6. Bölüm

20 6 0
                                    

   Baharatlardan sonra peçetelerin olduğu bölüme gidip güzel desenli peçete seçimi yaptım ve ilk kez yaptım bunu. En ince ayrıntısına kadar düşünerek yaptığım alışveriş 700 küsur tuttu ve bu benim aylık alışveriş param kadar neredeyse.

 Poşetlerle dışarı çıkmıştım, omuzlarım düşük ve yere bakarak yürüyordum ki birden ellerimden poşetlerimi birisi çekip aldı ve kafamı yukarı kaldırdım. Kaldırdığım gibi de elinde benim poşetlerimle Ayaz'ı gördüm.

''Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?'' diye sitem ettim.

 Elinde poşetler olduğundan sadece omuzlarını silkip kaşlarını kaldırdı.

''Ver poşetlerimi!'' dememe rağmen o arabanın bagajına poşetlerimi koyup şoför koltuğunun yanındaki koltuğun kapısını açtı.

 Tek kaşımı kaldırdım ve kollarımı çaprazlayıp ona bakmaya başladım. Kaşlarıyla arabayı işaret etti.

''Hadi 'yeni arkadaşım' seni evine bırakayım.'' dedi işaret diliyle kapıyı bırakınca.

Kendisi şoför koltuğuna geçip arabanın içinden bana baktı ve ben de göz devirip arabaya bindim. 

''İyi ki bi' arkadaşım demişim.'' diye homurdandım.

''Sus da kemerini tak.'' 

Kollarımı bu sefer de koltukta çaprazlayıp yine camdan dışarıya bakmaya başladım. Bir de evin nerede olduğunu tarif ettim. Evim uzak olmadığından 5 dakikada vardık ama yürüseydim en az 15 dakikaydı. Aslında bir taraftan iyi de olmuştu. Sanki niye kızmıştım ki çocuğa, yardım ediyor işte?

  Evin önünde indikten sonra poşetlerimi apartmanın önüne kadar taşıdı ve ben anahtarımla apartmanın dış kapısını açarken o kapının önündeki merdivenin ikinci basamağından bana bakıyordu.

''Teşekkürler, zorla da olsa.''

''Rica ederim, bir daha yapmam. Sen de yürü ordan buraya.''

Gülümseyip ''İyi akşamlar.'' dedim.

  O da el sallayıp arabasına bindi ve uzaklaştı. Asansöre kadar poşetleri taşıdıktan sonra gerisi kolaydı zaten. Eve gidip malzemeleri önce bir güzel yerleştirip dizdim. Yapacağım yemek klasikti, fırında tavuk ve pilav; tatlı olarak ise brownie. Kollarımı sıvadım, saçlarımı at kuyruğu yapıp bu akşamki menümü hazırlamaya başladım. 

*******

Yemekleri yetiştirdim yetiştirmesine ama evin hali hal değil, üstüm başım yağ kokuyor, bir de ben salçayı koyacağım diye halının üstüne kaşıktaki salçanın yarısını döktüm! Kriz geçirmeyi bir yana bırakıp önce halıyı temizlemeye başladım. Daha sonra tam geçmedi diye halıyı ortadan kaldırdım yerine acil durum kilimlerimden birini serdim. Ortadan kaldırılan halıyı da yarın yıkamacıya gönderirim diye düşündüm. Ardından jet hızıyla süpürgeye çektirdim evi ve kırlentleri birbirine çarpıştırıp düzelttim derken bütün evi pırıl pırıl ettim. Az zamanım kalsa da hemen duşa girip yağ kokusunu vücudumdan arındırdım. Saçlarımı kuruturken bir yandan da onları tarıyordum. Hemen sonra da üstümü giyinip hafif bir makyaj yaptım. Salona geçip telefonumu açtım ve arkadaşlarımın gelmesini beklemeye başladım.

  Mesajlarda bazıları beraber gelmek için anlaşmış, şu hediyeyi alalım buradan, bunu alsam olur mu gibi sorular yazmıştı. Bense sadece okuyup bana yöneltilen soruları cevaplıyordum. Birden Tarık gruba mesaj attı.

  ''Konum?''

Doğru, ah salak kafam yine konum atmayı unuttum! Hızlıca özür mesajıyla beraber adresimi de yazdım. Unuttuğum bir şey daha vardı. Yemeklerim... Hatırladığım gibi salondan fırlayıp mutfağa koştum, neyse ki geç kalmamıştım. Fırını ve ocağı kapattıktan sonra yemekleri sunum için hazırladım ve masadaki yerlerine yerleştirdim. Sanırım  bu günlerde şansım yüzüme gülücükler yolluyordu. 

  Ben masaya tuzu ve ekmeği koyarken kapı tıklatıldı birden ve hemen ekmekle tuzu bırakıp ilk hasret gidereceğim arkadaşıma kapıyı açmak için kapının önünde üstümü başımı düzelttim, vestiyerin aynasından da kendime şöyle bir baktım ardından hemen kapıyı açtım ki bu karşımdaki kişi onlardan biri değildi... Karşımdakine ise artık yeter diye bağırasım geliyordu.

''Ne oldu Ayaz?'' dedim dişlerimi sıkarken.

''Ben dersin parasını vermeyi unuttum. Bir de...''

''E yarın verseydin?''

''Bi' bitirsem mi?''

''He söyle dinliyorum.''

''Şarj aletin düşmüş.'' dedi ve elindeki şarj aletini ve parayı uzattı.

''Ha...'' dedim yumuşak bir ses tonuyla mahcup olarak.

''İçeriden güzel kokular geliyor. Yemek mi yiyecektiniz arkadaşlarınla? O yüzden mi kızdın bana?''

''Yok, kimse gelmedi daha. Ben kapı çalınca onlardan birini sanmıştım. Bir de senin yanından sana bi' tık sinirli ayrılmıştım ya  ondan.''

 ¨Hm, peki.¨ dedi ve başını öne eğip nefes aldı ardından tekrar kaldırdı. Gülümseyerek, ''Her neyse. İyi akşamlar.'' dedi.

''Kusura bakma. İyi akşamlar.'' dedim. O da arkasını dönüp merdivenlerden inmeye başladı.

Merdivenin yarısındayken bana dönüp çekici bir gülüşle göz kırptı ve kapıyı kapatmamı işaret etti.

Dediği gibi hemen kapıyı kapattım. Sırtımı yasladım. Ardından gözlerimi de kapattım. Bu çocuk az önce beni heyecanlandırmış mıydı ne?  Kalbimi yavaşlatıp salona geçtim tekrardan ve telefondan bir şeylere bakıp kafamı dağıtmaya çalıştım.

*******

''Sonra adam birden yere düştü. Ben de bakıyorum aval aval tamam mı? Etraftakiler de hiç bir şey yapmıyor. Adama sanki vurmuşum gibi yerde kendini yırtıyor. Sonra 'Al dayı tamam ya. Ya sabır ya selamet.' dedim verdim biber poşetini. Manyak adam biber poşeti için...''

 Gülüşme sesleri eşliğinde yaşadığımız en garip olayları anlatıyorduk birbirimize. 

Salonda beklerken ilk gelen Aylin olmuştu. Sonra onunla beraber Tarık, Berkan ve Filiz'i karşıladık kapıda. Aytaç geldi, Esra geldi, Yasemin... derken lisedeki bütün arkadaşlarım evime doldu. 18 kişi 2+1 eve, hatta neredeyse 1+1 eve sığmıştı. Sayıca tamamlanmadan önce biraz sohbet ettik daha sonra sayımız  tamamlanınca da yemek yedik ve tekrar sohbete başladık. Birazdan da ''Uçak'' isimli bir aksiyon filmi izleyecektik. 

  Televizyonda üye olduğum hesabı açmak için şifrem gerekiyordu. Bu yüzden telefonumu açıp şifreme bakacaktım. Ama gözüm bir bildirime takıldı ve o bildirime tıkladım.

''Ayaz.kırsc7 size bir takip isteği gönderdi.''

Bu yeni tanıştığım, özel ders öğrencim olan Ayaz olabilir miydi? Çünkü Ayaz isimli tek onu tanıyordum. Profiline basıp kim olduğuna bakacaktım ki lanet olası telefonumun şarjı bitti. Televizyona da giriş yapamamıştım zaten. 

 Odamdaki çantamdan şarj aletini almaya gittim hemen. Çantamı açıp baktım ve şarj aletimi elime aldım ama bir anda durdum. Madem benim şarj aletim buradaydı. O zaman Ayaz'ın getirdiği ve benim vestiyerin üstüne koyduğum şarj aleti kimindi?

🎲🎧🎲

 Biraz garip bir yerde bitirdim sanırım ama düzenlenecek bu bölümler zaten. O yüzden şimdilik iyi görünse yeter. İnstagram'ımı profilimden bulabilirsiniz. Orada editler paylaşıyorum. Beğenip takip ederseniz, buraya ve oradaki videolarıma yorum yaparsanız, biliyorum çok şey istedim ama bir de oy kullanırsanız çok sevinirim. Emek veriyorum gerçekten. İyi okumalar!

PYHTONWhere stories live. Discover now