Bölüm 28

16 4 0
                                    

Galiba onların kölesi olmuştuk. Adam çok iyi niyetli birisine benzemiyordu , yanmıştık ! Bu kez de burada başımıza birşeyler gelecekti.

- Zeynep ne yapacağız şimdi?

- Bilmiyorum Asya , nedir bu başımıza gelenler ?

Kırmızı giysili en öndeki adam yanımıza yaklaştı ve İngilizce konuşmaya başladı.

- Merhaba

- Merhaba siz kimsiniz? dedim.Çok şaşırmıştım, dünyamızdan çok uzakta , bir başka gezegende tanımadığımız bir adam , bizimle İngilizce konuşuyordu. Olacak şey değildi .

- Ben Laringa' yım. Adım Laringa

Adının ne olduğu bizim için hiç önemli değildi . Dinlemeye devam ettim.

- Ah! Konuştuğum dil tanıdık geliyor sizlere değil mi çünkü ben bir İngiliz'im

- Aa! Ben de Türk'üm.

İngiliz'di demek!

- Memnun oldum ben Asya , bu arkadaşım Zeynep ve bu da , şeyyy nereye gittin yine?

Boncuk , yine kaybolmuştu. Bulduğum zaman , artık kızacaktım . Daha biraz önce yanımızda yemek yiyordu , sanki uçtu !!

- Ahh birisi daha mı vardı yanınızda?

- Yoo uydurdum da bir an!

Adam inanmış gibiydi. İnandı mı acaba ? Neyse,

- Peki şimdi size iki sorum olacak, dedim

- 1: Burası neresi?

- 2: Sizler İngiliz'seniz nasıl burada bulunuyorsunuz .

- Öncelikle burası yeraltı şehri olduğu için, tepeden bakınca dünyamız gibi görünüyor gerçekten de. Biz sizlerin buraya nasıl geldiğinizi tahmin edebiliyoruz. Çünkü , bizler de zamanında Dünya'da yaşıyorduk . Ama, sonra Prults gezegenindeki yaratıklar sizi kaçırdıkları gibi bizleri de kaçırdılar. Biz de tıpkı sizler gibi buraya kaçtık . Bize zararları dokunmasın diye yeraltında büyük bir yeraltı şehri kurduk. Şanslıydık , çünkü buradaki yaşam şartları aynı dünyamıza benziyor. Sonra , dünyamızdan her yürlü canlıyı buraya transfer ettik. Transfer tekniğimiz dünyamızdan ileridir, sonra anlatırım. Burada, dev Işıklandırma sistemlerini yaptık . Yaşamımız için gerekli olan her şeyi zamanla kurduk. Biraz önce , koşan atla arkasından giden bir kadını görmüş olmalısınız.

- Evet

- İşte o kadını dünyadan getiren de uzaylılar. Kadın ,kaçmaya çalışan atı getirmeye çalışıyordu. Bazen , yeraltı şehrimizden kaçanlar oluyor . Kaçan hayvanlar da olabiliyor. Biz de onlara bir şey olmasın diye yakalayıp , yeniden yeraltı şehrimize getiriyoruz.

- Yemeğinizi yedinizse gelin bakalım bizimle . Biraz sizi gezdireyim. Binadan çıktık, hep birlikte yeraltı şehrinde yürümeye başladık. Kısa bir süre sonra , yürüdüğümüz sokakta bir geçit gibi yerin önüne geldik.

- Bakın ! Burası yeraltının en büyük koridoru.

Koridorda yürümeye başladık. Ama , bir anda yolumuz bitti , karşımızda duvar vardı . Duvara meşale takılıydı. Duvar nasıl açılacaktı ? Belki de meşale , duvarın açılmasına yarayan şifre gibi bir şeydi.

- Bunu acilen çözmeniz lazım ki bu duvarı açabilelim. Bakalım , ilerideki alacağınız görevlerde bize yararlı olabilecek kadar zeki misiniz ? Düşünce mekanizmanızı merak ediyorum. Hadi bakalım !

Acaba duvarı nasıl açacaktık? Şifre neydi? Daha da önemlisi nereye gidiyorduk ?( Hepsi bir sonraki bölümde ! )

YardımTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang