𝟙

22 2 0
                                    

2017 Temmuz

Bir yıl olmuştu, koca bir yıl. Eddiesiz geçen üç yüz altmış dört gün, altı saat ve on sekiz dakika.. Pişmanlıklarla geçen koca bir yıl. Yirmi yedi yıl boyunca unutmak istediği gerçeği her gün kendine itiraf ediyordu Richie. Yeri gelmiş saatlerce ağlamış, sabahlara kadar içmiş, intahar etmeyi denemişti. Hayatının bir anlamı yoktu artık. Tüm anıları, rezillikleri, mutluluğu, üzüntüsü kısaca her şeyini Eddie ve o sikik palyaço ile orada bırakmıştı. Eğer o ana gidebilseydi her şeyi düzeltebilir miydi? Eddie yaşar mıydı? Aynı şeyleri milyonuncu kez düşünmekten başı ağrıyordu artık, Eddieyi düşünmekten başka bir şey yapamıyordu.

Telefonunun çalması ile irkildi. Arayan Bevdi.

"Alo, Richie"

Cevap alana kadar bekledi Beverly, fakat ses gelmiyordu.

"Tozier? Orda mısın"

Boğuk bir sesle cevapladı Richie. Kaçıncı kadehini içmişti bilmiyordu, bazen bilincini kaybedene kadar içerdi fakat o zaman bile aklındaydı Eddie.

"Evet?"

"Neden cevap vermiyorsun çöp ağız, telefonun başında çürümemi mi bekliyorsun?"

"Özür dilerim Bev ben biraz"

"Sorun değil Richie ben şey sadece yarın tek kalmanı istemiyorum tamam mı. Buluşalım diyorum yani diyoruz Ben, Mike, Bill, ben ve sen."

"Bilemiyorum Bev ben aslı-"

"Itiraz etme Richie lütfen. Bir yıldır bu haldesin. Hem kendine hem de Edd- neyse. Lütfen beni kırma ve artık kendini düşünmeye başla. Ölene kadar böyle yaşayamazsın"

Cevap vermedi Richie. Ölene kadar böyle kalmak mi? Mezarında bile pişmanlıkları rahat bırakmayacaktı onu.

"Neyse kendine iyi bak Richie ve yarın görüşürüz. Sana adresi ve saati mesaj atıcam. Sakın dediklerimi unutma lütfen."

Richie'den tekrar cevap gelmedi. Kafası iyice ağırlaşmaya başlamış, gözleri hem içkiden hem Beverly'den kaynaklı dolmuştu ve yanıyordu.

"Pekala Richie beni üzmeyeceğini biliyorum. Görüşürüz."

Telefon kapandıktan sonra aynı pozisyonda bir süre kaldı Richie. O olaydan beri Derrydeydi. Eddieyi bırakıp gidememişti.
Hesabı ödedikten sonra yalpalayarak bardan çıktı. Her yerde Eddie ile anısı vardı, nereye baksa onu görüyordu ve bundan nefret ediyordu.

Sabah şiddetli bir baş ağrısı ile uyandı. Dün akşam çok içtiğinden erkenden sızıp kalmıştı. Çoğunlukla suçluluk duygusunu bastırmak için bilincini kaybedene kadar içer, Eddieyi düşünmemeye çalışırdı. Artık en ağır içkiler bile Eddieyi aklından çıkarmıyordu. Ne içmiş olursa olsun, hatta ölücek raddeye gelsin yine de hep aklında ve kalbindeydi Eddie.

Zorla da olsa yatağından kalkıp yüzünü yıkamaya gitti. Berbat görünüyordu, soğuk suyu yüzüne çarpıp kendine gelmeye çalıştı. O sırada telefonu çaldı, yine Bev arıyordu.

"Günaydın Tozier."

"Bana Tozier demeyi ne zaman kesiceksin?"

"Sanırım hicbir zaman"

Bir sey demedi Richie. Sessizce sırtını lavaboya verip Beveryli beklemeye başladı.

"Hazırsın değil mi?"

"Hayır."

"Ne? Ne demek hazır değilim"

"Üzgünüm Bev ama yapabileceğimi sanmıyorum. Sanırım bugünü yalnız geçirsem çok daha iyi. Ayrıca dün felaket sarhoştum araba kullanmam çok iyi olmaz."

Deadlights/ReddieWhere stories live. Discover now