11.bölüm

376 20 2
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım.
Keyifli okumalar...

------------------------------------------------------------

Ertesi gün:
"Alaeddin Olcaytu hanın dediği gibi sabah erkenden yola çıkmıştır."

Yenişehir Osman bey sarayı:
"Osman bey ve hanesi kahvaltı ediyordur. Bala ve Gonca çok heyecanlıdır. Zira bu gün Alaeddin gelecekdi."
Bala: çok şükür bu gün Alaeddin gelir. Onun için bazı şeyler hazırlamak icap eder.
Osman bey: Balam bilirim Alaeddini çok özledin. Ama bunu da unutma Alaeddin buraya Olcaytu hanın elçisi olarak gelir. Yani bir şey hazırlamaya hacet yoktur.
Bala: bilirim Osmanım bilirim. Ama ne yapayım oğlumu aylardır görmüyorum.
Fatma: peki ya ağabeyim ne zaman gelicek ?
Osman bey: bilmezim kızım. Ama bu gün geliceğini demişti.

Yenişehire giden yol:
"Alaeddin ve nökerler yoldadır artık Yenişehire çok az yol kalmıştır. Alaeddin buraya çok uzun zamandı gelmiyordu. Düşünüyordu: anasını, bacısını, ağabeyini, atasını ve Goncasını. Goncasını aylardır görmüyordu. Onun kokusuna hasret kalmışdı. Bir an evvel Yenişehire gidip de ailesini görmeyi dilerdi. Ve artık çok az yol kalmıştı. Onun içinde Alaeddin önceden haberci göndermişti."
"Haberci sarayın kapısından içeri geçip hemen Osman beyin otağına girdi."
Nöker: komutan Kongar gelir.
Osman bey: tamam. Şimdi sen çıkasın.
"Nöker odadan çıkar. Alaeddin geliyordur. Goncada gitdikçe heyecanlanıyordu."
"Osman bey ve hanesi sarayın kapısının önünde beklerlerdiler. Ve birden içeri moğol kisvesinde heybetli bir adam girdi."
"Nöker bağırarak:"
Nöker: KOMUTAN KONGAR GELİR
"Ve içeri Alaeedin girdi. Biran bütün gözler Alaeddinin üzerindeydi. Alaeddin atın üstündeyken Goncayla göz temasına girdiler. Bir-birilerini çok özlemiştiler. Çünki aylardır bir-birilerini görmüyorlardır. Bala oğlunu görünce sarılmamak için kendini zor tutdu. Zira nökerler buradaydı. Sonra da Alaeddin atından düşdü."
Osman bey: demek bizansın hakkında korkuyla konuştuğu Olcaytu hanın komutanı sensin ha ? Komutan Kongar ?
Kongar: he ya benim. Sende Osman bey olmalısın.
Osman bey: ta kendisi.
Kongar: Olcaytu hanın elçisi olarak geldim. Söyleyeceklerim vardır.
Osman bey: Eyi öyleyse o zaman içeri geçelim.
Kongar: geçelim Osman bey
"Onlar içeri geçerken nökerler de içeri girmek isteyende Alaeddin onları eliyle durdurdu."
Kongar: siz burda kalın
Nöker: ama efendim-
Kongar: sana burda kalın dedim ! Ne vakitdendir emirlerim sorgulanır ?! Burda kalacaksınız !
Nöker: emriniz olur komutan Kongar.
"Ve içeri divana geçerler. Odada yalnızca Osman bey ve hanesi vardı. İçeri geçer geçmez hemen Alaeddin atasının elini öpüp ona sarıldı. Sonra da anasıns sarıldı."
Alaeddin: anam
Bala: oğlum, evladım
"Bala oğluna sarılıp öpüp kokladı. Alaeddin sonra da sırayla Malhun anasının elini öptü sonra da ağabeyiyle sarıldı ve bacısıyla."
Fatma: ağabey seni çok özledim
Alaeddin: bende sizi çok özledim bacım
"İkisi de sıkı sıkı sarılırlar. Alaeddin Goncaya sarılmak ister ama şimdi büyükler olduğu için sarılamaz."
Bala: nasılsın oğlum ? Ha ? Yaran falan yoktur değilmi ?
Alaeddin: yoktur ana sen tasa etmeyesin.
Bala: pek zayıflamışsın sen orda hiç bir şey yemiyormusun he ?
Alaeddin: yok anam sana öyle gelmişdir.
"Alaeddin ve ailesi iyice hasret giderdikten sonra Osman bey söze girdi."
Osman bey: oğul iştdim bizansı moğola tabi etmişsin.
Orhan: he ya hatta bizans senin adını duyunca korkudan titriyorlarmış. Ne yaptında bunlar böyle oldu he ?
Alaeddin: yani hiç bir şey aslında. Sadece bir kaç kaleden vergi almamızı sağladım o kadar.
Osman bey: peki ya Olcaytu han seni niye gönderdi ?
Alaeddin: Olcaytu han beni size bir haber edeyim diye gönderdi.
Osman bey: ne haberiymiş o ?
Alaeddin: Olcaytu sizin moğola biat etmenizi ve vergi vermenizi ister. Eğer vermezlerse de buraları kan gölüne döndüreceğini söyledi.
Orhan: o hiç bir şey edemez.
Osman bey: aslında şu sıralar moğol gitdikçe güçlenir. Bizde eğer yalnız olursak moğolla savaşta yeniliriz. O yüzden de diğer beylerle de birlik olmak icap eder.
Alaeddin: peki ya ne emr edersin beyim ? Olcaytu hana ne diyeyim ?
"Osman elini sakalıns götürür, biraz düşündükten sonra kararını verir."
Osman bey: Olcaytu hana teklifini kabul etmediğimizi söyleyesin oğul. Biz onun teklifni hiç bir zaman kabul etmeyecez.
Alaeddin: buyruğundur beyim. Söylerim. Lakim benim şimdi gitmem gerek.
Fatma: hemenmi ?
Alaeddin: yapacak bir şey yok bacım. Ama...
Fatma: ama ne ?
"Bala oğlunun deminden beri goncaya baktığını görürdü. Goncanında ondan farkı yoktu zaten. Bunun için hemen söze girdi."
Bala: gidersin oğul. Ama ilk önce biz evlatları bir yalnız bırakalım he Osmanım ?
"Osman da Balanın dediğini anlamışdı."
Osman bey: he ya birazdan gidersin oğul.

AlGon oda:
"Alaeddin ve Gonca odaya gelmişdir. İkisi de bir birilerini çok özlemişdir. Alaeddin deminden verin gözü Goncadadır. Ona sarılmak isterdi ama divanda sarılması pekde münasip olamazdı. Sessizliği ilk bozan Alaeddin olur."
Alaeddin: Goncam
Gonca: hıh
Alaeddin: ben seni çok özledim Goncam
Gonca: ben de seni çok özledim medreseli. Her gün seni düşünürüm sana bir şey olacak diye çok korkarım.
Alaedddin: demek beni düşünürsün.
Gonca: evet. Alaeddin bu vazife ne vakit bitecek ?
Alaeddin: yakında Goncam yakında bitecek.
Gonca: İnşallah
Alaeddin: şimdi sen vazifeyi bırakda ben senin o gül kokuna, o bal dudaklarına hasret kaldım.
"Diğerek Alaeddin iki eliyle Goncanın yüzünü elleri arasına alır. Sonraysa yüzünü okşamaya ve o al al olmuş yanaklarından öpmeye başlar."
Alaeddin: seni çok seviyorum Goncam
Gonca: bende seni çok seviyorum Alaeddinim.
"Alaeddin tutkuyla Goncanın dudağından öpüyor, Gonca da aynı şekilde karşılık veriyordu."

1 SAAT SONRA:
"İkili bir biriyle azda olsa vakit geçirmiş hasretlerini dindirmişdiler. Ama artık Alaeddin gitme vakti olduğunu anlamışdı."
Alaeddin: Goncam maalesef benim artık gitmem gerek.
Gonca: keşke bu kadar çabuk gitmesen
Alaeddin: ben de gitmek istemem ki zaten. Ama iyiki de Olcaytu han bana bu vazifeyi vermişde buraya geldim. Seni aylar sonra yine göre bildim hileci hatunum.
Gonca: git ama çabuk gel ve bir de bana yara alamayacağına söz vermen gerek.
Alaeddin: tamam Goncam söz.
"Alaeddin Goncanın alnından uzunca öpüb sonarada her ikisi divana geçmiştir."
Divan:
"Her kes toplanmıştır."
Bala: evlat keşke böyle çabuk gitmeseydin
Alaeddin: bende gitmek istemezim. Ama gitmem gerek.
Malhun: kendine dikkat edesin oğul.
Alaeddin: tamam Malhun ana.
"Alaeddin bir-bir herkesle sarılıp helalleşmişdir."
Alaeddin: dışarı çıktımızda yabancı gibi davranmalıyız
Orhan: biliriz gardaş. Keşke böyle olmasaydı.
Alaeddin: vazifedir ağabey vazife. Sen hiç tasa etmeyesin bunlarda geçecek.
Orhan: İnşallah gardaşım İnşallah
Saray önü:
"Herkes saraydan çıkmış ve atlar olan yere gitmişdir. Nökerler de atların yanında bekliyorlardılar."
Kongar: dediğimi unutmayasın Osman bey
Osman bey: unutmam ama sende benim dediklerimi hanına iletesin.
Kongar: iletirim. Hayde nökerler gideriz.  HAYDE !
"Alaeddin ve nökerler gider. Osman beygil Alaeddinin arkasından baka kalrlar."

Akşam:
"Alaeddin geç olduğunu fark edince bir Kervansarayda gecelemenin doğru olduğunu düşündü."
Kongar: Nökerler gece olur bizimde yolumuz uzundur. O yüzden de yakındaki kervansayda geceliğecez.
Nöker: emriniz olur komutan Kongar
"Kongar ve nökerler kervansaraya giderler. Yemeklerini yedikten sonra Kongar odasına uyumaya gider."
"Uyumazdan önce bu gün Goncayla olan anılarını hatırladı. Onu şimdiden çok özlüyordu."
Alaeddin: ah Goncam ah. Keşke şimdi yanımda ola bilsen...
"Ve Alaeddin Goncayı düşünerek uykuya dalır. Goncanında Alaeddinden bir farkı yoktur. O da Alaeddini düşünerek uykuya dalar."

Yarın:
"Alaeddin uyanmış ve hemen karargaha taraf yola koyulmuşdur."

5 SAAT SONRA:
"Uzun süren yolculuktan sonra artık karargaha varmışlardırlar."
Olcaytu han: hoş geldin Kongar. Umarım iyi haberlerle dönmüşsündür.
Kongar: haberler pekde iyi değildir hanım.
Olcaytu han: nasıl yani ? Yoksa Osman biat etmeği kabul etmedimi ?
Kongar: etmedi hanım.
Olcaytu han: peki ya kabul etmezse sonuçlarına da katlanacağınıda söyledinmi ?
Kongar: söyeldim hanım. Geleceğiniz varsa göreceğiniz de var dedi
Olcaytu han: öyle olsun bakalım. O zaman biz de onlarü gösterecez.
Kongar: aslında hanım belki biraz beklesek yani şimdi savaşa başlamayalım.
Olcaytu han: niye ? Bizim şimdiki gücümüz kayılarının gücünden fazladır. Onları kolayca mağlup ede biliriz.
"Kongar sanki Osmanı korur gibi davranırdı. Olcaytu handa bunu fark edince bir şaşırdı."
Olcaytu han: ne olur sana Kongar ? Yoksa Osmanımı korursun ?
Kongar: yok... yok hanım o ne demek öyle
"Alaeddin biran ki telaşı Olcaytu hanın dikkatini çekti."
Olcaytu han: eyi öyle olsun bakalım. Şimdi gide bilirisin.
Kongar: emriniz olur hanım.
"Alaeddin gider ama onun bu haraketleri Olcaytu hanın dikkatini çekti. Birde Kongarla gitmiş bir nökerin onları içeri almadan kendi başına saatlerle Osmanla bir şey konuştuğunu söyleyince sanki biran Olcaytu hanın içine bir kurt düşer gibi ama çokda üstelemez. Ama bundan sonra da Kongara daha çok dikkat edeceğine karar verir."
.
.
.
.
.
.
.

Bir bölümünde sonuna geldik.
İnşallah beyenmişsinizdir.
Şimdilik hoşcakalın...👋

VAZİFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin