꒰ঌ 8 ໒꒱

199 18 157
                                    


mitsuya'nın attığı konuma geldiğimde zili çalıp birinin açmasını bekledim.

mitsuya hasta olduğundan kardeşlerinin açacağını düşünüyordum ve düşüncelerimde haklı da çıkmıştım. iki küçük kız kapıyı açtığında onlara bakarak gülümsedim.

diğerine göre daha büyük görünen bana bakarak kaşlarını çattı. "sen de kimsin?"

mitsuya geleceğimi söylememiş miydi? "mm, ben y/n. abinizin arkadaşıyım." dedim. son cümlemi duymasıyla çattığı kaşları normal hale geldi ve bana hafifçe gülümsedi.

küçük olmasına rağmen çok akıllı duruyordu. e kimin kardeşi?

"içeri geçebilir miyim?" derken gülümsemeye devam ediyordum. "abiniz hastaymış, ona bakmaya geldim."

ikisi de dudaklarını büzdüler. ardından kapıyı sonuna kadar açıp içeri geçmeme izin verdiler.

içeri girip ayakkabılarımı çıkardım ve bir köşeye koydum. "abiniz nerede?"

ikisi de pür dikkat bana bakıyorlardı. küçük olan önden ilerleyince ben de onu takip ettim. büyük olansa bana yetişip elimi tuttu. "ben mana. o da luna."

bakışlarımı her ikisinin de üzerinde gezdirdim. "tanıştığıma memnun oldum mana."

gözlerini kırpıştırdı.

o sırada salona, mitsuya'nın -gerçi şu an üçü de mitsuya oluyordu ama bu pek de önemli değildi- hasta hasta yattığı odaya gelmiştik.

mitsuya yorganı kafasına kadar çekmiş bir şekilde uyuyordu. yavaşça yanına ilerleyip yorganı biraz aşağı çektim. elimin tersiyle alnına dokundum.

ateşi vardı. yorganı tamamen üstünden çektim. "mana bana temiz bir bez bulabilir misin canım?" dedim elim hala mitsuya'nın alnındayken.

mana düşünürcesine bana baktı. "sanırım yerini biliyorum. ama boyum yetmez ki. benimle gelir misin y/n?" tatlı tatlı söylerken onu ısırma isteğimle başa çıktım.

çocuklardan nefret ederdim peki bu ikisi bana niye bu kadar tatlı geliyordu?

"luna, abinin yanında kal sen canım. hemen geliyoruz biz." luna'nın yanağını sıktım. o ise başını sallayıp mitsuya'nın uzandığı koltuğun yanına oturdu. abisinin elini tutuyordu.

mana önden ilerleyip bana yol gösteriyordu. banyoya geldiğimizde dolabı işaret etti. "orayı açar mısın y/n?" dolabı açtığımda birkaç bez gördüm. rastgele bir tanesini aldım.

musluğu açıp suyun sıcaklığını kontrol ettim. soğuk olduğuna kanaat getirdikten sonra bezi ıslattım.

mana'yla birlikte salona döndük. luna hala abisinin elini tutuyordu.

soğuk suyla ıslattığım bezi mitsuya'nın alnına koydum.

titrek bir nefes verip yerinde yavaş yavaş kıpırdamaya başladı. uyanıyordu herhalde.

luna abisinin uyanmaya başladığını fark edince elini okşadı. luna'ya bakıp gülümseyerek saçlarını okşadım.

abilerine gerçekten değer veriyor olmalılardı. benim de böyle bir abim olsaydı ben de değer verirdim.

mitsuya gözlerini açınca bakışları önce kardeşlerinde gezindi ardından bana baktı.

"y/n..." kısık sesiyle mırıldandı. hangi ara bu kadar hasta olmuştu bu çocuk?

kazutora olsaydı ilgimi çekmeye çalışıyor diyip dalga geçerdi muhtemelen. bu düşünceye gülümsemeden edemedim.

"sen uyumaya devam et. ben hemen geliyorum." mana'yla birlikte odadan çıkıp mutfağa gittik. "şimdi abine çorba yapacağız. iyi gelir." mana heyecanla gülümseyerek bana baktı. "abin bir anda mı bu kadar kötü oldu?"

☆ forelsket | mitsuya takashiDär berättelser lever. Upptäck nu