1.

60 12 48
                                    

"Merak etme anne."

"Kızım bak babaannenin yanına gittiğin gibi beni arıyorsun, anlaşıldı mı?" Dedi annem.

"Tamam anne, şimdi kapatmam gerek taksiden inecem birazdan." Dedim.

"Tamam kızım, Allah'a emanet ol. Görüşürüz." Dediğinde.

"Sizde anne, görüşürüz." Demiştim ve telefonu kapatmıştım. Taksi bir sokağın girişinde durduğunda;

Parayı verip, taksiden aşağı inmiştım. Bagaja ilerleyip, bavulumu bagaj'dan çıkardıktan sonra bagajı kapatmıştım.

Taksi uzaklaşırken, bende sokağa girmiştim. Burda bir suru villa vardı! Hangisi babaannemin eviydi?

Babaannemin fotoğraf attiği eve bakmıştım. Bir iki ev aşağı indikten sonra tıpa tıp aynı olan evi bulmuştum.

Bulmanın verdiği sevinçle gülümsemiş ve Eve ilerleyip, zili çalmıştım.

Ama açmayan olmayınca, anahtarı aramaya başladım. Babaannem yedek anahtarı kapının girişinde saklıyordu.

Bir süre Anahtarı aradıktan sonra en son kapının yanında duran saksının altında bulmuştum.

Anahtarı elime alıp, gülümseyerek bakıyordum sanki ödül kazanmışım gibi.

Anahtarı kapı deliğine sokup çevirdim, kapı açıldığında valizimle beraber içeri girdim.

Anahtar elimdeydi, ama kapıyı kapatmamıştım arkamdan. Eğer içerde değilse bahçeye çıkıp ararım diye.

"Babaanne!?" Diye seslendim. Hiç bir ses gelmemişti. O sırada ise etrafa bir göz attım durduğum yerden.

Ev baya büyüktü hemde baya. Adı üstü vila işte ne bekliyordum. Babaannem buraya taşınalı iki yıl olmuştu;

Ama biz İzmir'de yaşadığımız için ve birde annemle babamın işi yüzünden hiç ziyarete İstanbul'a gelememiştik babaannemin yanına.

Annem ve babam her zamanki gibi işi bırakamayacaklarını söylediklerinde, bende o zaman tek başıma giderim demiştim ve dediğimide yapmıştım.

Düşüncelere dalmıştım ki aniden arkamdan gelen sesle irkildim.
"Sen kimsin? Ve benim evimde ne işin var?" Diye soran kişiye dönmüştüm.

Kapının girişinde duran, uzun boylu, buğday tenli, siyah gözlü, siyah saçlı ve genç oldugunu beli eden keskin yüz hatları.

"Asıl sen kimsin?" Diye sordum kaşlarımı çatarak. Onunda çatılmış kaşları mümkünmüş gibi dahada çatıldı.

"Dalga mı geçiyorsun benimle?" Dediğinde, yanıt olarak "sence dalga geçer gibi bir halim mi var?" Diye sormuştum.

"Ayrıca nerden senin evin oluyor? Burası babaannemin evi." Dedim kendimden emin bir şekilde.

"Ne diyorsun sen? Deli filan misin? Akıl hastanesinden mi kaçtın?" Dedi sinirle üzerime doğru geliyordu.

"Sensin deli! Ayrıca sen nasıl eve girdin?" Diye sormamla, bana 'ciddi olamazsın.' bakışları atıyordu.

"Hasbinallah!" Dedi sinirle.

"Cevap alamadım." Dedim. Ellerini gözlerine atıp sinirle ovuşturduktan sonra;

"Anahtarla." Dedi dişleri arasından.

"Nasıl anahtarla? İyide anahtar benim yanımda." Diyerek elimde olan anahtarı bir sağ bir sola salladım ona göstererek.

Gözleri şaşkınlıkla açılırken, hızla dışarı adımlamış ve kapının yanına koyulmuş saksının altına baktı. Zaten bende ordan almıştım.

Yaz Tatili Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ