10. bölüm: Ben...

49 1 0
                                    

Bugün yeni çaylak günüydü. Seojun'u ölümünden 1 hafta geçmişti, steve surgun edildi. yeonjun sadece benimle konuşuyordu. Her sabah birlikte box yapıp sinirimizi atıyorduk. Onun sayesinde artık çok daha iyi dövüşüyordum.
Chuck: sizce yeni çaylak nasıl birisi?
Felix: bence erkek.
Minho: hadi canım! Bak kimse tahmin edemezdi bunu!
Felix: aman ne komiksin!
Yeonjun: normal birisi işte.
Mattheo: en son bunu dediğimizde kutudan rose cıktı.
Asansörün sesi geldiğinde herkes oraya doğru gitti. Gally kapıları açtı ve içeri atladı.
Gally: ilk gün çaylak!
Kutudan kahverengi kısa saçlı, uzun boylu,korkmuş bakışları olan birisi cıktı.
Çaylak koşmaya başladı açıkçası gerçekten hızlıydı. Ama en sonunda yere sert bir şekilde düştü.
Mattheo: oww bu kötü oldu!
Felix: önüne bakmadan koşarsa bu olur.
Newt: tamam onu çukura götürün.
...
( thomas'ın gözünden)
Alby denen kişi beni çukurdan çıkarmış etrafı gezdiriyordu. Ama gözüme birisi takıldı.
Thomas: hey Alby...hani burda hiç kız yoktu?
Alby baktigim yere bakınca konuşmaya başladı.
Alby: oh, o rose. Buraya gelen ilk ve tek kız, senden 1 ay önce geldi. Ama bence gözünü ona öyle dikme.
Thomas: niye?
Newt: birisi gozunu çıkarabilir.
Thomas: sen kimsin?
Newt: ben newt. Hmm aslında bir koşucu olabileceğini düşünmüştüm...Taki yere yüzünü çarpana kadar.
Thomas: koşucu?
Alby: newt bana bir iylik yap ve gidip chuck'ı bul.
Newt denen çocuk giderken gözüm yeniden o kıza kaydı. Rose...Niye bu kadar tanıdık geliyor?
( Rose'nin gözünden)
Newt: roseeee!
Rose: ne oldu Newtie ?
Newt: yardım et! Su çaylak çok soru soruyor!
Kıkırdadım ve newt ile birlikte çaylağın yanına gittim.
Thomas: peki-
Newt: evet onuda denedik tamam'mı? Aklına gelebilecek her şeyi denedik.
Rose: hey çaylak bak ne diyeceğim. Bence gidip biraz daha gübre getirebilirsin.
Çaylak bize biraz baktı ve sonra ormana doğru ilerledi.
Newt: cidden teşekkürler.
Rose: sorun değil. Ayrıca sorması çok normal.
Newt: biliyorum ama bu çocuk hiç susmuyor.
Rose: yardim istermisin?
Newt: güzel olur.
Kısa bir süre sonra ormandan ses duyduk.
Thomas: YARDIM EDIN!
oraya doğru baktığımızda ben çaylağın peşinden koşuyordu.
Herkes oraya doğru koşmaya başladı. Newt elindeki sopayla sertce benim yüzüne vurdu. Ben bu sarsıntıyla yere düştü ve newt,gally onu tuttu.
Newt: sakin ol ben!
Alby: ...kıyafetini kaldırın!
Gally benin kıyafetini yukarı kaldırdığında karnindan sokulduğunu gördük.
Gally: olmaz...
Alby: tamam onu çukura götürün hadi.
Ben'in çukura sürüklenmesini izlerken birisi elimi tuttu. Tutan kişiye baktığımda bunun felix olduğunu gördüm.
Felix: ilk seojun sonra ben...
Rose: sıradaki kim...
Felix: hadi gel, sürgün için hazırlanalım.
Rose: peki...
akşam oluyordu ve herkes uzun çubukları ile labirent kapısının önünde bekliyordu. Karşıdan minho ile ben geldi.
Ben: beni dinlemelisiniz! Hepsi onun suçu!
Ben bunu dediğinde gözüm yeni gelen çaylağa kaydı, neden o? Ben beden sadece ona saldırdı? Neden sadece onun suçu diyor? Kafam cidden karışmıştı. Diğerleri çubukları ben'e uzattı ve labirente sürüklemeye başladı.
Ben: hayır! Iyilesebilirim! Lütfen!
Ve sonunda kapılar kapandı.

{ bazen gerçekler acıdır }

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin