🪷5 ve 6🪷

0 0 0
                                    

《 Ç.N: " Sect " türkçe anlamı " Tarikat " demek ama bu bölümde tuhafıma gitmeye başladı tarikat diyince. O yüzden sekt olarak yazmaya karar verdim. 》

Aniden her yönde ki insanlar sessizleşti. Etraftaki herkes ağzını kapatmıştı ve artık konuşmuyorlardı.

Oldukça uzun bir zaman geçti. Sonunda birisi arabanın perdesini kaldırdı.

Zhao Jiangui bakmak için başını kaldırdı, arabanın içinde 20 yaşından fazla olmayan bir genç adam oturuyordu. Üzerinde tüm vücudunu saran siyah kıyafetler giyiyor ve ona soğuk bir şekilde bakıyordu.

Dövüş dünyasının İttifak Lideri bir keresinde ona İblis Sekt Liderinin resmine bir göz arttırmıştı. Önce ki baktığı resimdeki kişinin yüzü ve gözleri yedi yada sekiz puanlıktı ve iyiydi. İblis Sekt Lideri, Ji Han tam da beklediği gibiydi.

Haeron İttifakının cesur savaşçılarının önceden düşündükleri ve ona anlattıkları duruma göre, Ji Han şu an da heyecan ve korkudan solgunlaşmış olmalıydı. Çünkü yıllardır gizlice sevdiği kişi bir an da yüzünün önüne çıkmıştı. Birazcık, küçükte olsa bir tepki verse olurdu, o an da Zhao Jiangui'nin sadece ağzını kapalı tutması gerekiyordu. Ji Han'ın verdiği tepkiyi bekliyordu sadece. Tepki geldikten sonra ise İblis Liderine bağlı kalarak, ittifakın cesur savaşçıların hazırlamış olduğu satırların ortasından en uygun olanı seçicekti.

Ji Han'ın dışavurmuş olduğu soğuk ifadesinde beklendiği gibi bir duygu dalgalanma izi beliriveriyordu.

Zhao Jiangui, Ji Han'ın cevabından daha çok yüzünde okunabilen ifadelerine bakmaya başladı.

Ji Han, " Zhao Jiangui ? " diye sordu.

Zhao Jiangui, " Evet. "

Ji Han sırıtarak gülümsedi, " Harika. "

Zhao Jiangui konuşmuyordu.

Oradaki birkaç endişe verici savaşçı, onun bu ifadesine nasıl cevap vermesi gerektiğini söyliyemiyordu. Ji Han konuyu karıştırıp, Zhao Jiangui'nin çenesini sorularıyla zoraki bir şekilde kapatmasını sağlıyor ve onunla aptalca oyun oynuyordu.

Ji Han konuşmaya devam etti, " Kılıcın. "

Zhao Jiangui, " Benim kılıcım ? "

Bu gidişat, biraz Zhao Jiangui'ye doğru gelmiyor gibi görünüyordu.

Ji Han kaşlarını hafifçe çatmış gibi görünüyordu. Yeniden çok kurnaz bir şekilde sordu, " Kılıcın. "

Zhao Jiangui, " Kılıç burada. " dedi anlamazca.

Ji Han, " Kılıcını çek ! "

Zhao Jiangui'nin kısmen zihninin bir kısmı kaybolmuşken, " Neden bana kılıcımi çektiriyorsun ki ? "

Ji Han alay ederek, " Jianghua'daki herkes seni bir numaralı kılıç ustası olarak övüyor. Tamamen ikna olmuş değilim. Senin portren, gece gündüz kendimi geliştirmek adına dövüş sanatları yapabilmemi teşvik etmek için odamda. Kaçınılmaz olarak seni yenmem gereken bir günün olacağını kendime söylüyordum hep. "

Zhao Jiangui, " ....... "

Bu an ve anlaşmaya varabilme düşünceleri birbirlerine benzemiyordu.

Zhao Jiangui uzun bir süre kendi kendine mırıldandı. Sadece büyük bir özenle mezhep hakkında konuştu, " Gerçekten bu sarayda seninle anlaşmazlık yaşamak istemiyorum. "

Bir İblis Liderini baştan çıkarmak için ihtiyaç duyduğu her şeyden sonra, dövüşmek kesinlikle yaralanmaya yol açabilirdi. Eğer ya kendisi kazanırsa ? Ya da kaybederse ? Hangisi Haoran İttifakı için hala en işe yarar yol olacaktı ?

🪷The Wrong Way To A Demon Sect Leader/ İblis Sekt Liderine Giden Yanlış Yol 🪷Where stories live. Discover now