Kardeşimin hikayesi ALEN. Bir gidiş, bir geride kalışın hikayesi. Deniz ve Alen köklerinden çok uzakta, okyanus ötesinde bir ülkede Avustralya, Melbourne' de yaşayan iki kardeştir. Her şey Alen'in birgün hayallerini gerçekleştirmek için bir iş t...
Alen hastaneye gelen polislere ifade vermişti. Zaten poliste durumun farkındaydı. Başından beri olan biten her şey kayıtlarında mevcuttu. Alen büyük bir organizasyonun kirli işlerine taş koymuştu. Onları ihbar ederek bütün öfkeleri üzerinde toplayacaktı. Bunun için gizli tanık statüsünde ifade vermişti. Ama bu adamların eli kolu çok uzundu. Alen'in onları ihbar ettiğini öğrenmişlerdi. Jesica'yı da ondan intikam için öldürmüşlerdi. Ama polis sıranın Alen'de olduğunu da biliyordu.
Bu adamlar caniydi. Alen'i hemen öldürmek istememişlerdi. Önce en sevdiği ile işe başlamışlardı. Şimdi sıra ondaydı. Acısına doymasını bekliyorlardı muhtemelen. Ama eninde sonunda Alen ölecekti. Bütün plamlarını suya düşüren küçük bir veletti onlar için. Ama onun ölümü kolay bir ölüm olamayacaktı. Acılardan acı beğenecekti. Bu şekilde onlara bulaşmak isteyenlere de göz dağı vermiş olacaklardı. Bu onların en bilindik intikam alama yöntemiydi. Çünkü Alen onların çetesinin bir bölümünü yok etmişti. Görünmeyen daha karanlık bağlantılardan polisin dahi haberi yoktu. Elbette şüpheleri vardı ama hukuk sisteminde her şey çok yavaş işliyordu. Bir olaya müdahale etmeleri bazen yıllar sürebiliyordu. Bildikleri en önemli şey, hukuk süreci asla bu adamlardan hızlı değildi. Alen her an tetiğin ucundaydı. Ama prosedürler gereği yapabilecekleri şeyler sınırlıydı.
*****
Deniz ne yapacağını bilmeden Alen'i uzaktan izliyordu. Çaresizlikten beli bükülmüş, mutsuz, umutsuz haldeydi. Bir adam yanına yaklaştı. "Merhaba." Dedi. Daha sonra adını söyleyerek kendini tanıttı. Sivil polis olduğunu söyleyip ona kimliğini gösterdi. Alen hala mezarın üzerinde yatıyordu. Deniz'i oradan biraz daha uzak bir yere götürerek ona olanı biteni en başından eksiksiz anlattı. Deniz kendine kızıyordu. Nasıl bunların hiç birini bilmiyordu... Son zamanlarda Alen'i ne kadar ihmal ettiğini anladı. Babaları ölünce sanki ailenin reisi kendisi olmuştu. Her zaman daha çok çalışması gerektiğini düşünürdü. Bu şekilde Alen ve annesinin bütün ihtiyaçlarını karşılayacak, babalarının yokluğunu aratmayacaktı. Her babası ölen evin büyük çocuğunun gizli bir göreviydi sanki bu... Deniz de bu görevi yıllar önce üstlenmişti işte. Ama çoğu şeyi de gözden kaçırmıştı. Alen büyümüştü. Hayalleri farklılaşmış onlar da büyümüştü. Deniz bir noktadan sonra kardeşi için yetersiz kalmıştı. Çünkü o da insandı. Okul masrafları diğer ihtiyaçları her şeyi Deniz karşılıyordu. Bu nedenle de onun sadece eğitimi ile ilgilenmesi ve geleceğini güvene alması için çalışması gerekiyordu. Ama Alen aklına dahi gelmeyecek durumların içine girmişti. Nasıl anlamadım, nasıl onu bu kadar ihmal ettim diye bir an hayıflanmaya başladı. Aklı almıyordu anlatılanları. Polis memuru önce onu teskin etmeye çalıştı. Ama geçmişin bu pişman yakarışlarından onu çekip çıkartacak tek şey vardı. O da gelecek...
"Deniz Bey şimdi size bu olanlardan daha kötüsünün olabileceğini haber vermek için buraya gelmiş bulunmaktayım. Maalesef bu adamları iyi tanıyoruz. Ama prosedürler gereği kardeşiniz için hiç bir şey yapamıyoruz... Çünkü maddi delillerimiz yok... Ve varsayımlar, ihtimallerle bir yere varamayacağımız için buradayım. Sıradaki kurban kardeşiniz Alen. Alen önce ölseydi onlara göre gerekli cezayı almadan ölecekti. Önce sevdiğini öldürerek onu iki kere öldürmek istediler. Kardeşinizi buradan uzaklaştırmalısınız. Olabildiğince uzağa götürün onu. Can güvenliği sağlanamazsa her an istemediğimiz başka bir trajediye şahit olabilirsiniz... Bunları size yetkilerimden bağımsız söylemek için buradayım. Eğer yapabileceğimiz bir şey olsaydı inanın biz her an müdahaleye hazırdık. Ama üzgünüm yok... Sadece siz bunu yapabilirsiniz. Onu buradan çok uzağa götürerek, yeni bir kimlikle belki... Kardeşiniz gizli tanık statüsünde olduğu için biz yeni kimlik işlemlerine başladık. Yeni bir ad ve yeni bir kimlikle onun hayatına daha güvende devam edebileceğini düşünüyoruz. İstediğiniz zaman yeni kimliğini size ulaştıracağız. Bu olanlar için çok üzgünüm. Ama Alen ve Jesica gerçekten büyük bir iş başardılar. Kendilerini tehlikeye atarak onlarca gencin hayatını da kurtardılar. Gerçekten bu gençler ile ne kadar gurur duysanız az gelir. Jesica için çok üzgünüm. Umarım cennette bir yerde huzur içindedir. Kardeşiniz için ise yapabileceğimiz her şeyi yapmaya hazırız. Ama yetkilerimiz maalesef çok sınırlı..." dedi kartını uzattı ve veda edip Deniz'in yanından uzaklaştı. Deniz henüz bir olayın şokunu acısını atlatamamıştı ki daha kötüsü ile baş başa kalmıştı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
