değişen bakışlar.

11 1 1
                                    

sorduğu soru üzerine kısa bir düşünmüş ve kendimden bile beklemediğim bir anda aklımdan geçenleri söyleyivermiştim.

"taht kavgası değildi amacı, eşcinsel olduğumu öğrendiği içi-

kurduğum cümle ile gözlerim ardına kadar açılırken dudaklarıma kapatmıştım ellerimi. onun da bakışları değişirken dudaklarını aralamıştı.

"sen eşcinsel misin?

tanrım, ne yapmıştım ben? karşımda istese beni öldürebilecek olan adama eşcinsel olduğumu söylemiştim. bakışları çokça farklı bir hâl alırken boğazımı temizlemiş ve elimde hâlâ daha duran yarım ekmeği kucağımda ki tepsi üzerine koymak adına uzanmıştım. bileğimde hissettiğim sıkı tutuş ile birlikte bakışlarım hâlâ daha farklı bakan gözlere çıkmıştı.

derdi neydi? yahut ne planlıyordu?

bu iki soru kafamda gezinir iken elimi göğüs hizama doğru ittirmişti. odun herif, kendince devam etmemi ima ediyordu. ancak içimde zaptedememiş olduğum göz devirme hareketim anında kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.

"adam gibi ye şunu."

yalnızca başımı sallamış ve elimdeki ekmeği dudaklarıma götürmüştüm.

"duyamadım cevabını!"

yavaş yavaş ben de sinirlenmeye başlıyordum artık, derdi her ne ise beni zerre ilgilendirmiyordu ancak şu tavırları. sıkıntı dolu bir nefes üfleyerek dudaklarımı aralamıştım.

"tamam, yiyorum."

ona göstermek adına gözlerinin içine baka baka elimdeki lokmayı dudaklarımın arasından ağzıma ulaştırmış ve çiğnemeye başlamıştım.
hâlâ daha bakışıyor ancak birbirimize hiçbir şey söylemiyorduk. aklımda ki soruların ise ardı arkası kesilmiyordu.

*

yemek faslı bitmişti ve kral ortalıklarda yoktu. giderken üç beş güzideye benim için birkaç kıyafet bırakmış ve saray içerisinde gezebileceğimin haberini etmişti.

şu an ellerim göğsümün altına çapraz bir hâlde, bakışlarım ise sıkıntı dolu bir şekilde etrafa bakınıyordum. yavaş yavaş eski formuma geri dönerken bir yığın insan koşarak etrafımı sarmalamaya başlamıştı.

ne olduğunu anlayamamış bir hâlde ellerimi göğsümden indirmiş ve küçük adımlarımı duvara doğru atmıştım sırtım dönük iken.

sanki ölmüşüm de beni ilk defa görüyorlarmış gibi bir bakış vardı gözlerinde. hele ki içlerinde ki iki üç kişi gözlerini ovuşturup duruyordu. sıkıntı dolu soluğum ile birlikte yavaşça büyütmüştüm adımlarımı. ancak çok geçmeden ilçelerinde ki iri yarı çocuk dudaklarını aralayarak erkeksi sesi ile beni durduracak o cümleyi kurmuştu.

"kral jeon sizin öldüğünüzü söylemişti."

bu cümleyi kurduğu an bakışlarım yüzüne çıkmıştı. aklımda sürü ile soru vardı. birincisi bu topluluk tâ saraya nasıl girmişti, ikincisi ise daha öncesinde bu simaları görmemiştim köy sınırlarında.

iri yarı adama doğru bir adım atmıştım. yüzünü kapatacak ölçüde çamur ve daha birçok kir vardı. birden bire içeriye sert adımları ile giren adama çevirmiştik bakışlarımızı.

onun bir adımına bile erişebilmek için iki adım atıyordu arkasında kalan şövalyeliler. yanımdaki adımı görür görmez baş selamı vermiş ve tam hizamızda durmuştu.

etrafımı çevreleyen bedenler teker teker eğilerek selam verdiğinde tam karşımdaki beden ile göz göze gelmiştik. aynı o savaş günü olduğu gibi yine sert bakıyordu.

arkamdan birisi kulağıma eğilmiş ve selamlamm gerektiğini söylemişti. bir dakika, o benden büyük müydü ki selamlayacaktım?

zihnimde geçen kelimeler ve hareketlerim çok orantısız ilerliyordu. çünkü aklımda sinir dolu cümleler geçerken ben çoktan eğilerek selamlamış ve dikleştirmiştim duruşumu.

yavaş yavaş da olsa omuzlarımın durumu iyiye gidiyordu ve ben tehdit ettiğim adamın himayesi altında iyiliğime kavuşuyordum.

dudaklarında yakaladığım o saliselik sırıtış anında kaybolurken yanımda ki bedene bakmış ve elini omzuna koymuştu.

"neler öğrendin bakalım?"

"küçük jeon'un öldüğünü söylüyordu tüm köye aynı dediğin gibi."

gözlerimi iri iri açarken yanımda sanki olağan bir şeyden bahsediyor gibi konuşmaya devam eden beden ile göz göze gelmiştik.

"sen benim köyüme mi sızd-"

"tanışalım, ben namjoon. büyük abi."

elini tam elimin hizasına uzatmıştı. nasıl? sorumu es geçerek bu kadar rahat mı davranacaktı cidden? aklımda deli danalar gibi dolanan cümlelerden bağırış sesi ile sıyrılmıştım.


****

BEN GELDİM BİLİYORUM ÖZLEDİNİZ AMA HİKÂYE TUTMUYOR HAYIRDIR neyse ☺️ okumaya devam eden yeni ve DÜZGÜN okurlarım var. (1 kişi) onun için YAZIYORUM bu bölümü.

ruler and angel of hell. Where stories live. Discover now