'temas yok'

8 0 0
                                    

İyi okumalar :)

Jungkook

İş bulamadım, kalacak yerim yok. Hava gittikçe soğumaya başladı ve en kötüsüde Suga 2 gündür yanıma bile gelmiyordu.

Elimde büyük bir çanta ile sokak sokak gezmekten başka çarem yoktu. Boş bir otobüs durağına geçip oturdum. Çok nadir geçen arabalar, ve birkaç metrede bir bulunan loş ışıklı sokak lambaları vardı. Bir de birbiri ardına dizilmiş sıralı içi mutluluk dolu evler.

Evimi çok özlemiştim. Sanırım artık kimsemde kalmamıştı. Ailem acaba beni arıyorlar mıydı? Eve geri dönebilir miydim? Bacaklarımı kendime doğru çektim. Sırtım arkamda bulunan cam duvara yaslıyken kafamıda dizlerime yasladım.

Ağlıyordum. Ağlamamakta elde değildi. Bu gece kore hiç olmadığından dahada soğuk gibiydi sanki. Bedenim üşümüyordu fakat kalbim... Suga beni çok kırmıştı.

O her zaman gelirdi, her zaman yanımda olurdu. Şimdi ise beni zorlayıp kendi ortadan yok olmuştu. Ben sevilmeyi hak etmeyen birimiydim?

Sağ tarafımda hissettiğim müzik sesi ve mırıldanma ile kafamı kaldırdım. Alnında kırmızı beyaz bir bandana, siyah kumaş pantolon, siyah bir üstlük ve siyah bir deri ceket giyen bir adamdı. Yan tarafıma oturdu ve sırtını cama doğru yasladı.

Şarkıyı mırıldanırken aynı zamanda da ayağıyla ritim tutuyordu. Kafasını bana çevirdiğin hızlıca önüme doğru döndüm ve elimle göz yaşlarımı sildim. "Son otobüsü mü kaçırdın?"

Yönelttiği soru ile dudaklarımı birbirine bastırdım ve ayaklarımı yere indirip ayakkabılarıma baktım. Bana mı soru sormuştu? Gerçi burada benden başka kimse yoktu. Başımı ona doğru çevirdim.

İşaret parmağımla kendimi göstererek konuştum. "Bana mı söyledin."

İlk önce kaşkalarını çattı daha sonra ise kıkırdayarak elini omzuma koydu. "Tabiki de sana sö-" hızlıca elini üzerimden çektim ve ayağa kalktım. "Temastan hoşlanmam."

Kaşlarını havaya kaldırdı ve kafasını yana doğru eğdi. İşaret parmağımı havaya kaldırdım ve yerde duran çantamı elime aldım. "Hayır, gidecek yerim yok diye buradayım. Ayrıca yalnızda değilim. Suga beni bulur."

Hızlıca düz bir şekilde yürümeye başladım. Tek istediğim tek kalabileceğim bir yerdi. Bu adam şimdi nereden çıkmıştı böyle. Arkamda bir ses duyduğum esnada arkama döndüm. "Bekle."

Yanıma koşarak geldi ve önüme geçip iki elini havaya kaldırdı. "Özür dilerim kaba davrandım sanırım." Elini bana doğru uzattı. "Ben Taehyung. Sana yardım edebilirim, adın ne ufaklık?"

Eline baktım ve bir adım geriye gittim. "Temas sevmem." Derin bir nefes aldı, dudaklarını birbirine bastırarak ellerini arkadan birleştirdi. "Tamam temas yok, bak ellerimi sakladım. Adın nedir?"

İstemsizce gülümsedim. Sanırım gerçekten biri benimle tanışmak istiyordu. Kalbimin hızlı attığını hissedebiliyordum. İçimde gereksiz bir mutluluk vardı. Taki birkaç metre ötede Suga belirene kadar. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.

"Neye bakıyorsun."

"Hiçbir şeye, ben Jungkook."

Arkasında birleştirdiği ellerini deri ceketinin ceplerine soktu. "Nerede kalıyorsun?."

Gözlerimi etrafta gezdirdim. Acaba yadım istesem bana yardım eder miydi? "Aslında kalacak bir yerim yok Taehyung. İş bulmamda bana yardım edebilir miyin ve kalacak yer içinde."

Gülümsedi ve başını yukarı aşağı salladı. "Tabii" Bir elini cebinden çıkartıp eliyle yolu gösterdi. "Bence açsın, yemek yemeye gidelim mi ilk önce?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

the miracle of the butterfly | taekook + YoongiWhere stories live. Discover now