4.

28 11 68
                                    

Ela gözlerim, siyahlarıyla göz göze gelmişti.

"Ben geldim." Diyerek babaannem geldiğinde, gözlerimi hızla kaçırdım.
Oturduğum koltuktan kalkmıştım hızla.

"Bitti mi?" Diye sordu babaannem bana bakarak. "Bitti." Diyerek yanıtlamıştım.

"Hadi git sende elini yıka gel kuzum." Dedi babaannem. Başımı 'tamam." Anlamında salladım.

Tam adım atacaken "Teşekkürler prenses." Diyen Baran'nin sesini duydum.

Prenses...

Bakışlarım yüzünde kısa bir süre dolaşmıştı. Nisa kendine gel! Ne oluyor sana?!

"Rica ederim." Diyerek hızla içeriye girdim. Mutfağa girdiğimde, elimdeki ilk yardım çantasını tezgahın üzerine bırakmıştım.

Ne yapıyordum ben?

Derin bir nefes alıp, musluğu açıp elime sabun alıp yıkamaya başladım. Bittikten sonra suyu kapatıp elimi peçete ile kurutmuştum.

Tekrar arka bahçeye gittiğimde, babaannem az önce oturduğum yerde
Baran'nin yanında oturuyordu ve gülerek konuşuyorlardı.

Yanlarına gidip, tek kişilik koltuğa oturmuştum. "Aslında geleceklerini söylediler ama ne zaman beli değil." Dedi Baran.

Kim?

"İnşallah yakın zamanda gelirler kuzum benim." Dedi babaannem. Büyük ihtimal Baran'nin ailesi ile ilgiliydi.

"Oğlum sen kaç yaşındaydın?" Diye sordu bu sefer babaannem. "26." Dedi Baran.

Benden iki yaş büyükmüş ya...

"Nisa kuzum, sende mi yirmi altı yaşındaydın?" Dedi babaannem bana bakarak.

"Yok babaannem, ben 24 yaşındayım." Dedim. "Üniversiteyi bittirdin mi?" Diye sordu Baran.

"Evet, bu yıl bittirdim." Dedim.

"Hangi bölüm?" Diye sordu.

"Bilgisayar mühendisliği." Dedim. Hayalimdi ve gerçekleştirmiştim. "Bende iç mimarlığı bittirdim." Dediğinde;

"Şimdi çalışıyor musun?" Diye sordum. "Burda şirketimiz var, eskiden babamda iç mimardı ama şimdi yurt dışında, bende burda şirketin başına geçtim." Dedi.

'Anladım.' Der gibi başımı salladım.
Bir süre sohbet ettikten sonra saat geç olduğu için baran evine gitmişti.

Bende mutfağı ve babaannemin odasını düzenledikten sonra üzerime ayıcıklı pijamamı giymiştim.

Yatağa uzandığımda bataniyeyi omuzuma kadar çekmiştim. Yorucu bir gündü hemde baya...

Gözlerimi kapatıp, kendimi uykunun kollarına bıraktım. kısa süre sonra uyuya kalmıştım.

~~~

"Ondan sonra odun'u bırakıp, terliği tam Anlı'nın ortasına vurmuştum." Dediğimde, babaannem kıkırdamıştı.

"Şimdi anladım babaanne, neden terlikle dövdüklerini." Dedim. Babaannem gülümsemişti.

"Kızım gel şu bardakları masaya köy, ondan sonra gel peyniri al." Dediğinde "tamam." Dedim.

İki çay bardağını masaya koyduktan sonra tekrar mutfağa gitmiştim. Peyniri aldığım gibi mutfaktan çıkmıştım.

Masanın üzerine bıraktım. Sofra hazırdı. Babaannem elinde başka çay bardağı ile gelmişti. Ben iki tane koymuştum, bu kimin içindi?

Yaz Tatili Where stories live. Discover now