Kat 4

54 11 28
                                    

Asansörün kapısı tekrar açıldı.
Hepimiz asansörden inerken bu defa uzunca bir koridora girmiştik. Koridor boyunca ilerleyen kapılar ve yanlarındaki şube isimlerinden buranın bir okul olduğunu çıkarmıştım. Karşımızdaki laboratuvar yazan kapı yarısına kadar aralık bırakılmış içerisi görünüyordu ve tezgahların üzerindeki kutuyu görmüştüm.

"Orada. "

Kapıya yürüyüp sırayla içeriye girdikten sonra Burak ilerleyip kapıyı açtı ve içindeki kağıdı çıkardı. Kaşları hafifçe çatılmış şekilde konuştu.

"Bu sefer matematik denklemi falan yok, sanırım bilgisayar kodu bu.."

Sonra kağıttan yazanları okudu.

"Fizik kurallarının olmadığı yerde, en büyük -K- sınıfında."

"Şu kodu bir göstersene." dedi Doruk. Burak kağıdı Doruk'a uzatırken ben sınıfların şubelerine bakıyordum.
Kağıttaki en büyük K cümlesi bana 12-K olması gerektiğini düşündürmüştü. Bu okulun lise olduğunu da şubelerin yanındaki sayılardan anlayabiliyordum.

"Tamam, ben bunu çözebilirim sanırım. Bilgisayar odasını bulacağım."

Doruk hepimize baktıktan sonra elindeki kağıda bakarak çıktı laboratuvardan. Savaş amca sınıfı aramak için çıkarken ayrılarak gitmemizi söylediğinde hepimiz farklı yönlere gidiyorduk. Ben olduğumuz koridora bakarken diğerleri merdivenlere gittiler. Karşımdaki üç sınıfın şubelerine bakarken arkamda bir yerden küçük bir çığlık sesi duydum. Korkarak etrafıma dönerken aklımdan bin tane şey geçmişti. İkinci kattaki korkunç şeylerden sonra olabilecek şeylerden oldukça tedirgindim zaten.

Çabucak döndüğümde Çiçek Burak'a tutunmuş sanırım düştüğü yerden kalkıyordu. Burak'ın bağcıklarını açık bıraktığını söylediğini duyarken içim rahat ederek önüme döndüm. Hallerine gülümserken ilerlemeye devam ettim. Birlikteyken tatlı oluyorlardı, bunun hepimiz farkındaydık zaten..

Koridorun sonuna geldikçe 12 yazan şubelere sonunda ulaşmıştım. Solumdaki sınıflara bakarken görmediğim için  burada olmadığını düşünerek dönüyordum ki sağımda -k- harfinin yazılı olduğu şubeyi görmüştüm.

İçeri girerken kafama çarpan bir kalemle afallarken nereden geldiğini anlamaya çalışarak başımı kaldırmıştım ki kaşlarım şaşkınlıkla daha çok havaya kalktı. İçeride havada uçuşan kitaplar, kalemler, defterler ve sandalyeler gibi bir sürü şey vardı. Nasıl olduğunu anlamaya çalışarak uçan şeylere dokunuyordum. Ben yerdeydim ama eşyalar uçuyordu ve garip olan sadece bu sınıfta böyleydi.

Etrafa bakınmaya devam ederken bir tükenmez kaleme tutturulmuş kağıdı gördüm. İpucu olduğunu düşünerek uzanmaya çalıştığımda yüksekte kaldığını farkettiğim için zıpladım ama kalem elime çarpıp daha yukarı çıktı.
Oflayarak tekrar tekrar zıplarken sonunda kalemi aldığımda nefes nefeseydim.

"Kuralları kim belirler?"

Böyle yazıyordu.
Yine koda benzeyen bir şeyler ve sadece bu cümle. Ama gayet anlaşılırdı yani. Müdürün odasına gidecektik. Bu ipuçlarını yazan kişiler kimse merak ediyordum. Oyunun sonunda tanışabilecek miyiz diye düşünmedim değil çünkü bazıları gereksiz gerici, ya da dalga geçer gibiydi.

Pantolonuma takılı telsizi çıkarıp diğerlerine seslendim.

"Hey, duyan var mı? Ben ipucunu buldum, bir sonraki müdürün odasındaymış. Ben kodu çözmesi için kağıdı Doruk'a götüreceğim."

Diğerlerinden ses çıkmadığı için garipsesem de duymamaları için bir sebep yoktu. Uçan şeylerin olduğu sınıftan çıkıp bilgisayar sınıfını aramaya başlarken yeniden bir şeyler hatırlamaya çalışır bir hale girdiğimi farkettim. Önceki katlarda gördüğüm simge ve kırık cam
hala aklımı kurcalıyor ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Başımı ovalayarak yorgunca nefes verirken hatırlamamanın sinir bozucu hissi yeniden başımı ağrıtmıştı. Zaten kurcalasam da bir işe yaramadığı için tekrar arka plana atarak bilgisayar odasından içeri girdim.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Mar 24 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

7. KatOù les histoires vivent. Découvrez maintenant