"Yürüyen espri"

Magsimula sa umpisa
                                    

"Anlar" diye tekrar etti beni.

"Bana karşı salağa yatar ama ben haricinde akillanacağı tutuyor" dedi..
"Tamam yedim hadi ara onu ama neyi bahane edeceksin"

"Zehra o gelene kadar vaktimiz var. Sen ye ben düşüneceğim bir bahane."

"Süsen senin ailenin gi- neyse."

"Hayır devam et. üzülmüyorum alıştım."

"Ailenin gittiğini biliyor, buna uygun birşey istersen anlamaz" dedi.
Evet mantıklıydı ve duygularımı kontrol etmem gerekiyordu, aglmayacaksin Süsen diyerek bu kelimeyi içimden 3 kere tekrar ettim. Ve Can'ın numarasını aldım Zehra'dan.

Aranıyor...

"Ses hoperlorde bunu anlayabilirmi?"
Yok dercesine kafasını kaldırdı.

"Efendim?"

"Can nasılsın?"

"Süsen sen misin?"

"Evet evet benim, nasılsın?"

"Sen evde tektin iyisin dimi bir sor-"

"Ay yeter" diye sözünü kestim..
"Abi bana artık acımayın ve üzülmeyin" dedim.

"Kusura bakma vallahi seni üzmek istemedim."

"Yok sorun değil ama lütfen bana acıma gibi duygunuz varsa acımayın."

"Acıma değil Süsen. Düşünme, sana değer veriyoruz ki düşünüyoruz."
Gülümsedim. "Neyse hayırdır anlat bakım ne oldu?" Diye sordu.

Süper bulduğum bahaneyi unuttum..
"Ay bir saniye Can tıkandım dedim. Yalandan öksürmeye başladım.
Zehra'nın gerçek sanışıyla gözleri patladı korkudan. Zehra'ya iyi olduğumu anlayacak şekilde hareket yapıp devam ettim Can'la konuşmaya.

"Biliyorsun ki ben evde tekim ve bazı geceler de korkuyorum.. Bana gelirken kulaklık varsa ödünç verir misin. Yoks-"

" Yoksa da yeni alırım kardeşim hiç sorun değil"
dedi..
"Teşekkür ederim bekliyorum" deyip konuşmayı sonlandırdım.
Bana neden kardeşim dedi ki ?
Herşeyin bana şüpheci geldiği dönemdeyim. Başkası duysa, görse, yaşasa sıradan gelecegi şeyler bana şüpheci gelmeye başladı.
Zehra'nın beni dürtmesiyle düşüncelerim son buldu.

"Evet şimdi ne olacak?" dedi Zehra.

"Öncelikle perdeyi cekelim ki seni dışardan gelirken görmesin." Ben perdeyi çekerken anlatmaya devam ettim.
"Kapı çalar çalmaz banyoya gireceksin. Bak banyo şurada benim odamın içinde." "Tamam" dedi kafasını sallayarak.

"Sen yokmuşsun gibi sohbet edeceğiz ve biraz da dertleşiriz. Neyin ne olduğunu anlayacağız. Zehra lütfen kendine hakim ol, içimden bir ses en ufak birseyde kendine hakim olamayip kendini ele vereceğini söylüyor" dedim.

"Ay Süsen içindeki ses İris'e aitse yandık" dedi. "O konuyu başka zamanlar dertleşiriz. Hem belkide erteleyecegim güne kadar daha çok şey yaşar, hepsini bir kerede anlatırım" dedim.

"Şey mi yani toptan toparlama."

" Aynen" dedim ve Can'ı beklemeye başladık. Yarım saatin geçmesinin ardından Can geldi. Zehra odamdaki banyoya girer girmez, kapıyı açmaya gittim.

"Hoşgeldin Can" diyerek kapıyı açtım. "Hoşbuldum" dedi ve elindeki poseti alıp içindeki kulaklık meyve suyu ve keki gördüm. "Ya vallahi gerek yoktu cok mahcup oldum" dedim. "Hiç sorun değil afiyet olsun" aldıklarını mutfağa koyacakken Can'ın salona geçişiyle duraksadım.

"Can orası değil."

"Ne?"

"Salonda değil benim odamda oturalım."

"Yok Süsen ben öyle rahat edemem odanda olmam doğru olmaz."

İçimden kendime hakaret ediyordum. Hiçbir işi beceremeyecek ve her zaman ki gibi elime yüzüme bulaştıracaktim. Ta ki, Zehra'nın ailemin gittiğini ve Can'dan buna benzer bu sebeple birşey istememi söylediği gelmişti. Yine aynısını yapacaktim. Ailemin gidişinden faydalanacaktim.

"Şey Can oraya geçmesek, aklıma gidenler geliyor" dedim. Bana baktı üzülerek. "Bunu düşünemedim. Senin için sorun olmaz m-" Duraksadı. Neden durdu ?
"Neyse olmaz herhalde" deyip odama gecti.

Oturur oturmaz biraz kendimden biraz başka şeylerden bahsettim. Çünkü konuyu direkt Zehra'ya getirirsem anlayacaktı. "Zehra'yla aran nasıl?" diye sordu bana. Tamam süper ben sormadan o sordu anlamaz.

"Şey bilmiyorum hasta gibiydi sesi ağlamaklı, hasta gibi karışık birseydi" dedim içini çekti hic birsey söylemedi. "Can siz gerçekten çok aptalsınız" dedim ve güldüm.

" Neden" dedi oda gülümseyerek. "Çünkü, siz uslanmaz iki aptal aşıksınız" Can'ın "doğru" deyip onaylamasıyla Zehra'nın şuan zevkten kaç köşe olduğunu tahmin edebiliyordum. Can'ın sesiyle düşüncelerim son bulmustu.

" Süsen ben Zehra'yla ilgili sana çok şey anlatmak istiyorum. Sıkılır mısın bilmem ama bunun öncesinde kulaklığı kontrol edermisin çalışıyormu diye."

Kalkıp hemen poşette ki kulaklığı telefonu takip ilk çıkan şarkıya bastım. "Evet çalışıyor teşekkür ederim. Ücreti ne kadar?" Diye sordum. " O mu ? o pahalı ya bence veremezsin" dedi. "Hee ozaman şöyle yaparız ben sana Bir ara veririm" dedim.

"İSTEME BENDEN VERESİYE DOST KALALİM ÖLESİYE " canın bu sözleriyle dayanamayıp kahkahayi patlattım..İkimizde aynı anda gülerken sasirmayacagim birşey oldu.

Zehra banyodan çıktı... "Geldi yine YÜRÜYEN ESPRİ " Zehra'nın sitemiyle ve hemen ardından gelişinde yaratığı duygu Can'da şok etkisi bende ise hiç bir şey, şaşkınlık yaratmadı. "Çok bile dayandın" dedim.. "Nasıl daha erken cikamadin sen?"

"Süsen özür dilerim ama bu pislik öyle umursamazk-" "Zehra" bu ses candan geldi.. Zehra'ya seslenisiyle oturduğu yerden yavaş yavaş kalktı. Zehra'yla şuan karşı karşıya geldiler. "Yapma" dedi Can. Sesi ilk defa ciddi geliyordu. Can'dan böyle bir ciddiyet göreceğimi hiç düşünmezdim. "Yapacağım" dedi Zehra. "Artık susamıyorum Can" dedi ve biraz duraksayıp devam ettim sözlerine. "Onun gibi cesaretli, onun gibi güçlü, onun gibi korkusuz olmanı isterdim" dedi.

O kim ?

Can'dan cevap geldi. "Ben ve ben harici hic kimse onun kadar güçlü olamaz Zehra. Beni seveceksen bu halimle sev" dedi ve gitmek için hazırlandı.

O kim ?

SÜSEN ÇİÇEĞİ Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon