- 4. BÖLÜM -

55 24 5
                                    

Bir hafta oldu...
Bir hafta oldu ve Yiğit'ten tek bir haber yok!

Göreve gitmeden önce mesaj atmıştı ama o triplerden sonra insan bir özür dilerdi!

Ama şu an onu bile düşünmüyordum.
Aklımdan binlerce senaryo geçiyordu.

Ya ona bir şey olduysa..?

"Helin bırak şu telefonu."

"Bir saniye."

"Ya çocuk göreve gidiyorum demiş işte."

"Ama neredeyse bir hafta oldu. Ya bir şey olduysa."

"Olsaydı ilk biz duyardık. Ayrıca niye bu kadar taktın kafaya?" diye sordu Ecrin îmayla.

Tabii havada kaptım o îmayı.

"Ecrin!"

"Ne var?"

"Ben her insan gibi arkadaşımı düşünüyorum."

"Her insan gibi?"

"Evet."

"Arkadaşını?"

"Aynen öyle."

"İyi, tamam."

Tekrar Yiğit'in hesabına girdim. Her şey aynıydı.

Tam ümidi kesmiştim ki çevrimiçi yazısını görmemle çığlık atmam bir oldu.

"Çevrimiçi!" diye oturduğum yerden fırladım.

"Bismillah... Ne oluyor be?" dedi Ecrin ayaklanırken.

Koşup sıkıca sarıldım.

"Ecrin, bir şey olmamış... Çevrimiçi oldu."

"Ne dedim sana!"

"Çok şükür..."

"Ama biraz daha böyle kalırsak boğulabilirim!"

Ecrin'den ayrılırken kahkahalar atıyordum.

Evet, psikolojim gayet yerinde...

"Helin... Niye ağlıyorsun?"

Bir anda tüm kahkahalar kesildi.

"Ne?" Ellerim yüzümü buldu. Hüngür hüngür ağladığım söylenemez ama yüzüm ıslaktı.

Benim muslukların açılma sebebi neydi?

"Helin... Sen kapıldın mı Yiğit'e?" dedi ilk kez ciddiyetle.

Yok öyle bir şey, demeyi istedim.
Kızmak istedim.
Kafanda kuruyorsun, demek istedim.
Ama ağzımı açamadım...
Çok istedim ama yapamadım...
Çünkü artık ben bile garanti veremiyordum...

                            *****

"Ne yazacağım ben şimdi?" dedi Yiğit çaresizlikle.

Gölge Timi toplanmış, komutanlarının şu gizemli aşkına çözüm bulmaya çalışıyordu.

Yeni, görevden gelmelerine rağmen!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 24 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Bir Tayin Meselesi Where stories live. Discover now