X

404 131 1.3K
                                    

Herkese selaaammm. Sizi bilmem ama ben yazarken muhakkak kurguya uygun şarkılar dinlerim. Benim için şarkıların adları ve sözleri değil, melodilerinin bana ne hissettirdiği önemli. İşte bazen öyle şarkılar denk geliyor ki, bir karakterin ya da olayın vibe'ını alıyorum deli gibi. Medyaya bıraktığım şarkıyı da ilk dinlediğimde, 'Aha, Talay ve Rhavyn' demiştim.

İster önce, ister bölümü okurken, ister bitirdikten sonra dinleyin. Tercih sizin. Ama kesin dinleyin ve sözlere değil, melodiye odaklanın :)

Bölümü ikiye bölmek zorunda kaldım bu arada. Fazla uzun olacaktı öbür türlü. İyi okumalar. Yıldızsız ve yorumsuz geçmeyin 🖤

*****

Kapalı göz kapaklarının altında gözlerini oynattı Talay. Ardından nefesini burnundan yavaşça salıp yutkundu. Fakat boğazından aşağıya kaya inmiş gibi geldi.

Sersem gibiydi. Felçliymiş gibi hissettiren bir uyuşukluğa esir düşmüştü. Kafatasının içinde sürekli şişip inen balonlar varmış gibi hissediyordu. Gözlerini aralamak istese de yapamadı. Saorgo ikiye bölünmüş de göz kapaklarının üzerine oturmuştu sanki. Homurtuyla karışık mırıltılar yankılandı boğazında.

''Rhavyn.'' diyebilmek için bir kez daha yutkunduğu sırada canlandı hafızası. Elektrik çarpmışçasına titreyip tüyleri diken diken olurken son olanlar, halen daha açmayı beceremediği gözlerinin önünden süratle geçmeye başladılar.

Süptilâlem'e geçtikten sonra uzattığı elinin Rhavyn'inkine kavuşmasına azıcık kala arkasından geleni sezmesi, aynı anda Rhavyn'in Süptilâlem'den fırlayıveren sicimlerin saldırısına uğrayarak savrulması... Yaralıydı da üstelik. Sol böğrü kan içindeydi.

''Öncesizliğim!'' diye haykırmıştı ona. Aynı esnada da yaydığı keskin dalgayla sicimlerin paramparça olmasına neden olmuştu. Fakat tam o an... Hissettiği korkunç acı, nefesinin kesilişi, Rhavyn'in, ''Hayır!'' diye feryat edişi...

Belinin arkasından, kalçasına yakın bir noktadan girmişti hançer. Çıktığı gibi de sahibine kavuşmuştu. Hançerin içini hunharca yararak ilerlediği sırada geçen o anlık sayılabilecek sürede yaşadığı farkındalık... Brienyx'i olduğundan daha güçlü hâle getiren partiküllerdi hançeri oluşturanlar. Onu delik deşik etmesinden sonra serbest kalarak peşinden gelmişlerdi ve kuduran öfkesinden ötürü onları fark edememişti.

Kendi kanının içinde kalakalmış, hâliyle odaklanma namına bir şey kalmayınca transtan çıkmıştı.

Gözlerini zorlukla aralayabildiğinde ilk gördüğü, Ornivek'in mavi bir bulanıklıktan ibaret olan suratı olmuştu. Kabinde hakim olan keşmekeşte birbirine giren ve panikle kederin pençelerinde kıvranan sesler arasında en net ayırt edebildiğiyse Damian'ın hüngür hüngür ağlamasıydı. Acı hissetmemişti, fakat ağız boşluğunun her bir noktasında hüküm süren kanının metalik tadını duyumsamıştı. Derken Ornivek ardı ardına bir şeyler söylemeye başlamıştı. Anlayamamıştı ki.

Sonra bir başka ses... İrmein. O da baş tıp subayının ağzından çıkanlar her neyse aynılarını tekrarlamaya başlamıştı sanki.

Başını hafifçe sağına çevirip, elini sımsıkı tuttuğu Rhavyn'e bakmıştı. Bilincini açık tutmakta zorlanmaya başlamasının etkisiyle zaten iyi olmayan görüşünün kara bulutlarca istila edilmesine rağmen onun halen daha transta olduğunu fark edip çehresini kırıştıran öfke, korku ve acı karışımı ifadeyi seçebilmiş, ellerinin üzerindeki üçüncü elin baskısını hissetmişti. İrmein'di elini koyan. İşlevini yitirmeye yüz tutan işitme duyusunun şaşılacak şekilde birdenbire sesleri ayırabilmeyi başardığı o kısacık sürede yakalamıştı İrmein'in Ornivek'le birlikte telaş içinde dediklerini.

ASTROKÖLE & ASİRVANİWhere stories live. Discover now