Bölüm 5: Balık Avı

5.8K 436 1.1K
                                    


BÖLÜM 5

▪──── ⚔ ────▪

BALIK AVI

Güneye ilerledik ve karşımıza tıpkı Kairon'un tahmin ettiği gibi bir nehir çıktı. Çok geniş olmasa da yıkanabileceğimiz bir genişliğe ve derinliğe sahipti. Büyük, kalın bir ağaç gövdesi, nehri boydan boya kesecek şekilde devrildiği için suyu yavaşlatmıştı. Nehrin içindeki taş çıkıntılar ağaç gövdesinin de suyla beraber kayıp gitmesini engelliyordu.

Güvenli olup olmadığından emin olabilmek için üzengiye basarak atımın üzerinde ayağa kalktım. Güneşin ışıltıları ve dökülen yaprakların renkleri, büyüleyici bir manzara sunuyordu.

''Bence burası gün batımına kadar dinlenmek ve avlanmak için iyi bir nokta,'' dedim Zane'in sırtından inerken. Onu, dizginlerini serbest bırakarak su içebilmesi için yönlendirdim.

Zaiden önce Kasırga'yı Kairon'un eline tutuşturdu sonra da hızla pelerinini çıkarıp eyerin üzerine bıraktı. Üzerindeki ceketi de çıkardıktan sonra gömleğinin iplerini gevşetti.

''Ne yapıyorsun?'' diye sordum şaşkınlıkla.

Gömleğini hızlıca başının üzerinden çıkardı. ''Yıkanmaya hazırlanıyorum.''

''Önce bir kamp kursaydık.''

''İğrenç kokuyorum. Terliyim. Bir dakika daha kendime tahammül edecek sabrım kalmadı.'' Güldü ve suya atlayıverdi. Su, beline kadar gelse de hemen dizlerini kırarak kendini tamamen suya batırdı. Kısa bir süre suyun altında kaldıktan sonra yeniden doğruldu. Islak saçlarından ve yanaklarından sular süzülüyordu. Damlalar kaslı omuzlarından ve göğsünden aşağı akıyordu. Birkaç yılda fazlasıyla kaslanmıştı. Özellikle karın ve sırt bölgesi iyice yapılanmıştı. Başını sertçe iki yana sallayarak yüzünü ıslaklıktan kurtardı ve tek eliyle saçlarını geriye atıp derin bir nefes verdi. ''Su muazzam Siyah Kuğu, sen de girmelisin.''

''Ben atları ağaca bağlayıp güvene alayım. İstersen sen de bu sırada yıkanabilirsin Kairon. Siz çıktıktan sonra da ben girerim. Birinin tetikte olması gerekiyor,'' diyerek susuzluğunu gideren Zane'in dizginlerini yakaladım.

Kairon başını iki yana salladı. ''Ben neredeyse hiç terlemem. Pis hissetmiyorum. Tam bir yaz ve yolculuk insanıyım.'' Memnuniyetle sırıtıp omuzlarını yukarı aşağı oynattı.

''Peki o halde,'' Zane'in dizginlerini nehrin hemen yanındaki ağacın en alçak dalına doladım. ''Bize yakın çevrede kamp yapacak bir yer bak.'' Ayağımın altında amaçsızca dolanmasındansa bir işe yaraması daha iyiydi.

Kairon istemsizce bir Zaiden'a bir bana baktıktan sonra atına bindi. Bir şey söylemeden nehrin ilerlediği yolu keşfetmek üzere hızlı adımlarla gitti. Güzergahı üzerinde birbirine geçmiş çalılar, ısırgan otları bulunuyordu. Nehri takip ettikçe otlar daha da sıklaşıyordu. Gözlerimi iyice kıstığımda birkaç kızıl çalı ve dikenli bitim otlarını fark ettim. Normalde su kenarında yetişmeseler de kendilerine bir şekilde yer bulmuşlardı bu yolda.

Tekrar Zaiden'a döndüm. Bana bakıyordu. Kalın kaşlarının altındaki dumanlı gözleri haylazlık doluydu.

''Elini biraz çabuk tut,'' dedim bıkkınlıkla. ''Güneş batmadan kamp kurmalıyız.''

''Bu akşam ne yemek istiyorsun? Kurutulmuş et ve kek mi yoksa hazır nehir kenarındayken balık mı avlayalım? Aslında biraz taze balık kulağa hiç fena gelmiyor.'' Eliyle yakalayabilecekmiş gibi etrafında balık aramaya başladı.

İmparatorluğun Kılıcı (Wisteria 3)Where stories live. Discover now