11•|Ben Gökalp Gönük!

7.5K 213 65
                                    

Oy ve yorumlarınızı çok önemli lütfen oy kullanmayı unutmayın.

İyi okumalar:)






11.Bölüm. Ben Gökalp Gönük.

Nefretle birikti içi, acıyla kırdı kendi kalbini... Duvarlar ördü... Kilitleyip İstanbul'un denizine attı... Taşa çevirdi kalbini... Acımasın diye örttü kalbini. Yok etti kalbini kadın. Kimseye inanmıyor, güvenmiyorum... İnsanlardan nefret ediyordu kadın. Aşktan tiksindi, karşısındakine güvenemiyordu. Her şey onun için bitmişti. Hayat ona darbeyi vurmuştu. Ezilmişti, hor görmüştü, sadakatsizliğe uğramıştı. İhanetin bedelini kalbini kapatarak ödüyordu. Acısı dinmiyordu, bitmiyordu bitirmek istemiyordu... Unutmak istemiyordu kadın.

Dört tane kadının onunla ilgilendiği bir odada öylece boş duvara bakıyordu. Birisi saçını kurutuyor, birisi banyosunu temizliyor, diğer ikisi ise kirli elbiseleri alıp odadan çıkıyorlardı. Kadınlar Aslı'ya yeni doğan bebek gibi bakıyorlardı. İçeriye giren adamla kadın ayağa kalkıp kafasını eğdi.

Adam odaya tamamen girince "Çıka bilirsin Zehra" dedi, kalın ve sert çıkan sesiyle.

Adam bir adım atıp eğildi. Kardeşinin bacağına dokunup "Abicim... Kendine geldin mi?" diye sordu her şeyden çok ona önem veren abisi. Aslı titreyerek nefes alıp verdi. Sakin bir şekilde kafasını salladı. Abisi,.kolunu tutup oturduğu sandalyeden onu kaldırıp. Yatağa yatırdı. Yatağın başına oturup kardeşinin saçını okşadı.

"Benim güzel kızım, abisinin gülü. Ben burdayım. Artık burdayım... Senin yanındayım" abisinin elini küçük bir çocuk gibi tutup sarıldı eline. Gözlerini kapatıp uyumak istedi ama gözünün önüne o kadın geliyordu, o hizmetçi diye bildiği kadın.

"C-canım acıyor" diye bildi sadece titreyen sesiyle. Abisi öfkeyle nefesini verdi. Diğer eliyle okşamaya başladı kardeşinin saçını.

"Her şey yolunda abicim... Abin intikam alacak güzelim" abisinin kalın çıkan sesi onun ne kadar öfkeli olduğunu gösteriyordu. Karadeniz'in en belalı adamı bunu öğrenince daha beter olacaktı işler. Ama abisi bunu asla kimseye öyle kolay, kolay anlatmayacaktı.

"Zaman her şeyin ilacıdır. Senin ilacın gelecek olacak abicim... Sabret. Yeğenim hayata gelsin... Nasıl ölümden beter olacak o piç kurusu" dedi, ağzını bozmak istemedi ama ağzı bozuk birisiydi.

İntikam onun işiydi. Bora bilmiyor ki yer altının lideri Gökalp Gönük... Bora İlkan bunu daha bilmiyordu. Gökalp Gönük intikam alacaktı. Ama dedesinin bu yaşa kadar durmadan ona söyledi cümleyi asla unutmaz acele işe şeytan karışır evladım... Her şeyin yeri, yurdu ve zaman'ı vardır... Gökalp Gönük bunu hep beyninin bir köşesine kaydetmiştir.

Aslı'nın anlından öpüp ayağa kalktı saat 22.33'ü gösteriyordu. Gece lambasını açıp çıktı odadan kapıyı kapattı alt kata indi Gökalp Gönük. Siyah koltuğa oturdu, sakince bir nefes verip baktı karşısında duran iki adam.

"Adam'ın yaptığı her işten haberim olacak artı İngiltere'den buraya taşınmak zorunda olacak bir artı daha... Hiç bir şirket onunla çalışmayacak... Bunu Londra'daki ve York'taki hiç bir şirket bununla iş yapmayacak" eliyle alnını kaşıdı ve devam etti "Sadece bay jack tom... Başka hiç bir şirketle işi olmayacak. Anlaşıldı mı?" adamların tek tek yüzüne baktı. Karşısındaki iki adam kafasını sallayıp "Anlaşıldı Gökalp bey" diyip çıktılar salondan Gökalp hizmetçilerim getirdi çayı alıp ayağa kalktı, bahçeye doğru ilerleyip sandalyeye oturdu.

Alkolden nefret eden Gökalp tam bir karadeniz torunuydu. İnadı inattı, kafası dikti, gerektiği yerde saygı gerektiği yerde liderliğini koyardı ortaya. Bu Gökalp Gönük'tü.

Benimsin (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin