7.( Lunapark )

23 7 46
                                    







Bu hikayede olay ve durumlar tamamen hayal ürünüdür.

Keyifli okumalar dilerim :)

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum...










Özlemek ne garip. Ölüyorum sanıyorsun, ama ölmüyorsun...

                      ~Cemal Süreya~






Özlemek isterdim, unutmadığım bir insanı, bir hissi özlemek...

Günler geçmişti, hergün bir önceki günden daha güzel daha da bağlanıyorduk birbirimize, her defasında daha çok seviyor, bu sevgi içimizden kaynayıp taşıyordu...

Bugün de normal bir şekilde okula yürüyerek gidiyorduk. Ellerimi tutuyor ve üşüdü diyerek beni hep kandırıyordu. Bende hemen kanıyordum zaten ya da kanmak mı istiyordum... İçimdeki gülüşmeleri umarım sizde duyuyorsunuzdur...

Umarım bu hallerime hep beraber gülüyoruzdur...

El ele gidiyorduk okula gelidigimizde ikimizde aynı sıraya geçmiştik bugün bir farklıydı çünkü benim doğum günüm dü...

Evet evet on sekiz oluyordum yanlış duymadınız, on sekiz oluyorum...

Yağız unutmuş gibiydi hiç konusunu bile açmamış etrafına bakıyordu bende ona "bugün çok güzel bir gün dimi" bana şaşkınlıkla bakıyordu "normal, sen benim yanımdaysan bana her gün güzel" tamam çok güzel cümleydi ama bugün benim doğum günümdü...

Ona gülümsemiş önüme dönmüştüm, önümdeki psikoloji kitabını açmış bir kart vardı. Yağız'a baktığımda önüne bakıyordu. Kartı açmış içinden bir nergis çiçeği ve not çıkmıştı.

"unuttum sanmadın değil mi sevgilim?
Aksini duyarsam çok üzülürüm...
Biliyorum sevgilim
Bugün tüm çiçeklerin en güzel soyu
En güzel çiçeği doğmuş"

Ona baktığımda kollarını bağlamış bana bakıyordu. Ufak bir sırıtımış ben onun boynuna sarılmıştım "kız boğacaksın boğacaksın" ona bakmış omzumu indirip kaldırmıştım.

"bunu sen mi yazdın?" bana kaşlarını çatmış bakıyordu "bu da ne demek, yazamazmıyım" ellerim yüzüne çıkmış "hayır yaparsın, çok sevdim" tekrar boynuna atlamıştım.

Bu sefer hiç ses çıkarmamış sadece kahkaha sesleri geliyordu. Ona tekrar dönmüş "daha bitmedi sürprizin, biraz da onlara sakla bu sarılmaları " ona bakmış "Başka ne süprizim var" bana bakmış "sürpriz, adı üstünde Güler suratım" kahaka atmış bende sarılarak gülmüştüm...

Bana sırıtarak bakıyordu bende elimdeki karta ve nergis çiçeğime. İçeriye Kenan ve yağmur girmiş ellerinde balonlar ve gözlerinde gözlükler vardı kafalarında da huni şapkaları...

Yağız kahkaha atıyordu bende onun gülüşüne bakmış kahkaha atmaya başlamıştım. Benim kafama şapka giydirmişler ve  Kenan bana sarılmış geri çekilmişti yağmur sarılmış abisine bakmış "iyki, abim için doğmuşsun " ona gülümsemiştim...

Ben sevmiştim bu kızı, minnoş bir kızdı abisi gibi...

Tüm sınıf ayağa kalkmış Yağmur dolaptan pasta getirmişti. Tüm sınıf hep beraber "iyki doğdun Ahu" onlara tek tek bakıyordum. Ateş dışında herkes vardı... Vay tüküreyim benim şom ağzıma, hiç durmaz ki...

Ateş içeriye girmiş alkışlıyordu, "sevgili Ahu" Yağız ayağa kalkmış kolundan tutmuştum. Günlerdir bizi çileden çıkartmıştı zaten bu son nokta olabilirdi...

Geçmişten Uzak Where stories live. Discover now