"Sakinleş bebeğim." Minho onun konuşmasını taklit edip omzuna öptü.

"Bebeğim mi? Bebişlerimiz olamadan şurada ölüp gideyim mi istiyorsun?" Peter parmaklarını onun içinden çıkartıp, belinden tutarak sırtını yatakla birleştirdi. Minho sırtı yatakla birleşirken kıkırdadı. Kollarını üzerinde ki bedenin boynuna doladı.

"Peter bu halde bile beni güldürüyorsun." Peter onun gülüşünden öptü. Minho gülüşünden öpülmesiyle gülümsedi. Peter'da onun gülümsemesine ardı ardına öpücük kondurdu. Minho en sonunda onun yanaklarından tutarak dudaklarını tamamen birleştirdi.

Peter, alt dudağını emen dudaklara karşılık vermeye çalışırken, pantalonunun kemerini çözdü. Minho öpüşmelerini bozmadan ona yardım ederek pantalonunu çıkarttı. Peter ayaklarından iterek yerle buluşmasını sağladığı pantalonuyla, iki elini de Minho'nun göğüs uçlarına çıkartıp, tomurcukları sıktı. Minho acıyla inleyerek onun sırtına vurdu.

"Ne istiyorsun göğüs uçlarımdan ya!?" Peter elini, sinirle konuşan Minho'nun dudaklarının üzerine kapattı.

"Biraz konuşmamayı denesen nasıl olur?" Minho kaşlarını yukarı kaldırdı. Tam dudaklarının üzerindeki eli itip bağıracak iken, göğüs ucunda hissettiği ıslaklıkla boğukça inledi. Peter ilk önce dil darbesi attığı tomurcuğu dudakları arasına alıp emmeye başlamıştı. Bir andan da Minho'nun altında ki pijamayı çıkartmaya çalışıyordu.

Minho kalçasını yukarı kaldırıp ona kolaylık sağlarken, bir süre sonra iç çamaşırıyla birlikte pijamasıda yeri boylamıştı. Peter dudaklarını aşağı doğru indirirken tüy kadar olan öpücüklerini de bırakmayı unutmuyordu. Minho sertleşmiş aletine konan dudaklarla telaşla dikleşti.

"Sakın Peter, sakın aklımdan geçen şeyi- ah!" Minho'nun cümlesini tamamlayamadan, Peter kavradığı penisininin başını dudakları arasına aldı. Minho gözlerinin içine bakarak penisinini emen bedenle dayanamayarak, yüzündeki ağlamaklı ifadeyle sırtını tekrar yatakla birleştirdi.

Peter sırıtarak diliyle boydan boya yaladı uzunluğu. Daha sonra tamamen ağzına aldı, parmakları kasılıp gevşeyen deliğin içine girdi yavaşça. Minho iki taraftan da aldığı zevkle daha yüksek inlemeye başlamış, yatakta kıvranmaya başlamıştı.

Daha fazla dayanamayarak Peter'ın ağzına boşaldığında, derin derin nefesler alıp vermeye, göğsü hızla inip kalkmaya başlamıştı. Kuruyan dudaklarını diliyle ıslatarak dikleşti. Ensesinden tuttuğu bedenle dudaklarını hırsla birleştirdi. Peter az önce yaptığından dolayı hırsını almak istercesine, arada bıraktığı ısırıklarla dudaklarını adeta sömüren bedene karşılık vermekte zorlanmıştı.

"Yapmamanı söylemiştim." Minho dudaklarını ayırıp düzensiz nefesleriyle konuştu.

"Bana, seni sevmememi de söylemiştin ama ben yine de sevmeye devam ettim. Ne yapayım, yapma denileni yapmak gibi bir huyum var işte." Önemli bir şey değilmiş gibi omuz silkti.

"Bu kıvırcık saçların hepsini yolacağım, sinir bozucu şey." Minho onun dağılmış kıvırcık saçlarını tuttu.

"Duvarlarına sertçe ezerken saçlarımı yolacaksan, ben okayim." Minho gözlerini şaşkınca kırpıştırdı. Ne diyeceğini bilemedi. Peter işaret ve orta parmağını, onun şaşkınlıktan aralanmış dudaklarının arasından ilerletti. Minho ağzının içindeki parmaklarla daha ne kadar şaşıracağını bilemez iken, Peter onun sırtını yatakla birleştirdi.

Peter onun diliyle ıslattığı parmaklarıyla kendi penisinini okşadı. Minho bu görüntüyle yutkunarak bakışlarını başka tarafa çevirdi hemen. Bedeni alevlerin içerisindeymiş gibi yanıyordu, sıpsıcaktı. Peter onun bacaklarının arasına girip, sertliğini girişine konumlandırdı. Minho bununla utançtan yerin dibine girdiğini hissederken, kolunu gözlerinin üzerine kapattı. Peter onun üzerine gitmek istemediğinden bir şey demeyerek kıkırdadı. Ardından yavaşça içine girdi Minho'nun. Aletini sarmalayan sıkı ve sıcak duvarlarla kafayı yemek üzereydi.

Power And War 2// HyunınWhere stories live. Discover now