sonra ise rüya bile olsa kendisini bana gosterdi. Önemli olan yüzünü bana göstermesi değil mi? diye kendi kendimle konuştum.  Kendi iç sesimle savaştım.  Sofrada herşey hazır. Ben derin düşüncelere dalarken sofrayı ne ara kurduğumu bile hatırlamıyordum.

Çalan kapıyla koşa koşa kapıyı açtım ve kapıyı açar açmaz Zehra'nın kahkaha seslerini duydum.

"Hayatımda hiç bu kadar komik laf sokulmamisti bana"

"Sus ve gel" dedim gülerek.
Ve mutfağa doğru geçerken bir yandan da konuşuyorduk.

"Süsen senin sesini böyle mutlu duymayı özlemişim. Uzun zaman oldu" dedi..
Haklıydı ben bile kendimi sadece doğum günümde mutlu görmüştüm en son..
Masaya oturur oturmaz, simitleri açıp  "Ben yerken sen anlat" dedi Zehra.
Gülümsedim ve anlatmaya başladım.

"Sizi gönderdikten sonr-"

"kovduktan sonra diye düzeltiyorum" dedi.

Gülmeye başladım. Sesli bir şekilde kahkaha ata ata güldüm..Hiç böyle bir tepki beklemiyordum  ve gulmemi durduramadım. Zehra'nın bana şaşkın ve hayranlıkla bakışı, ağzının dolu olmasına rağmen açık bırakması da öyle komikti ki.

" Süsen?
Bu kadar güleceğini düşünmemiştim. Ben sana hep espiri yapıyorum ama ilk defa güldün" dedi.

"Çünkü ilk defa mutluyum kuzen" dedim  ve anlatmaya devam ettim..
"Asalak Melis'le ilgili hic birsey duymak ve kendimde anlatmak istemiyorum. Günüm gayet güzeldi ve böyle devam edecek çünkü" Derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim. "Sizi kovduktan sonra" cumlemi tamamlayamadan dayanamayıp  tekrar güldüm ama bu sefer kuzenim de gülmeye başladı..

"Ay Süsen yeter artık tikanicam ağzımda yemek varken güldürme beni ya"

"Tamam tamam boğulmani istemem" deyip kendimi zar zor durdurdum.  Sonrasında "Ya kuzen, ben sana sonra olanları anlatinca tekrar guleceksin ama, o ne olacak" dedim.  "Anlat hele" dedi.

" Kapıyı kapatır kapatmaz İris'e seslendim. Beni küçük düşürdün, beni korkak güçsüz yaptın. Özgüvensiz gösterdin dedim." Sonra Zehra'yla birlikle, aynı anda aynı kelimeyi kurduk.

"GÖRÜNMEZ BİR VARLIĞA DA TRİP ATMAZSIN AMA SÜSEN"

İkimizde aynı anda güldük. Bu sefer gerçekten boğulacak gibi oldu kız, boğulurken bile söyleyeceği şeyi tahmin ettiğim için şaşkındı. "Boğulurken bile şaşkın olmayı nasıl başarabiliyorsun Zehra ?"

"Ay çok güldük umarım çok ağlamayız kuzen, hadi devam et sonra ne oldu?" dedi.

Mutfaktan elime bicak aldım. Ve İris'e göstermedim saklayarak aldım."
Tam sözlerime devam edecekken Zehra'nın, yaşadıklarımı duyunca yüz ifadesinde beliren  şaşkınlığını görüp kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.

Derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim.  "Sonrasında, şimdi seni cezalandiracagim  deyip odama geçer geçmez, bıçağı kalbime saplayacakken, bıçağı yeri düşürdü, tam eğilip alacakken kapkaranlık odamın mavimsi, beyazimsi bir renkle aydınlandıgini gördüm ve o geldi.

"Koruyucu melek" dedi Zehra.
" Koruyucu meleğim" dedim. Kafamı sallayarak..






Instagram: İncitanelikalem

SÜSEN ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now