"O da ne demek, Nazlı'm?" Ne demek olduğunu Nazlı Hanım çok güzel gösterecekti.

"Bunları sonra konuşacağız, Cihan! Önce dışarıdaki durumu söyle, güvenli mi yukarısı?" Nazlı Hanım'ın söyledikleriyle aklıma bu sabah balkondayken gördüğüm yüz gelmişti.

O adamı hatırlamak tüylerimi diken diken etti. Ben onu nasıl unutmuştum?

"Yukarısı güvenli, o adam içeriye girdiğinde zaten anında fark etmiş adamlar. Yine de senin buraya gelme iyi olmuş, ne olur ne olmaz." Dedi Cihan Bey. Nazlı Hanım ise sadece kafasını saklamakla yetindi.

Cihan Bey, Can'ı kucağına alarak çöktüğü yerden ayağa kalktığında Nazlı Hanım da onların ardından ayağa kalkmıştı.

Ben de onların peşinden gittiğimde beraber içinde hiç de iyi anılarımın olmadığı depodan çıkmıştık.

Ben daha neler olduğunu tam olarak kavrayamamıştım ama ters giden bir şeyler yüzünden Nazlı Hanım'ın bizi depoya kapattığını anlamıştım.

Cihan Bey'in de daha yeni bahsettikleriden yola çıkarak tahmin ediyordum ki ters giden durum o gördüğüm adamdan kaynaklanıyordu.

Sıfıra vurulmuş saçları, kesik dolu yüzü, korsan bandanasıyla kapatılmış kör gözü ve uzun boyu...

Adını bile dile getirmekten korktuğumuz o adam...

Geceleri kabuslarıma giren, sadece gördüğümde bile midemin bulandığı ve tek bir kere bile konuşurken duymadığım o adam...

Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimde bile beni korkutan adamın yüzünü aklımdan sildim.

Ana odaklandım çünkü şu an çok önemli bir sorunumuz vardı. Nazlı Hanım, Cihan Bey'in ilk geldiğim gün bana yaptığı psikolojik baskıyı öğrenmişti ve buna sessiz kalacak gibi değildi.

"Peyda, Can'ı odasına götürebilir misin? O sana odasını gösterecektir." Ses tonu rica etmiyordu, emir veriyordu. Bu yüzden ben de onun sinirinden nasiplenmeknşstmedim ve daha yeni ona bağırıdğım için hâlâ mahcup oluşumdan dolayı sorgulmadan Can'ı da alıp yukarıya doğru çıktım.

Can da zaten depoda ağlarken bana sarıldığı için birbirimize alışmış gibiydik. Bu yüzden onun açısından da sıkıntı olmadı ve onu odasına getirdiğimde beni bırakmayıp bana odasını göstermeye başladı.

🪢

Nazlı Hanım sinirliydi, hem de çok fazla...

Kocasının yaptıklarına akıl sır erdiremiyordu, vicdansız olduğu gerçeğini yıllardır unutmuştu ve şimdi hatırlamak istemiyordu. Nazlı Hanım, tekrardan yıkılmak istemiyordu.

"Bunu nasıl yaparsın Cihan?" Dedi Nazlı Hanım, sesi istemsizce yüksek ve sert çıkmıştı.

"Ne yapmışım, Nazlı? Neyden bahsediyorsun?" Nazlı Hanım kocasının görmezden gelmesine daha da sinirlenmişti.

Anlamıştı Nazlı Hanım, kocası gerçekten de bunu yapmıştı ve şu an olabildiğince konuşmayı geciktimeye ve geçiştirmeye çalışıyordu.

"Ne mi yapmışsın, söyleyeyim mi Cihan Bey?" Derin bir nefes aldı. "Mesela konuşma bahanesiyle Peyda'yı alıp depoya kapatmış ve onu korkutmuş olabilir misin?" Cihan Bey tahmin ettiği şeyi karısından duyunca sinirlendi. O kız söylemişti karısına belli ki.

PeydaWhere stories live. Discover now