Varoluş

15 0 0
                                    


Sadece, olması gerekenin ne olduğunu bir kenara bırakmalıyım. Olması gerekenlerle değil, olanlarla yaşamalıyım. Bu; kabullenmeye çalıştığım gerçek, Ortada "Dış Etken"ler olmasa kabullenmesi çok daha zahmetsiz olacak bir gerçek. Ama zor. Olmuyor. Olması gerekenlerin sonuca ulaştığı bir dönemde; olanların gerçekliği, kimsenin görüş alanında değil. Herkes aynı şeyi düşünmeye, aynı şeyi yapmaya, aynı şeyi bilmeye çalışıyor. Çünkü, şartlar altında fikrini olmasa dahî cismini ileri götürecek şey bu. Devrimiz tarafından yozlaştırılıyoruz ama bu, bir avuç insan dışında kimsenin canını sıkmıyor. İnsanlar çoktan sürü psikolojisine alışmış, kendi fikirlerinin olabileceği gerçeğine zihinlerinin kapısını tamamen kapatmışlar. İşte bu zamanda bazı insanlar ayılmışlar. İnsanların yerinde saydığının farkına varmışlar. Varoluşu düşünmüşler, amaçlarını merak etmişler. Ancak ne kadar kazarlarsa yukarıda özgünlükten yoksun yaşayayan insanlar da üstlerine o kadar toprak atmış.

Sonunda ulaşacağını düşünmüş derine kazan minik ruh. Ancak o zaman fark etmiş içinde bulunduğu tahta tabutu. Düşüncelerinde yaşayan bedeni, gerçekliğe uyum sağlamaya çalışırken harap olmuş. Yaşıyormuş ama insanlar onu yok bilmişler. Küçük, tahta bir tabutta tıkılı kalmış minik ruh. Ne cenazesini taşıyan bir cenaze arabası ne de otopsisini yapan bir adli tıp uzmanı varmış. Kendi mezarını kazmış, diğerlerineyse sadece üstüne toprağı atmak kalmış.


I'll Be GoneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin