bite me | hyunmin

four

Evine getirdiği genci odasına doğru çıkartıyordu büyük olan. Birkaç kez daha gelmişti Hyunjin, Minho ve Seungmin'in evine bu yüzden küçüğün odasının nerede olduğunu biliyordu.

Odasının kapısını açıp nazikçe yatağa yatırdı pembe kahküllüyü. Üstünde ki montunu çıkarıp kenara koydu ardından dolaptaki battaniyelerden bir tanesini alıp Seungmin'in üstüne örttü.

Tam gidecekken elinin tutulduğunu hissetti ve arkasına dönerek baktı diğerine.

"Gitme, benimle uyu."

Hyunjin, beklemediği teklif karşısında şaşırırken ne diyeceğini bilemiyordu.

"Olmaz, gitmeliyim."

"L-lütfen."

Küçüğün gözleri dolduğunu anlayınca en azından uyuyana kadar burada kalmanın daha doğru olacağını düşündü.

Yatan bedenin yanına oturdu ve gülümsediğini gördü.

"Mutlu musun?"

"Çok."

Evet Seungmin sarhoştu ama olanların farkındaydı. Her yaptığı şeyi sarhoşluğu bağlayarak rahatça hareket etmişti.

"Başımı okşar mısın?"

Yine beklenmedik istek karşısında donakalmıştı Hyunjin ama alt tarafı saç okşayacaktı bu yüzden yapmaya karar verdi.

Nazikçe ellerini pamuksu saçların üstünde gezdirdi. O kadar yumuşak saçları vardı ki küçük olanın, insanın dokundukça dokunası geliyordu.

5-6 dakika sonra Seungmin'in daldığını fark eden sarı saçlı yerinden yavaşça kalktı. Son kez küçük olana baktı ve odasının ışığını kapatıp evden ayrıldı.

Sabah olduğunda küçük olan baş ağrısıyla uyanmıştı. Üstüne baktığında dünkü kıyafetlerle olduğunu gördü ve banyoya girmek için dolabından birkaç kıyafet seçti.

Bir yandan da dün olanları düşünüyordu. 2 yıldır doğru düzgün yakınlaşamadığı adamla sarhoşluk bahanesiyle yakınlaşmıştı.

Sinsice sırıttı Seungmin, demek ki bu şekilde oyunlar gerçekten de işe yarıyordu.

Banyoya gidecekken telefonunun çaldığını duyan genç komodinden telefonunu aldı ve açtı.

"Efendim abi."

"Ben gece eve uğrayamadım, Felix'in evine gittim. Sen evdesin dimi şuan?"

"Hayırlı işler bol kazançlar abicim."

Telefonun ucundan duyduğu kahkahayla gülümsedi Seungmin.

"Soruma cevap ver fesat şey."

"Evdeyim abicim nerede olacağım?"

"Hyunjin bıraktı yani seni?"

"Evet?"

"Hatırlıyorsun yani?"

"Ne? Ay yani Hyunjin mi bıraktı beni?"

"Rol yapma, senin hafızan iyidir."

"Abi sarhoştum, nasıl hatırlayayım?"

"Her neyse, Felix seni kahvaltıya çağırıyor bilgin olsun."

"Ya o beni tanıyor muymuş? Senle sevgili olduğundan beri unuttu beni o çilli şeytan! Resmen en yakın arkadaşımı çaldın benden!"