Üstünü giyip aşağı indiğinde Kanat'ın kendisine bakarken ki gülüşü çok gerçekti gamzeleri
Kanat : Günaydın
Ekim : Günaydın. Bu kadar şeyi ne zaman hazırladın
Kanat : Uyku tutmadı bende hazırladım
Ekim : Sağ ol
Bu iki kelimenin barındırdığı anlamlar çoktu artık Kanat içinde Ekim içinde. Kanat için verilen şans içindi Ekim içinde hep yanında olduğu içindi
Kanat : Hadi anlat bakalım
Ekim : Neyi anlatıcam
Kanat : Deniyoruz o zaman yeniden tanıştık sayıyorum o yüzden ben Kanat
Ekim : Bende Ekim
Kanat : Nasıl bir çocuktun anlat
Ekim : Ben biraz fazla yaramaz bir çocuktum
Kanat : Abartma
Ekim : Yok hiç abartmıyorum gerçekten 3 yaşındayken evin her tarafına hatta bir keresinde de evi yakmışım
Kanat : Yok artık
Ekim : Yaa. Peki sen
Kanat : Yani senin bi 10 katı yaramaz bir çocuktum
Ekim : O zaman annelerimiz çok çekti bizden desene
Kanat : Öyle oldu. Peki Leyla
Ekim : Annelerimiz çocukluk arkadaşıydı zaten yakın zamanda evlenip hamile kalmış ikiside
Kanat : Anne karnından beri arkadaşsınız yani
Ekim : Bu gün Fransa'yı gezdiriyim sana nedersin
Kanat : Olur nereden başlıycaz
Ekim : Şanzelize'den başlarız
Kanat : Tamamdır sonradan ben seçicem ama
Ekim : İyi tamam
Kahvaltı ettikten sonra evlerinde hazırlanıp çıktıktan sonra şanzelizede geziyorlardı sokak lezzetlerinide tadıyorlardı
Kanat : Yarında Belçika'ya gidelim mi
Ekim : Yabancı olduğum bir yer değil ama eminim sen benden daha fazla yer biliyorsun
Kanat : Merak etme çok güzel yerler gezdiricem
Ekim : Hadi o zaman gel
Kanat : Şimdi nereye
Ekim : Colmar Kasabasına hadi arabaya
Arabaya biniğ kısa bir yolcukluktan sonra kasabayı gezmeye başlamışlardı uzun bir gezintiden sonra Ekim bir restorana getirir yaşlı bir adam gelip sevinçle sarılır
Henri : Fille, quand es-tu venue ?(Kızım ne zaman geldin sen)
Ekim : ça fait quelques jours(Bir kaç gün oldu)
Henri : Arkadaşın mı (Est-ce ton ami ?)
Ekim : Oui, il s'appelle Kanat (Oui, il s'appelle Kanat)
Henri : Je suis content fils(Memnun oldum oğlum )
Kanat :Je suis également heureux de vous rencontrer(Bende memnun oldum)
Henri : Allez, je vais préparer tes repas.(Hadi geçin ben yemeklerinizi hazırlıyım)
Masaya geçip oturduklarında Kanat gülerek ona bakıyordu Ekim'de artık kendini dinlemeye başlıyordu
Ekim : Niye öyle bakıyorsun bana
Kanat : Bilmem bu gün gözüme daha da güzel görünüyorsun
Ekim : Normalde çirkin miyim yani
Kanat : Asla şu zamana kadar gördüğüm en güzel kızsın
Yemekleri yerlerken bir taraftan eğleniyorlardı
Ekim : Ya biliyorum hayvan gibi yiyorum
Kanat : Yok canım
Ekim : Ama güzel dimi yemekler
Kanat : Baya iyi. Sen nereden tanıyorsun peki
Ekim : Avukatıyım
Kanat : Hadi ya
Ekim : Evet kendi oğlu dolandırdı oda mahkemeye verdi reddi miras için
Kanat : Üzüldüm
Ekim : Oda üzüldü ama baba yüreği
Kanat : Baya dişli bir avukatsın yani
Ekim : Duruşma salonuna beklerim o zaman
Kanat : Bizzat seni izlemeye gelicem
Gün boyu zaman geçirdikten sonra sandal turuna binerler. Kanat telefonunu çıkarıp resmini çekmeye başlar
Ekim : Napıyorsun
Kanat : Bu anı ölümsüzleştiriyorum
Ekim : Kanat
Kanat : Efendim
Ekim : Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim
Kanat : Çıkmayada niyetim yok tabi sen izin verdiğin sürece
Ekim : O zaman hiç çıkmıycaksın desene
Kelimeler insanı mutlu eder miydi bu kadar Kanat'tı etmişti işte kalbi sanki yerinden çıkıcaktı