2.9

15.8K 1.9K 1.5K
                                    


Kesin kararımı vermiştim. Okuldan kaydımı aldıracaktım. Bugün annem ve babam gelecekti benim için ve müdürle konuşup nakil işlemleri hakkında bilgi alacaklardı. Ayrıca en az burası kadar iyi bir okula geçişime yardımcı olabilirler mi diye görüşecektik. Müdür yardımcı olacağını söylemişti. Umarım gerçekten de yardımcı olurdu. Sonuçta burası ülkenin gözdesi olan liselerden biriydi. Yönetimindekiler de prestijli insanlardı. Eli kolu uzun olan.

Okul bahçesinden içeriye girdiğimde kulaklarımlarımı çıkartıp montumun cebine soktum. Biraz erken gelmiştim. En uzak benim evim olmasına rağmen en erken ben geliyordum hep.

Binadan içeriye adımlarımı yönlendirdim. Uzun koridordu yürürken sanki ensemde bir nefes hissetmiş gibiydim. Kaşlarımı çattım. Hafiften omzumun arkasından baktığımda iki kişi arkamdan geliyordu. Bir şey demeden önüme döndüm. Neden gergindim?

Adımlarım nereye ilerlese arkamdaki iki kişi de aynı yönde adımlarını ilerletiyordu. Konuşmuyorlardı.

İçime kurt düşen gerginlik git gide büyümeye başladığında adımlarımı hızlandırdım. Arkamdaki ikilinin de adımlarını hızlandırdığını anladığım an merdivenlere yönelip koşmaya başlamıştım ki hemen atağa geçip beni yakaladılar.

"N'oluyor?! Siz kimsiniz bırakın!" Tüm gücümle ittirmeye çalıştığımda beni yaka paça koridorun aşağısına götürdüler. Karşı çıkmaya çalışsam da öyle güçlü sürüklüyorlardı ki engel olamadım. Çaresizce ayak uydurmak zorunda kaldım.

İçten içe korkmaya başladım çünkü şu an bunların kim olduğunu ve beni nereye götürdüklerini bilmiyordum.

Beni çekiştirerek bir kapının önüne getirdiler ve kapıyı açıp içeriye doğru fırlattılar adeta. Kapı hemen kapandığında dengem şaştığı için yere kapaklandım.

Yüzümü ekşittim.

Sırtımdaki çantam yana doğru kaydı. Avuçlarımı yere yaslayıp yüzümü kaldırdım. Gözlerimin merceğine giren bir çift pahalı spor ayakkabıların sahibi bana birini hatırlatırken burnuma gelen o tanıdık koku kim olduğu konusunda bir kesinlik sunuyordu.

Oktay Melih.

Bakışlarımı kaldırıp kocaman boyuna baktım. Ellerini ceplerine yerleştirmiş en tepeden bakıyordu bana. Yüzündeki hiçbir mimik yoktu ama buz gibi bakıyordu.

Sanki ben onun ayaklarının dibindeyken yerimi bulmuşum da o hak ettiği yerden, yukarıdan bana bakıyordu.

Sertçe yutkundum. Eşkiya gibi adamlar tutup beni ayağına getirmesi de neyin nesiydi? Mafya babası falan mı zannediyordu kendini?

İkimizden de ses çıkmadı. Yavaşça düştüğüm yerden toparlandım. Çantamın kopçalarını taktım sıkıca ve sızlayan avuç içlerimi görmezden gelerek ela gözlerine baktım.

Hiçbir şey söylemiyordu. Öylece bakıyordu bana. Korkmalı mıydım?

Bakışmamız uzadığında bu gergin havanın bir an önce bozulması için konuşmayı başlatmamız gerekiyordu.

"Ne istiyorsun Melih?"

Ela gözlerinin içindeki öfkeyi görebiliyordum. "Şşş," dedi bana doğru adımlar atarken. "Burada sorgu yapması gereken kişi benim."

Yanıma geldi ve dibime girdi. Tam karşımdayken yapılı bedeni göğüs kafesime ağırlık yapan bir öküz gibi hissettiriyordu.

Bir elini kaldırıp başımın yanından duvara yasladı. Kirpiklerimi kırpıştırdım. Hafifçe eğildi bana doğru.

ZORBA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin