Köprü

855 49 0
                                    

Filmin sonu biraz hüzünlü bitmişti. Yüzüm asılmıştı ister istemez. Salih te filmin sonunu hüzünlü bulmuştu onunda yüzü de asıktı. Sinema salonundan çıktığımızda dışarıdaki ışık gözlerimizi kamaştırdı. İkimizde sanki yeni uykudan uyanmışız gibi gözlerimizi ovalıyorduk. Birden yüz yüze geldik ve ikimizin elleri de gözlerimizdeydi. Halimize gülerken salih bir yere takılı kalmıştı.
- Aşkım gel oyuncak çekelim. Dedi ve beni oyun makinesinin oraya doğru çekiştirdi.
- Aşkım yunusu all. Dedim ve koluna sarıldım.
- Tamam aşkım. Dedi ve gülmeye başladı. Parayı atıp makineyi çalıştırdı ve yunusun üstüne kolu çekip bıraktı. Yunus makineden çıktı ve Salih alıp onu bana uzattı.
- Yaşasııııın!! Dedim ve biraz fazla heyecanla bağırdığım için ağzımı tuttum. Etrafımızdaki insanlar bize bir bakış attı. Salih utandığımı anladı ve sırıtmaya başladı.
-Aşkım bu kadar sevineceğini bilsem daha önce yapardım bunu. Dedi ve yanağımı öptü.
- Ya aşkım dalga gecmesene. Dedim ve koluna vurdum. Tam bi eşekti ya halime gülüyordu resmen.
- Hadi gel çıkalım. Dedi ve elini omuzuma koydu. Bende itiraz etmeden onu takip ettim. Saat ikiye geliyordu ve artık evin yolunu tutmuştuk. Eve giderken salih markete gitmek istedi ve markete girdik.
- Aşkım hava sıcak ya dondurma alalım. Dedi ve doldurmaları işaret ederek yürümeye başladı.
- Olur ama küçüklerinden alalım aşkım.
- Neden ki aşkm?
_Hasta oluruz da ondan aşkım.
- Haklısın aşkım. Dedi ve küçük dondurmalardan çilek ve çikolatalı olanlarından iki tane aldık. Damak zevklerimiz bile aynıydı ya gün geçtikçe ortak yönlerimizi öğreniyorduk. Dondurmalarımızı yerken bir parkın içinden geçtik. Daha önce fark etmemiştim ama şirin bir parktı. Küçük bir köprüsü vardı karşı tarafa geçmek için. Koşarak köprüye ulaştım ve salihe el salladım. Köprünün ortasına doğru koşarken sallandığımı hissettim ve endişeyle kenarlara tutundum. Salih benden uzakta olduğu için sallandığımı farketmedi. Bişey olmamış gibi bana el salladı ve koşarak yanıma gelmeye başladı. O da gelirse düşebilirsin buradan çünkü köprü tahtaydı ve şimdi farkına vardığım çürümelerden dolayı yıkılabilirdi. Öff Allahım çok yüksek olmasada aşağıda bir dere vardı ve ben yüzme bilmiyordum. Ayy bide su pisti ya midem bulanmaya başlamıştı suya bakarken. Salihe bağırdım ama o an arkadan geçen bir seyyar satıcı megafonla bağırdığı için sesimi bastırmıştı. Salih köprüye adımını atar atmaz beşik gibi sallanmaya başladı köprü.
- Aşkım gelme sallanıyor. Diyerek tekrar bağırdım neyseki salih bu defa duymuştu beni. Bi yandan gözlerimdeki yaşları siliyordum bir yandanda deli gibi salihe bağırıyordum. Küçücük köprüydü dışarıdan ama şimdi tam bir kabus olmuştu benim için.
- Aşkım sakin ol biraz yanına gelip alacağım seni. Dedi ve beni sakinleştirmeye çalıştı.
- İkimizde düşebiliriz ama. Dedim ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
- Güler bana bak bişey olmayacak gözlerime bak sadece. Dedi ve yavaşça yanıma gelmeye başladı. Aramızda az bir mesafe kalmıştı ki salihin olduğu tarafta bir tahta yere düştü. Çok korkmuştum ona bişe olacak diye içimde parçalanan bir kalp vardı.
- Saliiiih lütfen dikkat et ne olur. Dedim ve daha çok ağlamaya başladım.
- Aşkım iyiyim sakin ol dedi ve elini bana uzattı. Etrafta kimse yoktu şaka gibiydi ya nasıl kimse bizi farketmezdi. Salihin elini tutmaya çalışırken köprü daha çok sallandı ve dengemi kaybedip suya düştüm. Su çok derin olmadığı için bacağımın bir taşa değdiğini hissettim ama derinlik boyumdan oldukça fazlaydı. Suda çırpındıkça dibe batıyordum. Salihin sesi kulağında yankilanıyordu. En son suyun ciğerlerime dolduğunu ve nefes alamadığım için eşsiz bir acı çekiyordum. Son olarak salihin yüzünü karşımda gördüğümde bilincim yerinde değildi. Kendimi olduğumdan hafif hissediyordum ve beni çeken bir güç vardı.

Benim DünyamWhere stories live. Discover now