Bölüm 6: Ormanın Sınırında

5.1K 462 1.8K
                                    

BÖLÜM 6

▪──── ⚔ ────▪

ORMANIN SINIRINDA

''Zaiden!''

Yanıt gelmedi. Kapkaranlık ormanın ortasında tam olarak ne tarafta olduğunu anlayamamıştım. Tırnaklarım endişeyle avuç içlerime saplanıp kalmıştı. Duramazdım. İçgüdülerimi dinleyerek bir yön seçtim ve yeniden koşmaya başladım. Henüz fazla ilerlememiştim ki ağaçların arasındaki hareketlenmeyi fark ettim. Zaiden kolunun altına adamlardan birini sıkıştırmış, diğeriyle kılıç dövüşü yapmaya çalışıyordu ancak bir terslik vardı. Çünkü iki değil, üç düşmana karşı savaşıyordu. Birini gözden kaçırmış olmalıydık. Arkasından saldırarak onu gafil avlamaya çalışan isyancıyı fark ettiğinde hızla arkasını dönerek kılıcının kabzasıyla adama karşılık vermeye çalıştı ancak koluna kıstırdığı adam rahatça hareket etmesini engelliyordu.

Aceleyle dövüşün ortasına atılıp adamlardan en yakındakini arkasından yakaladım ve kılıcımı boğazından tek hamlede geçiriverdim.

''Saige,'' dedi Zaiden bir kere daha. Bu sefer rahatlamış gibiydi.

Kalbim, onun tehlikede olduğunu düşündüğüm için hala gümbür gümbür atıyordu. Zaiden elinden bir adamı eksiltmem sayesinde kontrolü geri kazanmıştı. Daha fazla yardımıma ihtiyaç duymadan önce arkasından onu kıstırmaya çalışan adamın canını aldı, sonra da kolunun altında debelenenin... Yerde yatan üç cesetle bakışarak alnındaki terleri silip attı. ''Bir de yeni yıkanmıştık,'' dedi nefes nefese. Gülümseyerek bana döndü.

Kaşlarımı kaldırarak ellerimi belime yerleştirdim. ''Sorma.''

Kamp alanı hemen arkamızda kalmıştı. Başımla ilerleyeceğimiz yönü işaret ettim. Birkaç saniye nefeslendikten sonra yürümeye başladık. Bu sırada Zaiden her adım attığımda dişlerimi sıktığımı fark etti. Kaşlarını çatarak elini omzuma koydu ve beni durdurdu. Gözleri hızlıca vücudumu taradıktan hemen sonra bacağımdaki etrafı kanla lekelenmiş kumaş yırtığını buldu. ''Saige,'' dedi anında diz çökerek. ''Yaralanmışsın.''

''Sıyrıldı sadece,'' dedim ve bir adım geri çıktım. ''İyiyim ben.''

Zaiden ayağa kalkmadan başını yukarı doğrulttu. ''Yine de iltihap kapmadan temizlesek iyi olur.''

Nazikçe kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra ayağa kalkıp kolunu omzuma attı. Yaralı olan oymuş gibi ağırlığını hafifçe üzerime verdi. Bileğinden yakalayarak dengemi sağladım ve kamp alanına döndük.

''Sonunda!'' dedi Kairon geldiğimizi görünce. Bir eli Çizme'nin dizginlerindeydi. İplerini çözmüş, her an kaçmasına izin verecek gibi duruyordu. ''Anlaşılan biz gelmesek topuklayıp gidecektin,'' dedi Zaiden elindeki para kesesini havada atıp tutarak.

''Belayı çekmek gibi bir huyunuz var. İki günde bir yılda yaşamadığım kadar olaya şahit oldum,'' dedi Kairon dehşet içinde başını iki yana sallayarak. Ardından gözleri Zaiden'ın elindeki keseye takıldı. ''Onu nereden buldun?''

''Misafirlerimizden,'' dedi Zaiden ve arkamızda bıraktığımız üç cesede döndü. Omuzlarını silkti. ''İtiraz etmediler.''

Gülümseyerek Zaiden'ın kolundan ayrıldım. ''Anlaşılan burası artık Jaheer'in topraklarıymış.''

''İsyancı başı Jaheer mi? Bu koduğumun adamını kim sardı başımıza?'' Zaiden öfkeyle kaşlarını çattı.

Eşyaları toparlamaya başladığımda Kairon da hemen yardım etmeye koyuldu. ''Uzun zamandır isyancıların sorun çıkarmadığını sanıyordum,'' dedi bilgisini doğrulamak istercesine.

İmparatorluğun Kılıcı (Wisteria 3)Where stories live. Discover now