Jeon Jungkook, zombiler tarafından sıkıştırılmış bir hâlde ölmeyi beklerken, kurtarıcısının da zombi olacağını hiç tahmin etmiyordu....
Zombie/ Taekook
#1-zombie 120923
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Hi Gays
Blue-Tim kaptanı Kim Taehyung
*
Pencereden sızan ay ışığı, kahverengi harelerin kirpiklerine doğru süzüldüğünde Jungkook, sevgilisinin elini tutarak koridorda ilerliyordu. Ve Jimin ile aralarını düzelttiği içinde kalbinde tatlı bir hafiflik vardı. Artık her şeyin düzeleceğine olan inancı artmıştı. Bir tek bu blue-timin gizemi vardı. Ve yakında bunu çözecekti.
Taehyung onu önden bir odaya soktuğunda, avuç içleri heyecanla terlemişti genç adamın. Aklına sürekli dün yaptığı ağız işi geliyor, kasıklarında bir titreşim hissediyordu. Taehyung gerçekten de kendisine hiç hissetmediği hislere bürüyor, hiç yükselmediği kadar yükseltiyordu. Düşünmek bile karnında bir kasılmaya neden olmuştu.
"Seni o kadar özledim ki" dedi kapıyı kapatıp, kapattığı kapıya Jungkook'u yaslayan Taehyung. Anında bir eli Jungkook'un belini bulup, kendine doğru çekti. Göğüsleri çarpıştı ve Jungkook destek almak amaçlı ellerini Taehyung'un omzuna yerleştirdi.
"Taehyung" dedi burnunu burnuna yaslayan ölü bedene sıcak soluklarını bırakarak. Daha sonra omzunda ki ellerini Taehyung'un ensesine doğru kaydırıp, saç tutamlarını parmak uçlarına doladı.
"Minik yıldızım" diyip dudaklarını Jungkook'un filtrumuna değdirdiğinde Jungkook içli bir soluk bıraktı. Taehyung'un her dokunuşu içinde hoş bir titremeye neden oluyor, karnında kelebek dalgası hissediyordu.
"Seni seviyorum." diyip harelerini sevdiği adamın dudaklarına düşürdüğünde Taehyung dayanamamış dilini dudaklarından dışarıya çıkartarak, sevgilisinin üst dudağına küçük bir dokunuş gerçekleştirmişti. Anında Jungkook baştan aşağıya titredi ve dudaklarını araladı. Taehyung ise kendisi için aralanan ağzın içine dilini göndererek, yanaklarında gezindi. Anında dudakları bir yapboz misali buluştu ve etrafa ıslak bir ses yankılandı.
Jungkook, Taehyung'un saçlarına asılıyor kafasını kendisine doğru bastırarak, dudaklarına en vahşi tonda saldırıyordu. Müthiş bir hissiyat atıyordu damarlarında. Şuuru kapanmak için dileniyor, Taehyung'tan destek alarak ayakta kalmaya çalışıyordu. Taehyung ise sımsıkı sarıldığı dudakları kendi dudaklarının baskısıyla ezerek bir savaş başlatıyordu.
Jungkook parmak uçlarında durup, dengesini korumaya çalıştığında Taehyung boşta olan elini sevgilisinin uyluğuna yerleştirirek kalçasına doğru bir okşama gerçekleştirdi. Daha sonra bacağını beline sarıp, bir çırpıda kucağına aldı sevgilisini. Sırtını kapıya yaslayıp, gövdesini sert bir şekilde kendi gövdesine dayadı. Şu an aralarında bir karşılık mesefa bile yoktu. Bütün bedenleri birleşik, tutkunun verdiği o sıcaklık ile birbirlerine tutunuyorlardı. Jungkook, Taehyung'un buz bedeniyle kavruluyor, ateşin en doruğunda cayır cayır yanıyordu. Biraz daha temasa ihtiyacı vardı. Taehyung her yerine dokunmalı, her yerine kiraz dudaklarının baskısını hissettirmeliydi. Kasıklarında ki titreşim artık farklı bir boyuta geçmişti.
