31.Bölüm.

2.2K 55 15
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın elmaslarım!

İyi okumalar!!





31.Bölüm. "Bana güvenmiş... Ve uyumuş..."




Sert bir şekilde ilerleyip az çok korkan iki kişi yan yana durmuş bir hizada bekliyorlardı. Bora'nın benimle değil benim ilgilenip kızımı en hızlı şekilde o adilerin elinden kurtarmak istiyordu. Ama kızımın babası olacak adam abimle ilgilenip düğünden kız kaçırıyorlar. Olayları yarım yamalak bilsem de en iyi bildiğim şey şuydu; düğünden Derya'yı kaçırmak için abimi ikna etmeye çalışıyorlardı, Mert Bora'yı işinden edip onu abimin yanına götürmüştü. Sebebini daha sonradan öğrenmem beni az da olsa sinir etmişti

Bora'nın yüzüne bakıp başımı ne oldu der gibi salladım, o an Bora boğazına takılan yutkunmayla sakinleşmaya çalışıp yanında duran adamdan uzaklaşıp bana baktı.

"Hiç kızma, hiç bağırma. Hepsini o yaptı."

"Oha lan oha!" Dedi Mert iki elini de Bora'ya sallayarak.

"Sen gelip aldın lan beni!"

"Kötü mü yaptım lan!"

"Benim için kötü karım kızıyor bana!"

"Susun!" Dedim ard arda atılan cümlelere engel olarak.

İkiside susup bana bakmıştı. Çalan telefonumda arayan kişiye baktığım an kaşlarım çatıldı. Nehir'in şuan araması pek normal değildi, daha buraya geleli bir saat olmuştu ve Nehir Ekrem Sedkan'ın şirketiyle görüşmeye gitmişti.

Telefonu açıp kulağıma dayadım.

"Ne oldu?" Dedim Nehir'in ismini kullanmayarak.

"Meksika'dan kaçak işçiler gelecek sahte kimlik ve sahte pasaportla. Bunların içinde genç kızlarda var. Satış yapmak için reşit olmayan çocukları getirecekler. Daha çok kurmak mekanları için getirilecekler." Nehir'in hemen her şeyi öğrenmesi beni oldukça etkilemişti o konuşurken kaşlarım havada bir şekilde olması buna örnekti. Peki ya reşit olmayan çocuklar arasında benim de kızım olacakmıydı Nehir Meksika'ya gizli adam göndereceğini söylemişti orada bizzat kızımı ve Umay'ı da araya katacaklarını söylemişti.

Arkamı dönüp Mert ve Bora'ya baktım ben burada kayıp kızımı ararken kendisi gidip salak saçma işlerle ilgileniyordu. Söz konusu çocuklarımızdı her şeyini bir köşeye atmak zorundaydı ne olursa olsun tek bir amacı olmalıydı oda kızlarımızı geri almaktı, sıkışmış oldukları hayattan kurtarmaktı tabii oraya hayat denilirse.

Öfkemi içime atıp sakin kalmaya çalışıyordum.

"Tamam... teşekkür ederim... yanımda olduğun için."

"Ne demek... her zaman." Nehir'in bende olan ikici yanı sanki kaybolmuş kız kardeşim gibiydi, acılarımız biribirine o kadar benziyor ki ona o kadar yakın olmuştum bu acılar sayesinde. Aslında düşman olarak görmüş olduğum kadın şimdi benim sırt duvarım olmuştu. Buna ben bile şaşırıyordum.

Telefonu kapatıp Bora'ya baktım, bana çatık kaşlarla bakıyordu. Yanına ilerleyip yüzüne baktım, "Gözünü aç, kızım kayıp benim." Dedim gözlerine son kez bakıp yanından uzaklaşıp dışarı çıktım.

Konuşmadı sesini dahi çıkarmadı ben ilerliyordum oda beni takip ediyordu, hepte böyle oluyordu ben ilerliyordum Bora beni takip ediyordu.

Aklımdan geçeeri gerçekleştirmek istemiyordum ama zorda bırakıyorlardı, benim tek güvenim vardı, tek gerçeğim ve herkesten önce olan ailem, benim abim vardı. Ne kadar abimi katmak istemesemde olmuyordu, ben onun kadar güçlü değildim. Şuan bile yıkılabilecek bir yerdeydim. O kırmızı çizginin tamda önünde duruyordum, yıkılmamak için zor tutuyordum bedenimi. Ama nereye kadar bu tutuş.

Benimsin (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin