5. bölüm: flaminho?!

92 8 2
                                    

Şu an newt ile med-jack teyiz. Clint ile tanıştım,iyi birisi ve şu an benim kanayan burnuma pansuman yapıyor.
Clint: bu nasıl oldu?
Newt ile birbirimize baktık.
Newt: düştük.
Clint: ikinizde mi?
Rose: evet.
Clint ikimizede kısa bir bakış attı.
Clint: peki bu düşüş rose yüzünden mi oldu?
Rose: neden ben?!
Clint: çünkü rafımı kırdın!
Rose: isteyerek olmadı.
Clint: umrumda değil kırdın ve kaçtın! Insan toplar!
Newt: kaçtın mı?
Rose: şeyy...sende o sıra burda olsaydın da bana göz kulak olsaydın!
Newt: clint?
Clint: şeyy...burnun bitti rose.
Chuck kulübeye girdi.
Chuck: burnuna ne oldu?
Rose: düştüm ve kanadı.
Chuck: boyun bu kadar uzun olursa tabiki düşersin.
Rose: ne alaka Chuck!?
Chuck: çok uzunsun yere düştüğünde düşüşün yüksekten oluyor!
Rose: O zaman sen düştüğünde hiç hasar almıyorsundur! Nede olsa cücesin!
Chuck: en azından limon kafalı değilim!
Rose: en azından havuç kafalı değilim!
Newt: bakın ne diyeceğim...ikinizde çukura!
Rose/chuck: ama o başlattı!
Newt: hemen!
Ikimizde birbirimize baktık ve çukura gittik.
Uzun bir süre geçti ve akşam olmuştu.
Rose: burdan çıkmaya ne dersin?
Chuck: ama newt izin vermez?
Rose: izin alan kim?
Chuck sırıtmaya başladı.
Chuck: hızlı olalım çünkü burası beni gıcık ediyor.
Rose: benide.
Ben tam kolumu çukurun kapısına uzatacakken birisi elimi tuttu.
Mattheo: ayıp ama.
Chuck: biz şey...
Mattheo: bensiz mi kuralları çiğneyeceksiniz?
Bu sefer üçümüz sırıttık ve mattheo bizi çukurdan çıkarttı.
Chuck: evet ne yapalım?
Rose: ben ne yapacağımızı biliyorum.
Dedim ve sırıttım.
...
Sabah olmuştu ve chuck ile ben çukura geri girmiştik. Bir anda alby'nin ve birkaç kayranlinin sesini duyduk.
Alby: kim yazdı bunu?!
" benim burnum büyük değil!"
Gally: ve ben kaşsız değilim!
Evet, dün chuck,mattheo ve ben herkesin kulübe kapılarının önüne not bıraktık.
Alby: kim bana kel yazdı!?
Bir anda çukurun Önüne  biri eğildi.
Minho: siz yaptınız değil mi?
Rose: ne alaka biz hep burdaydık.
Minho: rose...Chuck...sizin yaptığınızı biliyorum.
Chuck: nasıl bu kadar eminsin?
Minho elindeki ince saç telini gösterdi.
Minho: kayranda sadece bu kadar sarı ve uzun saçlı bir kişi var.
Rose: ben...
Minho: aynen öyle, Sen.
Chuck: mattheo'da yardım etti!
Minho: ne!
Mattheo yanımıza geldi.
Mattheo: naber bebekler?
Minho: iyi bebeğim.
Mattheo: minmin? Sinirlimisin sen?
Minho: evet. Çünkü birisi kapımın önüne flaminho yazan bir kağıt koymuş!?
Mattheo: ne! Kim yapmış?
Chuck: bizim yaptığımızı anladı mattheo.
Mattheo: şey, tatlım en iyisi sakin olduğunda konuşalım.
Minho: kim yazdı flaminho'yu!?
Mattheo/chuck: rose!
Minho anında bana döndü.
Minho: rose!
Rose: üzgünüm...ama benziyor!
Minho: eğer koşmamız gerekmeseydi seni ve mattheo'yu aynı çukura koyardım!
Rose: hayır onunla kalamam!
Mattheo: neden be!?
Chuck: sen aşırı gıcıksın!
Mattheo: ayıp ayol!
Dedi ve labirent'e koştu.

{ kurallar çiğnenmek için vardır }

KAÇAKΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα