Bölüm 26

11 3 0
                                    

Karanlık bir odanın içine girmiştik. Ama savaş lazerlerinin ışınları her yeri gündüz gibi aydınlatıyordu, sonra birden yine her yer kapkaranlık oluyordu. Bence geceler için , ülkemize buna benzer lazer aydınlatma sistemi yapılmalı!

Neyse en azından savaştan biraz uzaktık ve yara almamıştık. Ben savaşları sevmem, ama savaşmasam da savaşın tam ortasındaydım. Kimlerin, ne için savaştıklarını bilmediğim bir savaştı.

- Zeynep, Boncuk niye bizi buraya getirdi?

- Bilmiyorum ama her zaman bir sebeple bize yardımcı oluyor.

Doğru söylüyordu Zeynep. Karanlık odanın içinde , zaman zaman ışınlarla odanın içi aydınlanıyordu . Karanlığın içinde, karşımızda 3 tane kapı gördük. Birden ortadaki kapı şimşek hızıyla açıldı ve gördüğümüze inanamadığımız bir şey oldu. Açılan kapıdan koşarak bir at çıktı ve yine koşarak yanımızdan odanın dışına çıktı. Hemen sonra peşinden , tek parça beyaz giysi içinde koşan bir kadın göründü ve o da atın peşinden dışarı çıktı.Kadın ve de at ! Uzak bir gezegende, görmeyi hiç tahmin etmediğimiz şeylerdi. Ayrıca, Boncuk, Zeynep ve benim, geldiğimiz gezegenden dolayı, başlarımızda kasklar , üstümüzde astronotlar gibi uzay giysilerimiz vardı. Birbirimizle , kasklardaki birbirimizle konuşmamızı ve duymamızı sağlayan cihazlarla konuşuyorduk hala. Ama , gördüğümüz kadının kaskı ve bizimki gibi astronot giysileri yoktu.

- Zeynep zaten kaskımızın havası oksijeni bitiyor kaskımızı çıkaralım çünkü yanımızdan geçen kadınında kaskı ve uzay giysisi yoktu. En azından bir deneyelim mi ?

- Asya, riskli olmaz mı ? Belki, biz rüya görüyoruz.

- Zeynep sadece kısa süre için deneyelim. Zaten , mecburuz sanırım, hava ünitemizdeki havamız azaldı , sanırım. Beni dinle.

Zeynep'i ikna ettikten sonra kasklarımızı çıkardık , gerçekten de nefes alabiliyorduk. Gözlerimize inanamadık.

- Zeynep sen nefes alabiliyor musun?

- Evet Asya ben de inanamıyorum.

Peki , ama o kadın kimdi , daha da önemlisi, hiç kimseyi görmüyorduk. Bu kadar kişi neredelerdi ?

Karşımızdaki orta kapıya doğru ilerleyen Boncuğu görünce , onu izlemeye çalıştık. Zeynep,

- Asya, artık yürüyemeyeceğim, açlıktan başım ağrıyor ve çok susadım.

dedi ve birden o kapı açıldı. Evet , sanırım artık yakalanmıştık !

YardımWhere stories live. Discover now