"Arkadaşların var mı." Dediğimde gözleri parladı.

"Evet var ama sadece okulda değil hep görüşüyoruz top falan oynuyo-" sözüne devam edecekken bir anda başına yediği tokatla başı öne eğildiğinde kaşlarımı çattım ve elin sahibine baktım.

"Napıyorsun sen be." Dedim sinirle. Bir elimde sefanın başındaydı okşuyordum. Acımıştı ki sefanın gözleri dolu dolu olmuştu.

"Kalk şurdan." Dedi sefaya beni takmayarak. Sefa hemen sözünü dinleyip kalktığında Tarık pişkince sırıtıp yanıma oturdu. Ona sinirle bakarken bir anda telefonuma gelen bildirim sesiyle elimi cebimde duran telefona atıp ekrana baktım.

Bir yeni mesaj:

Miran: Ömer artık bekleyecek vaktim yok.

Görüşelim bir an önce.

"Kim o." Ben ekrana bakmaya devam ederken tarığın sesiyle irkilip hemen telefon ekranını kapatıp ona baktım.

"Sana ne." Dediğimde yüz hatları gerildi.

"Düzgün konuş benimle ver şu telefonu." Dedi elimde ki telefonu almaya çalıştığında onu ittirdim ben geriye gittikçe zorluyor elimden almaya çalışıyordu.

"Napıyorsunuz." Diyen babamın sesiyle Tarık duraksadı ve ona baktı.

"Baba bu birileriyle konuşuyor." Dediğinde ona nefretle baktım. "Telefonu Ver diyorum vermiyor." diyip tekrar elimden almaya çalıştığında bu sefer duyulan sert ve baskın sesle yerinden irkildi.

"Eğer elini hemen çekmezsen o elini keser köpeklere yem diye veririm." Diyen baranın sesiyle hızla ellerini benden çektiğinde bende yerimde dikleştim.

"A-ağam ben o bir şeyler saklıyordu ben o yüzden şey etmi-" titreyen sesiyle konuşup sözüne devam edecekken baranın sesiyle konuşması yarı da kesilmişti.

"Sana ne lan ister saklar ister saklamaz sana hesap mı verecek." Dediğinde salonda derin bir sessizlik oluştu. Bakışlarımı salonda gezdirdiğimde bana sinirle bakan bedenlere baktım.

"Ne saklıyorsun sen." Diyen havva hanımın sesiyle ona baktım.

"Bir şey saklamıyorum ayrıca saklasamda size ne." Dediğimde hiç bir şey söylemedi. Söyleyemezdi de.

"Düzgün konuş kayınvalidenle ömer." Diyen adama kaydı gözlerim bu sefer.

"Ben gayet düzgünüm ama siz pek değilsiniz. dağdan inmiş gibisiniz." Dedim yüzümü buruşturarak.

"Al işte yine huzursuzluk çıkartıyor." Diyen havva hanıma baktım. Ben o yüzden geldim zaten. "Sana gelmesin demiştim." Dedi barana bakarak.

"Ana huzursuzluk çıkaranın ömer olmadığını sende çok iyi biliyorsun." Dedi baran. Bakışları tarığa kaydığında Tarık başını önüne eğdi.

Bakışlarım narine kaydığında "narin." Dedim bana baktı bense bakışlarımı ondan çekip annemle babamın gözlerinin içine baktım.

"Dikkat et." Dediğimde anlamayarak bana bakıyordu. "Eğer bebeğin doğarsa satar bunlar." Dedim yüzümde ki alayla.

"Ne diyorsun lan sen." Diyerek babam hiddetle ayağa kalkıp yanıma yaklaşıp elini kaldırdı öylece durup gelecek olan darbeyi bekledim. bir anda önümde duran bedenle duraksadım.

Baran elini tutmuş gözlerinden fışkıran bir sinirle karşısında ki adama bakıyordu. Elini serçe bıraktığında iki adım geriledi babam.

"Ağam bırakında ona haddini bildireyim." Diyip tekrar bana yaklaşacakken baran tek elini kaldırıp göğsünden sertçe ittirdi.

TUTSAK bxbWhere stories live. Discover now