52.Bölüm

341 59 22
                                    

Önceki bölüm

-Aşk, sevdiğin kişinin yanında sürekli olmak istemektir. Onu kıskanırsın, korumak istersin ve kendi canından çok onun canı iyi olsun istersin. Herkesten sakınırsın. Gözünde en değerli kişidir aşık olduğun.
.
.
.
.

-Guang'ım, ben senin elini sonsuza kadar tutup seninle beraber yaşlanmak istiyorum. Birlikte olduğumuz sürece her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum.

Gu Jiang, yerinden kalktı ve kollarıyla Ji Guang'ın vücudunu sardı. Saçına ufak bir öpücük kondurduktan sonra devam etti.

-Kader insanları birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar bir araya getirir. Aramızda binlerce kilometre uzakta, ayrı olsak da bir kadermiş gibi bir araya geldik.

-Kalp asla konuşmaz ama anlamak için önce dinlemelisin. Kalbimi dinle ve anlamaya çalış.

Ji Guang, yavaşça gözlerini kapattı. Kalbinin huzurla dolu olduğunu hissediyordu. Aynı zamanda da Gu Jiang'ın hızla atan kalbini dinledi. O kadar hızlı atıyordu ki her an yerinden çıkabilecek gibiydi.

Gu Jiang, düşüncelere dalmıştı. Ji Guang'ın yanında olmak için her şeyi yapardı. Onu tüm benliği ile arzuluyor ve seviyordu. Onun dudakları öpmeye asla doyamıyordu. Öptükçe daha fazlasını istiyordu.

Belki haddinden fazla şey istiyordu. Fakat bir kez isterse onu elde edene kadar çaba harcardı.

Reenkarne olmadan önce zor bir hayat yaşamıştı. Kurnaz olmasaydı 28 yaşına kadar bile yaşayamazdı. Tüm insanların kararmış olduğuna ve insanlık için bir umut olmadığına emindi.

Fakat bir gün öylesine gittiği halk kütüphanesinde bu kitabı okuduğunda kalbinden vurulmuş gibi hissetti.

Belki bir kitap karakterine aşık olmak acınasıydı. Fakat olmuştu işte.

Yüzünü bile görmediği birisine aşık olmuştu. Onun saf kalbine, nazikliğine gönlünü hemen kaptırmıştı. Öyle bir insanla tanışmayı ve elde etmeyi arzulamıştı.

Eğer ki Ji Guang, çirkin olsaydı bile Gu Jiang ona yine aşık olurdu.

Gu Jiang, sarılmaya devam etti. Kolları arasında ki o küçük beden çok fazla zorlukla yüzleşmişti. Yine de masumiyetini kaybetmemişti. Ona hayrandı.

-Guang'ım...canımın içi...Sensiz yaşayamam. Sensiz olmaktansa ölmeyi tercih ederim.. Ve ben ölmek istemiyorum.

Ji Guang'ın kalbi ve bedeni titredi. Onu tutan adam normalde oldukça güçlüydü. Fakat bu güçlü eller şimdi titriyordu.

Bir şeye bu kadar sahip olma arzusu ve kaybetme korkusu yaşamak aşk mıydı?

Bu çok korkutucu idi.

Bu o kadar korkutucuydu ki cehennem de yanacağını hissetti.

Ona sarılan adam çok çaresiz ve zavallı duruyordu. Hem titriyor hem de sıkmaya devam ediyordu.

Bu boğucuydu!

Rahatsız ediciydi!

Fakat...

Çok da kötü hissettirmiyordu.

Bedeninin alev alev yandığını hissetti.

Onu böylesine seven ve sahiplenmek isteyen adamı kaybetmek istemiyordu. Ondan zarar göreceğini hissetmiyordu.

Ji Guang, gözlerini yavaşça açıp Gu Jiang'a dikti. O anda aklına eski bir söz geldi.

"Güzellik bakanın gözlerindedir.

Aptal Öğrencileri Nasıl Eğitirsin (BL) [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin