Bölüm Yirmi Üç: Hara'nın Oyunu

67 6 2
                                    


Yazardan:

Arseny, babasının ve kardeşlerinin annesini görmeye gittiğini bilmeden her zaman oturduğu göl kenarında oturuyordu. Ne zaman içi sıkılsa buraya gelirdi. Gölün turkuaz rengi suları, gecenin karanlığında ışıl ışıl parlıyordu.

Öyle ki, bu gölün sularındaki ışık, beş meşalenin aydınlattığı kadar etrafı aydınlatıyordu. Göl kenarından bulduğu parlak taşı elinde hareket ettirdi. Derin bir nefes alarak kendini çimlerin üzerine bıraktı. Sırtı çimenleri bulurken elindeki taşı aya doğru kaldırarak parlayışını izledi. Taş beyaz renkliydi fakat ay ışığını içinden geçirecek kadar şeffaftı.

Arseny, şekli bozuk bu taşı indirerek yanı başına bıraktı ve yıldızları seyretmeye koyuldu.

Eskiden annesiyle hep bu göl kenarına gelir, annesinden hikayeler dinlerdi. Derin bir nefes çekti ciğerlerine göl kenarının temiz havasından. Ardından annesinin anlattığı hikayelerden birini yüksek sesle kendi kendine anlatmaya başladı küçük bir kayalığın arkasında saklanan deniz kızının onu gözlediğini bilmeden.

"Bir zamanlar Obliviyan ormanının yakınlarında Ulyana isminde, rus, genç bir su perisi yaşarmış. Bu su perisi şeffaf ve parlak bir tene sahipmiş ve gören herkes onun güzelliği karşılığında büyülenirmiş. Solariyan'ın kurucularının atalarının Darmaska adında bir ülkesi varmış. Bu ülke yıkıldıktan sonra Solariyan ülkesi kurulmuş. Darmaska ülkesinin ise cesareti, gücü ve yakışıklılığı dillere destan bir prensi varmış. Prens Alberto..."

Gözlerini yumarak kendi kendine anlatmaya devam ederken deniz kızı merakla hikayenin devamını bekliyordu.

"Prens Alberto bir sabah atına binip avlanmaya çıkmış. Ormanda dikkatle gezerken bu su perisine rastlamış. Su perisi küçük bir gölün içerisine oturmuş, kollarını güzel bir ritimle döndürerek rusça bir şarkı söylüyormuş. Tam okunu ona doğru kaldırmışken duyduğu sesle duraksamış."

Gözlerini aralayarak gökyüzüne tekrar baktı ve hikayede geçen şarkıyı söylemeye başladı.

"Что скрывает этот лес?
(Bu orman neler saklar?)

Кто знает, кто промолчит?
(Kim bilir kimler susar?)

Кто видит, но не говорит?
(Kimler görür de konuşmaz?)

Кто скрывает правду?
(Kimler gerçeği saklar?)"

Uzandığı yerde kafasını yana çevirerek çimenlere izledi Arseny. Çimenlerin üzerindeki su damlacıklarını, esen rüzgarla hareketlenen yaprakları seyretti. "Prens, duyduğu bu büyüleyici ses karşısında durmuş ve yavaşça okunu indirerek ona doğru yürümeye başlamış. Şarkıyı dinlemeye devam ederken az çok bildiği rusça diliyle sözlere odaklanmış."

Şarkıyı söylemeye devam ederken kafasını tekrar göğe çevirmiş ve gözlerini tekrar yummuştu.

"Кто живет во лжи?
(Kimler yalan yaşar?)

Кто занимается правдой?
(Kimler doğruyla başa çıkar?)"

Tekrar gözlerini aralayarak anlatmaya devam etti. "Kızın tamamen beyazdan oluşan saçları dümdüzdü ve mükemmel bir görünüm katıyordu ona."

Arseny yüzünde nadiren açan gülümsemelerden biriyle elini gökyüzüne kaldırarak ayı gösterdi kendi kendine. "Tıpkı bu ay gibi derdi annem, su perisinin saçları aynı bu ay gibiymiş."

Meraklı deniz kızı, onu uzaktan uzaktan izlerken merakına yenik düşerek hızla aya bakmak için arkasını döndüğünde, Arseny burada tek olmadığını farketmişti bile. Kızın hızla dönmesinden dolayı göl suyundan ses çıkmıştı. Kız stres içinde dudaklarını ısırırken suya biraz daha saklandı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Canavarın Gözlerinde Where stories live. Discover now