Ne olursa olsun, bulucaktım!..

Yazarın gözünden (Akşam) Nate'in evi

Bu şarkıyla okuyun:

Nate yavaş adımlarla Casidy'nin sabahtan beri yattığı yatağa doğru ilerledi. Yine ağlıyordu. Casidy'nin her göz yaşı kalbine bir ok gibi saplanıyordu. Gidip yanına oturdu ve saçlarını okşadı.

''Hey Cas. Sana fransız tostu yaptım, en sevdiğinden. Hadi aşağıya gel.'' Casidy ağlamaktan kızarmış gözlerini açtı. Nate hala Casidy'nin en sevdiği yemeği unutmamıştı. Onunla ilgili her şey zihninin bir köşesinde kazılıydı. Casidy'nin gözlerine her baktığında kendisinden nefret ediyordu. Casidy ''Hayır''anlamında kafasını salladı. Şuan Justin'e sarılmayı, o'na neler olduğunu sormayı o kadar çok istiyorduki... O sırada karnından tuhaf bir ses yükseldi.

''Casidy açsın biliyorum, hadi gel bir şeyler yiyelim.'' Ama Casidy bir şey yememekte kararlıydı. Nate dayanamayıp Casidy'i kucağına aldı ve aşağıya indirdi.

''Nate bırak beni lütfen!'' diye haykırdı Casidy. Büyük evde sabahtan beri onun çığlıkları yankılanıyordu. Nate en sonunda Casidy'i bir sandalyenin üstüne bıraktı ve yanına oturdu.

''Casidy bir şeyler yemelisin'' dedi Nate. Sesinden ne kadar üzgün olduğu anlaşılabiliyordu. Casidy kafasını Nate'e çevirdi ve; ''Kim sana bunu yaptırdı?'' dedi titreyen sesiyle. Nate her şeyi anlatmak istiyordu ama yapamıyordu. Casidy'e yalan söylemekten hiç bir zaman hoşlanmamıştı ama O'nu kaybetmemek için söylemek zorundaydı.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı; ''Sana söyledim. Kimse. Ben sadece.. Seni çok seviyorum Casidy'' Casidy Nate'e hala inanmıyordu. Uzandı ve Nate'in elini tuttu.

''Anlat bana Nate. Kim?'' Nate elini çekti ve hafifçe boğazını temizleyerek; ''Kimse dedim Casidy. Hadi yemeğini ye.''dedi hafif sertçe çıkışarak. Casidy'nin gözünden bir damla yaş daha süzüldü. Sinirli bir şekilde Nate'e döndü ve bağırdı; ''Anlamıyor musun?! Justin'i özledim ve ben sadece o'na aidim!'

Sally Browning

Dizlerini toplamış bir şekilde televizyon izliyordu ve evde yalnızdı. Televizyonun sesini biraz daha açtı. Bir yandan da düşünüyordu; Titanik'i neden bu kadar sevdiğini bilmiyordu, kim bilir kaçıncıya izliyordu. Jack, Rose'u öptüğünde geçen gece olanlar aklına geldi. Dün gece düşünmekten uyuyamamıştı.

''Keşke öpmesine izin verseydim...'' diye düşündü tekrar.'Keşke...'' O sırada kapı çaldı.

''Bu kadar erken geliceğinizi bilmiyordum'' dedi kapıya doğru gelirken. Kapıyı açarken tekrar söylendi; ''Otelde kalıcağınızı sanıyor-'' karşısında gördüğü kişi annesi veya babası değildi.

''Chaz?''

''Bak Sally, geçen akşam olanlardan sonra bir açıklama yapmam gerektiğini düşündüm...Ve açıkcası o akşam yaptığım-''

''Tam bir saçmalıktı...'' dedi ve güldü Sally Chaz'in sözünü tamamlayarak.

''Hayır, yarım kalmıştı...''dedi Chaz ve elini Sally'nin boynuna doladı. Sonrada dudaklarını buluşturdu. Sally ilk önce karşılık vermedi, ne yaptığını anlaması biraz zaman aldı. Sonra O'da elini Chaz'in boynuna doladı ve birlikte içeri girdiler. Sally arkalarından kapıyı kapattı ve karşılık vermeye başladı. Çok hızlı ve düşünmeden gerçekleşmişti her şey, Chaz üstünü çıkarttı ve Sally'i kucağına aldı ve birlikte üst kata çıktılar. İşte herşey orda başlamıştı..

Justin Bieber

Bir bardağı daha bitirdi ve sinirle yerinden kalktı. Casidy'i istiyordu.Ona neler olduğunu sormak, en azından nerede ve güvende olup olmadığını bilmek, O'na sarılmak.. Casidy'nin şuan ne yaptığını bile bilmiyordu ve bütün bu sorular beynini kemiriyordu. Oturma odasına gitti ve sehpanın üzerindeki herşeyi eliyle yere attı. Koltuğa oturdu ve önüne Casidy'le daha dün çekildikleri resimleri koydu.

JUSTİN BİEBER HİKAYELERİWhere stories live. Discover now