bölüm 22

3.5K 273 84
                                    

İKİ BOLUM YAYINLADIM HADİ İYİ GECELER:

Etrafları sarılmıştı, napacaklardı, elf askerler dahada çoğalıp dahada yaklaşmaya baslamıslardı, Elena yutkundu tabi lorinde, dare ise hala yarı baygın ve çıplaktı, heryeri kan içindeydi, böyle durmaya devam ederlerse kan kaybından ölebilirdi, Elena ve lorin tam ümitlerini kesmişlerdiki birden tanıdık bir ses duyuldu

"Hey bensiz mi? Gelini nişandan kaçırırsınız ha"

Demesiyle Elena ve lorin karşılarında gördüğü kişiyle şoka uğramış ve mutlu olmuşlardı, bu roseydi, elf askerleri roseye saldırdığında rose kılıcını çekip , teker teker öldürmeye başladı, lorin ve Elena dareyi zor zor taşıyıp hızla atlarının yanına gitmeye başladılar, dareyi ata bindirmeleriyle, lorin dareyi tutup atı dizginlemişti, Elena atına binip roseye seslendi, rose son bir kılıç darbesi atıktan sonra hızla elenanın arkasına binip , hızla atlarla uzaklaşmaya başladılar,

🐉

Rose toplayıp getirdiği son odunları da ateşin üstüne atmıştı, Elena ateşin başında oturmuş üzgünce dareye bakıyordu, lorin darenin yaralarının üstüne bulabildiği şifalı otları ezik bırakmıştı, rose yakaladığı tavşanı ateşte pişmesiyle, yerleştirdiği çubukta çıkarıp Kaya'nın üstüne bıraktı, hançerini suda iyice temizledikten sonra tavşanı yavaşça parçalara ayırıp, bulduğu büyük yaprakların üzerine yerleştirdi, ardından alıp birini elenaya uzatı

"Buyrun prenses, saraydaki gibi olmsada lezetlidir eminim beğenirsiniz"

Elena roseye gülümseyip teşekkür etti, ardından rose diğerinde lorine uzatı

"Prenses lorin lütfen yiyin güç kazanmalısınız"

Lorin ise üzgünce elinden alıp yemeğine baktı, Elena

"Hadi lorin dare için güçlü olmalısın"

Lorin burukça elenaya gülümseyip yavaşça yemeğe başladı, rose yemeğini yemeden önce darenin anlima elini koyup ateşine baktı

"Ateşi normele dönmüş, sadece biraz dinlemesi gerek"

Diyip yerine geçti, oda yemeğini yemeğe başlamıştı, rose

"Prenses kral Ares sarayda olmadığınızı anladığında çok kızacaktır eminim ki"

Elena
"Önemli değil, sonuçta lorini kurtardık ya"

Elena aklına gelen soruyla
"Peki ya sen rose nerelerdeydin ve bizi nasıl buldun"

Rose
"Aslında her zaman ormandaydım, sen ve dareyi atlarla bir yere giderken gördüğümde takip ettim, öyle işte"

Elena
"Teşekkür ederim rose hayatımızı kurtardın"

Rose
"Ne demek ne kadar sürgün edilsemde bu benim görevim"

Elena roseye gülümsemiş ti, rosede aynı şekil , bir süre daha sohbet ettikten sonra rose

"Neyse yemeklerimizi yediğimizde göre, siz burda uyuyun prenses Elena"

Yerde büyük iki yaprağı yere sermişti, üstünde de ince bataniye vardı, aynısı lorin içinde hazırlanmıştı, Elena roseye bakıp

"Peki sen nerde yatacaksın"

Rose
"Ben uyumayacağım prenses birinin nöbet tutması gerek, hadi siz yatın biraz rahatsız eder ama uykusuzluktan iyidir"

Elena roseye gülümseyip yerine geçti, üstünü örtmesiyle kapanmaya hazır gözleri hızla uykunun yolunu tutmuştu, rose lorine dönüp

"Merak etmeyin prenses lorin ben başındayım, hiç birşey olmicak"

Lorin roseye gülümseyip minnetle başını salladı, ardından ağlamaktan yorulan gözlerini uykuya teslim etmişti, rose ise atesin başında sadece nöbet tutmuştu,gece yarısı dolmuştu, Elena, dare ve lorin uyurken rosede gürleştirdiği ateşin başında kılıcını keskileştiriyordu bir taşla, ancak birden duyduğu sesle hızla ayağa kalkmış kılıcını elinde tutmuştu, lorin ve elenada sesten dolayı uyanmıştı, Elena

EJDERHA KRALA TUTSAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin