5.bölüm

397 24 5
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım İnşallah beyenirsiniz.
Çokca yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar.

------------------------------------------------------------
"Ve artık kaleye çok az yol kalmışdı. Orhan Mehmet ve diğer alplar bizans kılığına girmiştiler. Kalenin önüne vardığında Orhan bizansca (kapıyı açın) dedi ve kapı açıldı."
Lefke kalesi içi:
Asker: gelmeniz niye bu kadar uzun sürdü. ?
Mehmet: çok naz yaptılar o yüzden.
Asker: peki buraya ne tarafdan geldiniz ?
Orhan: siz dediğiniz yerden
Asker: biz pusula göndermiştik. Pusulayı gösterin. Hemen !
"Orhan ve Mehmet başlarıyla anlaşıb asıl plana geçmek zamanı olduğunu anladılar"
Mehmet: hayde alplar !
Orhan: hayde! Allahu Ekber
"Herkes kılıcını çekti ve dövüşmeye başladılar. Kayılar ve Germiyanlar bütün bizansın yarısını öldürmüşdüler. Bizansın sayısı azalırdı lakin alplar da gitdikçe azalırdı.
Orhan: ALPLAR! kapıyı açık tutun. Osman bey gelecek.
Gonca: ben açarım.
"Gonca kapıya giderken karşısına çıkan tüm askerleri etkisiz hale getirmişdi. Ama kolundan yaralanmışdı."
"Zorla da olsa Gonca kapıyı açtı ve içeri tüm  heybetiyle Osman bey ve Yakup bey girdi sonraysa diğer alplar. Osman atından inmeden önce de karşısına çıkan askerleri biçti. Sonraysa atından indi. Artık bizans gitdikçe azalıyor mağlup oluyorlardı."
Osman bey: hayde alplar. Dayanın az kaldı bu kale bu gün bizim OLACAK!
"Ve en sonunda bizans tamamen mağlup olmuştu. Artık kalede tek bir bizanslı bile kalmamıştı. Hemen bizans bayrakları yere indirildi ve bir tarafda kayının bir tarafda ise germiyanın bayrakları asıldı. Çünki bu kale artık her iki beyliğe aitdir.
Osman bey: bu gün bu kale feth edildi bu da siz alpların beylerin sayesindedir.
Yakup bey: Mübarek ola
"Ve artık kaleden ezan sesleri gelmeye başladı."
1 saat sonra:
"Yarası olanlar şifahenede yaralarını sarardı. Goncanında ağır olmasa da kolundan yarası vardı. Yarasını temizlerken birden aklına Alaeddin geldi. Medreseli imdi burda olsa idi hem Goncayı yara almasına izin vermez yara alsa bile yarasını kimseye bırakmadan kendisi sarardı. Aklına Alaeddin gelince Goncanın yüzüne tebessüm geldi."
Gonca: ah medreselim keşke imdi burda olsan off.
Moğol karargah:
"Alaeddin 3 gündü sakince gününü geçiriyordu. Olcay Tu hanın onu izletdiğini bilirdi. O yüzden de kedini açığa çıkartacak bir şey yapmak istemiyordu. Ailesini çok özlemişti: babasını ağabeyini çok konuşan bacısını anasını ve tabiikide Goncasını. Goncasının o gül yüzünü görmek isterdi onun o mis kokusunu içine çekmek isterdi.
Lefke kalesi. Akşam yemeği:
"Osman bey Yakup bey ve onların hanesi bir sofrada oturmuşdular. Onlar ve ahali Lefke kalesinin fethini kutlarlardı."
Osman bey: şükür bu günümüze de
Yakup bey: he ya Lefke kalesinide feth etdik. Allahın izniyle bizansın elinde olan diğer toprakları da feth edecez.
Osman bey: İnşallah
"Ve yemekler yenilmişdir."
Osman bey: eh gayrı yemeklerde bitdiğine göre Boran
Boran: buyur beyim
Osman: vurasın kopuzun teline de biraz neşelenelim
Boran: buyruğundur beyim.
"Boran başlar"

1 hafta sonra:
Moğol karargah:
"Artık Olcay Tu han Alaeddinin sadakatinden de emin olmuş ve onu komutanl etmeğin tamda vakti olduğunu düşünürdü. Çünki hanın imdi onun gibi bir adama çok ihtihacı vardı."
Olcay Tu han: nöker!
Nöker: buyrun hanım.
Olcay Tu han: bana hemen Kongarı çağırın. Ona söyleyeceklerim var.
Nöket: emriniz olur hanım
"Nöker gider ve Alaeddini çağırır.
Alaeddin otağın kapısına gelince dedi."
Alaeddin: Destur varmıdır hanım ?
Olcay Tu han: gel Kongar
"Alaeddin içeri girmişdir. Ve eğilerek söyler."
Alaeddin: beni çağırmışsınız hanım
Olcay Tu han: evet çağırdım. Seninle mühim şeyler konuşmam gerek.
Alaeddin: buyrun hanım
Olcay Tu han: bak Kongar açık konuşacam. Ben öyle her kesden etkilenmem. Lakin sen... ilk önce hayatımı kurtarışın sonra konuşma tarzın gücün... Açıkcası beni çok etkiledin Kongar. Bende isterim ki böyle bir moğol bir nöker değilde benim en yakın komutanlarımdan biri olsun.
"Alaeddin sonunda istediği şeye ulaşmışdı"
Alaeddin: hanım nasıl uygun görürse. Siz nasıl emr edersiniz hanım.
"Ve arık Alaeddin resmen Olcay Tu hanin en yakın komutanlarından biri olmuşdu. Vazifesinin en zorlu kısmını yapmıştı."
Aladddin vazifesini etmeden atasına mektup yazmak istemezdi o yüzden de gitdiğinden beri mektub yazmamışdı. Ama şimdi vazifesinin asıl kısmı tamamlanmışdı. Şimdi mektup yaza bilirdi."
Olcay Tu han: tamam Kongar sen artık benim ordumun komutanısın. Bunu da her kes bikecek.
"Han ile Alaeddin dışarı çıktılar ve bütün nöker ve diğer komutanları meydana çağırdı."
Olcay Tu han: bundan böyle her kes bilsin benim yeni komutanım Kongardır.

Yenişehir Osman bey sarayı
Aksam yemeği:
"Her kes oturmuş yemeğini yiyodu ki birden kapı açıldı ve Boran içeri girdi.
Elinde bir mektup vardı bu Alaedinin mektubuydu"
Boran: beyim
Osman bey: dinliyorum Boran
Boran: beyim size bir mektup gelmiş.
Osman bey: kimden gelmiş ?
Boran: bilmeyiz beyim
Osman bey: veresin
"Osman mektupu acıb okur ve okuduğu esnada da yüzünde bir tebessüm oluşur.
Mektupda yazanlar:
Merhaba baba biliyorum bana bu mektupu daha önce yazmadığım için kızgınsınız. Lakin ben vazifemi etmeden size bir haber etmek istemedim. Zorda olsa Olcay Tu hanın güvenini kazandım ve beni komutanı tayin etdi. Artık bır kısım moğola da ben komutanlık edecem. Eminim artık bana güvenir. Böylece bende vazifemin esas kısmını etmiş oldum. Size bir de ne vakit mektup yollarım bilmezim. Çünki yollama imkanım olmaya bilir. Bunu bilin ki ben iyiyim.
Anama, bacıma, Goncama söyle benim için endileşelenmesinler. Ben iyi olacam. Şimdilik buraya kadar baba Allaha emanet olun. Kendinize eyi bakın.
                                              
                                                ~Alaeddin.

"Osmanın güldüğünü gören Bala söze girdi"
Bala: hayırdım Osmanım kimdendir mektup ? Kimdensede pek hayır bir haberdir ki seni güldüre bilmiş.
Osman: he ya bu mektup bizim için değerli olan birinden.
"Her kes kim olduğunu mersk ederdiler. Lakin bir umut Alaeddin olduğunu ümut ederlerdiler."
Bala: kimdendir Osmanım ?
Osman bey: Alaeddindendir Balam
"Osman bey bunu söyleyince her kes sevinmiştir en sonunda. Nerdeyse 1 ay olmuşdu Alaeddinden haberleri olmamalarının. Her kes merakla ne yazdığını düşünürdü."
Orhan: peki ne yazmış beyim ?
"Osman bey Alaeddinin yazdıklarını okur ve bir yandan da gururlanmışdır. Çünki oğlu böylr çetin bir vazifeninde kısmen de olsa üstesinden gelmişti."
Orhan: Demek gardaşım başarmış ha beyim ?
Osman bey: he ya başarmış. Lakin Alaedeinin asıl vazifesi şimdi başlar. Onu zorlu bir vazife bekler. İnşallah o bununda üstesinden geler.
Herkes: İnşallah.
"Her kes bu haberden sonra çok sevinmişdir. Hele Gonca. Gonca medreseliyi çok özlerdi. 1 aydı ki onu görmezdi. Ama onun mektupda yazdıkları onu çok sevindirmişdi."
"Sonraysa her kes uyur."
Moğol karargah:
"Alaeddin komutan olmuşdur. Lakin o Olcay Tu hana daha da yakın olmalıydı onun sağ kolu kadar yakın olmalıydı.
Alaeddinde bunları ve tabiikide Goncasını düşünerek uykuya dalar."




Nasıl olmuş ?

VAZİFEWhere stories live. Discover now