wrote a song for everyone

233 47 17
                                    

"Gel bakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gel bakalım."

Karavanın içi benim evimden de güzeldi. Annemlere demiştim bana ev almayın bana evin parasını verin ben kendime kalacak yer ayarlarım onunla diye. Dinlememişlerdi. Dinleselerdi eğer benim karavanım Yongbok'unkinden de güzel olurdu.

İçeride bir köşeye kumaşlarla karanlık bir bölme yapmıştı. Anladığım kadarıyla fotoğrafları orada banyo yaptırıyordu. Onun yanında benim boyumdan kısa bir kapı vardı, tuvalete açıldığını tahmin ettim onun da.

Yerde örme halılar vardı, duvarlarda asılı birkaç poster. Camın önüne koyulmuş küçük masada plak çalar, kaset çalar ve cd çalar yan yana duruyordu. Masanın altına üst üste dizilmiş cdler kasetler, ikisinin arasına da dikey bir şekilde sıkıştırılmış plaklar vardı.

Diğer taraftaki camın önündeki yatağın üstünde dağınık bir şekilde duran beş farklı yastık karavandaki en çok yer kaplayan şeylerdi. "Sen otur istersen." diyerek beni yatağına doğru ilerletmiş kendisi de masanın altına eğilmişti.

Yatağa oturup onu izlerken elindeki cd kutusuyla ayağa kalktı, masanın üstündeki yuvarlak cd çaları ve ona bağlı kulaklığı alıp yanıma oturdu. Ayakkabılarını çıkarıp sırtını karavanın duvarına yasladıktan sonra bağdaş kurdu. Kulaklığın birini bana uzattı.

Ben kulaklığı taktıktan sonra o da taktı ve cdyi çalara yerleştirip başlatma tuşuna bastı. Resmen ilk defa duymaya başlamış birinin heyecanı vardı üstümde. Green river şaheserini cızırtılı radyodan değil de buradan dinlemek bana farklı bir evrende gibi hissettirmişti.

İkimiz de konuşmadan ilk şarkıyı bitirdiğimizde durdurma tuşuna bastım ikincinin başlamasına izin vermeyip. "Şimdi bana satacak mısın bu cdyi? Ne istersen yaparım ne kadar istersen veririm. İstediğin gibi ikinci şarkıyı da çaldım."

"Satacağımı söylemedim ki." dedi kulağından kulaklığın ekini çıkarıp. "Şarkıyı çalarsam bakarız dedin ama." Kafasını salladı öyle dediğinin zaten farkında gibi. "E bakarız dedim, baktık işte."

Ben de kulaklığı kulağımdan çıkarıp kendimi oturduğum yerde arkaya bıraktım. Arkamdaki üç yastık sert düşüşümü yumuşatmıştı. Ellerimle yüzümü kapattım ve kahroluyormuş sesi çıkardım. Kahroluyordum çünkü gerçekten.

"Hem sen benden farklı ne yapacaksın ki cdyi sana versem?" diye bana yaklaşıp tek kaşını kaldırdı.

"Her gün dinleyeğim. Sabah akşam. Sen madem masanın altına oraya atacaktın. Neden benim almama izin vermedin plakçıda?"

Sorumu duymazdan geldi.

"Başka bir yere gidene kadar her akşam ateş yakacağız biz burada. Sen de gel akşamları, biz seninle buraya gelir cdyi dinleriz." Çok mantıksızdı, ama o cdyi başka bir yerde başka birinden bulamayacağımın farkındaydım. Kabul ettim.

green river, jeonglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin