HALO

88 4 0
                                    

Denizden çıkan Marilyn'i havluyla kuruladım ve yanıma serdiğim kumsal havlusunun üzerine oturmasına yardım ettim.Güneş kreminden biraz daha aldım ve hafif kızarmış burnunun üstüne biraz sürdüm.''Anne yüzmek çok güzel sende gel hadi!''''Ben şimdi yüzemem meleğim yarın girerim.''''Ama neden?''''Belim ağırıyor dedim ya hayatım.''''Hıı tamam''dedi ve yen kurulanmasına aldırış etmeden tekrar sulara girdi.Hala kıkırdayan Justin'e döndüm.''Justin gülme yaa!''diye sızlandım.Sabahtan beri aralıksız bir şekilde gülüyordu.''Senin yüzünden tatil de denize giremiyorum.''dedim tekrar aynı ses tonuyla.''Hahaha benim yüzümden mi?Tamam sen Marilyn'i yatır ben yatak odasındayım diyen sen değil miydin?''''Bahane bulma Justin ya da bulucaksan hapları daha iyi bir yerlere sakla.Örneğin koridordaki aynanın önüne koyma''Justin yutkundu ve sonra tekrar güldü;''Tamam kabul beni yakaladın.''bir süre denize baktıktan sonra devam etti;''Açıkcası Nate'in o gün dediklerinden sonra...''''Yani o gün dedikleri içinden sadece senin ''Yatak Performansın''ile ilgili yaptığı yorumlara mı takıldı?''dedim ve tek kaşımı kaldırarak gülünç bir ifadeyle yüzüne baktım.''Casidy ne zamandır farkında değilsin bilmiyorum ama ben bir erkeğim?''dedi ve yüzüme baktı sırıtarak.''Erkek olman beyninin bacak aranda olması anlamına gelmiyor.''''Yani demek istediğim biz böyle şeylere önem veririz.''Bu sözü üzerine kahkahalarla gülmeye başladım.Bir süre sonra;''Tamam bak şimdi ne yapacağım biliyor musun?Bu konuyu kapatıcam.Sanki hiç konuşmamışız gibi olucak.Dün gece gerçekten mükemmeldi , o konu hakkında hiç bir şikayetim yok ama o hapları tekrar görürsem-''Justin sözümü kesti;''Tamam tamam anladım.''Sonra ayağa kalktım ve bikinimi çekiştirdim.''Nereye gidiyorsun?''''Marilyn'in yanına''''Belin?''''Yüzmeyi deniycem ağrısı hafifledi.'' kafasını salladı ve bende yavaşça denize doğru gitmeye başladım.Tam o sırada aklıma geldi, Justin böyle hapları gidip alamazdı, yani kameralar felan...Tabii ya.Hemen arkamı döndüm ve bağırdım;''Ayrıca Ryan'la da konuşmam gereken ayrı bir konu var!''Sally Browning (önceki gece)Tek kişilik koltuğa büzüşerek tamamıyla sığmıştım.Saatime baktım, geç kalmıştı.Ayağa kalktım ve apartman dairemizin büyük penceresinden ışıltılı Los Angles Times Meydanına baktım.O sırada kapının açılış sesini duymamla kafamı kapıya çevirdim.''Chaz, Tanrı aşkına neredesin sen?!''''Matt ile bir kafedeydik.''''O kafede gece ikiye kadar yapıcak ne buldun?''''Sally hadi ama okuldan sonra biraz eğlendik!''''Chaz telefonunu açmıyorsun, Ryan'ı aradım ama yanında olmadığını söyledi çok merak ettim seni.''''Sally, bence biraz gevşemelisin.''dedi ve yanıma gelerek omuzlarımı sıktı.''Gevşeyemiyorum tamam mı?Gevşeyemiyorum!''''Sally biraz rahatla lütfen.Çok telaşlısın ve sürekli-''Sözünü bir şey kesmiş gibi sustu.''Sürekli NE?''''Sürekli çok üstüme geliyorsun!''''Senin üstüne mi geliyorum.Ben sadece seni merak ediyorum!Seni seviyorum Chaz, sen işte bunu anlamıyorsun!''''Sally bunu da nerden çıkardın, bende seni çok seviyorum.''dedi benimkine kıyasla sakin bir sesle.Alaycı bir şekilde güldüm ve kollarından kurtuldum.''Üstüne geliyormuşum.Hah!''''Evet Sally beni biraz rahat bırak.Yani en azından istediğimi yapmama izin ver.''''Chaz, ben senin için kendimi kısıtladım.Sırf sen burda yaşamak istiyorsun diye üniversitemi değiştirdim.Bütün arkadaşlarım şuan benim Kanada'da!Şimdi tüm bunlara karşılık hala üstüne geldiğimi mi söylüyorsun.Zaten sen istediğin hayatı yaşıyorsun Chaz!''dedim ve yatak odasına girip yatağın altından bavulumu çıkarttım.Elbiselerimi askılarından çıkartmadan içine tıkıştırdım.Tam fermuarını kapatırken Chaz ellerimi tuttu.''Ne yapıyorsun?''''Seni rahat bırakıyorum!''''Sally abartıyorsun!''''Şimdi de abartan kişi mi oldum?''Ellerimi çektim ve fermuarı kapattım.''Sally hadi bırak o valizi!'' diye bağırdı Chaz arkamdan.Onu duymazlıktan gelip kapıya doğru gittim.Kolumu tuttu ve beni kendine döndürdü.''Sally gitme.''''Özgürlük isteyen sen değil misin al sana bolca!''dedim ve eğilerek ayakkabılarımı elime aldım.Giymeden dışarı çıktım ve hızlıca kapıyı kapattım.Emily Eagles''Hey Emily bugün ne oldu biliyor musun?''dedi Ryan neşeli bir sesle.''Ne?'' dedim merakla.''Justin geldi ve şu haplardan istedi.''''Hangi haplardan.''''Hani şu performans arttırıcılar varya'' ve sonra gülmeye başladık.''Peki sen ne dedin?'' dedim tek kaşımı kaldırarak.Bir süre durakladı ve;''Tabiiki de bende olmadığını, pis işlerine beni bulaştıramayacağını ve benim o haplarım ihtiyacım olmadığını söyledim.''Hiç de inandırıcı gelmemişti.''Ryan hapları bana ver.''''Ne?Neden bahsediyorsun Emily?''Kıkırdadım.''Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun, şimdi hapları bana getir.''''Ne hapı?''''Ryan!''diye bağırdım kıkırdayarak.Oflayarak ayağa kalktı ve montuna giderek cebinden bir kutu hap çıkardı.Sonra elimi çöpe doğrultarak.''Şimdi at.'' dedim.Bana doğru baktı ve dudaklarını ekstra bir çaba göstererek oynatırken;''Bir tane almamı ister misin?'' dedi ve yanıma doğru geldi.''Hayır!'' kahkalarımın ardından duyması için bağırmak zorunda kaldım.Yanıma oturdu ve yavaşça kapağı açtı.Tam o sırada kapı çaldı.Güldüm ve ayağa kalktım.Sonra Ryan'da kalktı ve bana ''Dur' dedikten sonra kapıya doğru giderek kapıyı o açtı.Karşımdaki Sally'di.''Sally?'' Ryanla ikimizde şaşırmıştık.Neden bu saatte şehrin öbür ucuna gelmiştiki?''Emily, çat kapı oldu biliyorum ama kalıcak tek yerim burası.''-----------------------Casidy WalcornMarilyn'i yatağına yatırdım ve bir süre uyumasını bekledikten sonra aşağıya Justin'in yanına indim.''Casidy sana bir sürprizim var.''dedi ve çok heycanlanmış gibi yüzüme baktı.Gülümsedim ve elimden tutarak beni sürpriz her neyse ona götürmesine izin verdim.Masanın üzerine eğildi ve minik bir tülü alarak gözlerimi kapıycak şekilde arkadan bağladı.Dudaklarını dudaklarıma bastırdıktan sonra elimi daha da kavrayarak beni ileri doğru çekti.Bir süre sonra tenime değen havayla irkildim.Ayağım nemli kumlara değdi, dışarıdaydık.''Justin evden fazla uzaklaşmayacağız değil mi?''''Hayır hemen burada...''Daha da hızlandı ve en sonunda durduk.''Terliklerimin içine kum girdi.''dedim ve kıkırdadım.O da kıkırdadı ve elini belime koydu.Sonra benim ellerimi tutara kendi omuzlarına yerleştirdi.Gözlerimi açtığı anda etrafıma baktım.Çimenlerin üzerine yerleştirilmiş fenerler ve minderler vardı onların önündede büyük bir televizyon.''Ah Justin burası.Muhteşem...''Derin bir nefes aldım.''Kendim hazırladım...'' dedi ve dudaklarımı kavradı.Ayrıldıktan sonra dans edicekmiş gibi tekrar belimi tuttu ve o sırada o şarkı başladı...O muhteşem gündeki şarkı...Ardından Justin'in dudaklarından şarkının ilk sözleri döküldü;''Remember those walls I built, Well baby they're turning down.And they don't even put up a fight, they don't even make a sound...''İşte bu an o geceyi her ayrıntısına kadar tekrar hatırlatmıştı...-----------3 sene önce Superbowl Maçı----------Justin'in isteği üzerine Superbowl'u izlemeye gelmiştim.Marilyn'i anneme bırakmayı sevmiyordum ama bu gürültüyede getiremezdim.Üstümdeki kırmızı elbiseyi aşağı çekiştirdim.Işıklar kapandı ve büyük ekrandan ilk yarının bittiği söylendi.Justin bana döndü ve''Bir şeyler ister misin?'' diye sordu.Susamıştım ayrıca başım ağırıyordu.''Su olabilir.Bir de bulabilirsen baş ağrısı ilacı.''Güldü ve ayağa kalkıp gözden kayboldu.Bir dakika neden kendisi gitmişti?Markette onu görenlerin yaratacağı izdihamı düşünemiyordum.Ayağa kalktım ve arkasından gitmek için sola dönerken Kenny önümü kesti.''Ken, Justin tek başına gitti izdiham çıkıcak.''''Merak etme Casidy, Mark'ı onunla yolladım.''''Hayır, yollamadın Kenny beni kandıramazsın.''dedim ve sorgulayıcı gözlerle ona baktım.''Casidy, şimdi Beyonce'un konseri başlıycak otur Justin'de az sonra gelir.''''Ama-''''Casidy...''''Tamam.''dedim ve yerime oturdum tekrar.Işıklar tekrar kapandı ve sahneye göz alıcı kıyafeti içinde Beyonce çıktı.Kesinlikle harika gözüküyordu.(Bundan sonrasını bununla okuyun:http://www.youtube.com/watch?v=bnVUHWCynig&ob=av2e)Daha hareketli bir şarkıyla başlıycağını düşünürken kulağıma takılan Halo'nun ritmi beni şaşırtmıştı.Sahneyi beyaz ışıklar kontrolü altına aldı ve Beyonce o muhteşem sesiyle şarkıya başladı;Remember those walls I builtİnşa ettiğim o duvarları hatırla,Well baby they are turning downBebeğim, hepsi yıkılıyor.And they didn't even put up a fightHatta karşılık bile vermediler.They didn't even make a soundHatta ses bile çıkartmadılar.I found a way to let you inSenin içeri girmen için bir yol buldumBut I never really had a doubtAma gerçekten hiç kuşkum olmadıStanding in the light of your haloSenin hale'nin altında durmaktan (Hale:Meleklerin başındaki ışık halkası)I got my angel nowŞimdi kendi meleğimi buldum. O sırada Justin sahneye çıktı.Bana doğru döndü ve şarkının devamını söylemeye başladı. It's like I have been awaken Sanki uyanıyormuşum gibiEvery rule I have to break Kırmak zorunda aldığım her kuralIts the risk that I'm takingİşte aldığım risk buI aint never gonna shut you out Seni asla dışarıda bırakmayacağım Everywhere I'm looking nowŞimdi baktığım her yerdeI'm surrounded by your embraceSenin sarılışınla ele geçirildimBaby I can see your halobebeğim hale'ni görebiliyorumYou know you're saving my graceBiliyorsun ki mutluluğumu koruyorsun Tam o an bana doğru gelmeye başladı. You're everything I need and moreSen ihtiyacım olan her şey ve fazlasısınIt's written all over your faceBu yüzünün her yerinde yazıyorBaby I can feel your haloBebeğim hale'ni hissedebiliyorumPray won't fade awayDua ediyorum, gözden kaybolmasın diye Yanıma geldiğinde gözlerim dolmuştu.Önümde diz çöktüğünde ellerimle ağzımı kapadım ve hıçkırıklara boğuldum.Beyonce şarkıya devam ederken büyük ekrana görüntümüz yansıyordu.Hıçkırıklarımı durduramıyordum.Bütün salondan alkış ve ıslık sesleri geliyordu.Cebinden bir kutu çıkardı.Artık resmen kıpkırmızı olmuştum.Beyonce'ye baktığımda onunda gülümsediğini gördüm.Herkes biliyordu.Kenny bu yüzden gitmeme izin vermemişti.Justin kutunun ön yüzünü bana doğru çevirdi.Tam gözlerimin içine baktı.Ağlamaktan konuşamıyordum.Kutuyu açtı ve ''Casidy Walcorn, benimle evlenir misin?'' dedi.Yakasındaki mikrofon yüzünden sesi bütün salonda yankılanmıştı.Gözlerimi sıkıca kapadım.Her şey gerçek olamayacak kadar mükemmeldi ve tüm dünya şuan bu evlenme teklifini izliyordu.Yüzüm yaşlarım sayesinde ıpıslak olmuştu.Ellerim titriyordu.Ağzımı açtığım anda tekrar hıçkırarak ağlamaya başlayacağımı bildiğim için kafamı aşağı yukarı salladım.Gökyüzünü havaifişekler doldurdu.Kollarımı açtım ve Justin'e sarıldım.Gözyaşlarımın onunda omzunu ıslatması çok uzun sürmedi.Ellerimi sırtıma dolandı ve dudakları kulaklarıma fısıldadı;''Ağlama meleğim...''Ağlamamak elimde değildi.Sahneye çiçekler dökülüyordu.Justin benden ayrıldı ve parmağıma yüzüğü taktı.Sonra ellerimden tutarak beni ayağa kaldırdı.Sağ elimden tutarak beni sahneye çekti ve merdvenlerden çıkmama yardım etti.Sahnenin tam ortasına kadar ilerledik.Çenemden tutarak ona bakmamı sağladı.Etrafıma bakmaktan korkuyordum ancak gözümün kaymasına da engel olamıyordum.Heryer seyircilerle doluydu.Dünyanın yarısı buraya doluşmuştu sanki.Gözlerimi tekrar Justin'e çevirdiğimde gözümden son bir yaş daha süzüldü.Ardındanda dudaklarımızı buluşturdu... ------------3 yıl sonra-----------Gözümden bir damla yaş süzüldü.O günü her hatırladığımda kendimi ağlamakta alamıyordum.Justin eliyle gözyaşımı sildi ve cebimden çıkarttığı kolyeyi boynuma takarken tekrar fısıldadı;''3.Yıldönümümüz kutlu olsun meleğim...''





Geç kaldı biliyorum ama dediğim gibi Ronald'la kavga ettim ve ödev ders derken yazamadım.Lütfen ne zaman yeni bölüm gelicek diye mesaj atmayın en gıcık olduğum şey.Bol bol yorum ve beğeni istiyorum.Yazarken çok duygulandım, umarım sizde benim hissettiklerimi hissedersiniz.

JUSTİN BİEBER HİKAYELERİNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ