Bölüm 5

27 6 0
                                    

Jimin gelen arabayı görene kadar apartmanın önünde endişe ile bekliyordu. Önünde duran arabayla derin bir nefes aldı. Artık evine dönüp kimliğini aramaya devam edebilirdi. 

"Hemen arabaya bin, gitmemiz lazım." dedi Jungkook. Ses tonu o kadar karışıktı ki endişe, korku, üzüntü her şeyi barındırıyordu. 

"Ne saçmalıyorsun Jungkook kimliğim yokken dışarı adım bile atmamalıydım şimdi de arabaya bin diyorsun kafayı mı yedin?" 

"Benim de kimliğim yok şu an. Jimin ne olduğunu bilmiyorum ama yapmam gerektiğini biliyorum o yüzden bin şu arabaya artık." dedi Jungkook endişesi artan bir sesle. Jimin tereddütte kalmıştı binmeli miydi yoksa eve dönmeli miydi? Bu düşüncesini bölen bebek ağlama sesi oldu. Bebeğin sesini duyduğunda "Sen delirmişsin." diyerek arka koltuğa oturdu hızlıca. 

Jungkook, Jimin daha kapısını kapatmadan ilerlemeye başlamıştı bile. Jungkook neye acele ettiğini bilmiyordu ama acele etmesi gerektiği kesin olduğu için böyle davranıyordu. Neye ne kadar zamanı kaldığı meçhuldü. 

"Ne olduğunu açıklayacak mısın artık?" dedi Jimin bir yandan bebeği sakinleştirmeye çalışırken.

"Bilsem açıklardım." dedi Jungkook sinirleri bozulduğu belli olan sesiyle. "Tek bildiğim her şeyin torpidoda olduğu ve bir an önce bu adrese gitmemiz gerektiği." diyerek elindeki kağıdı salladı.

"Sen cidden kafayı yemişsin Jungkook. İkimizin de kimliği yok ayrıca arabada bebek var. Ayrıca lanet olasıca Jin'nin arabasında neden Jin yok?" kızgın bir sesle sordu.

Jungkook "Bilmiyorum Jimin, hiçbir şey bilmiyorum." dedi karşılık olarak. Jimin bunun üstüne histerik bir kahkaha attı. Zaten dünden beri kimliğini bulamadığı için sinirleri aşırı yıpranmıştı şimdi kendini tam olarak bir bilinmezliğin ortasında bulmuştu hem de bir bebekle.

"Neyi biliyorsun peki? Beni apar topar bindirdin bu arabaya." kızgın bir sesle sordu. Jungkook'tan bir ses çıkmayınca kendini biraz daha sakinleştirmeye çalışıp tekrar konuşmaya başladı. "Peki kolay soruyla başlıyorum bu bebek kim?" dedi sakin tutmaya çalıştığı sesiyle.

Jungkook "Cheonsa'ymış." dedi boş bir sesle. Jimin bir anda alkış tutmaya başlamıştı "Woooww Jungkook dünyanın en açıklayıcı cevabı oldu bu. Sen benle dalga mı geçiyorsun ya kimin çocuğu, biz neden Jin'nin arabasındayız ve lanet kimliklerimiz yok." kızgın olduğunu fazlaca belli eden sesiyle konuştu. 

Kırmızı ışıkta durduklarında Jungkook konuşmaya başladı. Zaten fazlaca bozuk olan odağını atık araba kullanmaya vermek zorunda değildi.

"Jin ve Hyesu'nun kızı. Kimliklerimiz torpidodaymış." deyip torpidoya uzandı. Dosyanın üstünde duran üç kimliği aldı "Evet bak buradalar." deyip Jimin'e uzattığında kırmızı ışık artık yeşil olmuştu. Böylece Jungkook tekrardan tüm dikkatini araba kullanmaya verdi.

Jimin gördüğü kimliklerle üstünden yük kalkmış bir biçimde "Jeon Jimin, Park Jungkook ve Park Cheonso mı?" demişti. Soyadı aynı olmasa da en azından artık bir kimliği vardı. Fark ettiği detayla hafifçe dalga geçerek konuşmaya devam etti. "Sonunda Park Jungkook olmuşsun." ikisi de sırıttığında gergin olan hava dağılmaya başlamıştı. 

Bu durum ilerideki polis kontrolünü gördüklerinde tekrar gerginleşti. Jimin hızlıca Jungkook'un kimliğini uzattı ve kendisiyle Cheonsa'nınkini kendi cebine koydu. Araba yavaşlarken uyuyan bebeğin üstünü örttü ve kendini daha sakin tutmaya çalıştı.

"Evet beyler rutin kontrol var. Kimliklerinizi alayım." dedi polis memuru. Jimin tüm serinkanlılığıyla sanki hep oradaymış gibi kimlikleri çıkarıp Jungkook'a uzattı. Jungkook kendi kimliğini de ekleyip üçünü polise verdi.

My Time| jikookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon