10.Bölüm

636 83 29
                                    

Önceki bölüm

Ji Guang, bu baktığı kitabı başta tarafa koydu ve diğer kitaplara bakmaya başladı. Bu sırada da acıktığı için öğrencisi Min Mingyu tarafından hazırlanan yemekleri yiyordu.

Zaman yavaşça geçti...
.
.
.
.
Ji Guang, kitap araştırmasında sonunda hoşuna giden bir kitabı bulmuştu. Fakat geçen sürede hedefine geldiğini de fark etmişti.

Kitabı aldı ve yüzüğüne attıktan sonra pagodadan ayrıldı. Tekrar dışardaydı. Pagoda da bi ışık olmuş ve kaşlarının ortasında kaybolmuştu. Muhtemelen bilinç denizinde veya ruhsal alanında bir yere saklanmıştı.

Ji Guang, merakla etrafa baktı. Biraz ileride küçük bir kasaba vardı. Belli bir bölgesinden duman çıkıyordu. Anlaşılan yangın vardı.

Hemen kaşlarını çattı ve dumanın geldiği yere koştu. Sadece 1 dakika içerisinde bölgeye varmıştı.

Bir kaç kadın, çocuk ve adamlar kaçmaya çalışıyordu. Ayrıca bazı adamlar ise kötü kahkahalar eşliğinde kadınları ve çocukları yakalıyordu. Yerde bir kaç kişinin cesetleri vardı.

Olayı anlamak için dahi olmasına gerek yoktu. Hemen kılıcını çıkarttı ve adamlardan birisine saldırdı.

-Bu ne cüret?!

Şeytani yetişimciler anlaşılan yangın çıkartarak köylüleri kaçırmaya çalışıyordu.

Ji Guang, Qi'sini kullandı ve adamın kafasını hızla kesip attı. Durmadı ve başka birisine saldırdı.

Hızı ve gücü olağanüstüydü.

Artan yetişimi ile birlikte o pisliklerin Ji Guang'dan kurtulmasına imkan yoktu. Kısa süre içerisinde sadece 1 kişi kalmıştı. Onu da yakalamış ve daha sonra sorgulamak için bayıltmıştı.

Elini sertçe salladı ve güçlü bir rüzgar yangın daha fazla yayılmadan söndürmüştü.

Etrafta hayatta kalan bir kaç kişi hemen etrafını sardı ve teşekkür etmeye başladılar.

-Çok teşekkür ederiz efendim. Bize yardım ettiniz.

-Minnettarız.

-Teşekkürler amca.

Ji Guang, elini kaldırıp durmalarını işaret etti.

-Önemli değil. Ben Ji Guang, parıldayan inci tarikatının kıdemlisiyim. Buraya şeytani yetişimcilerden kurtulmak için geldim. Sizi rahatsız edenler sadece bu kadar mıydı?

Köylülerden birisi hızla açıkladı.

-Hayır. Yaklaşık 30 kişilerdi. Bizi günlerce rahatsız ettiler. Tarlalarımızı yaktılar. Çocuklarımızı ve kadınlarımızı kaçırdılar. Paralarımızı ve yemeklerimizi çaldılar.

Ji Guang, cesetlere baktı. Şeytani yetişimciye benzeyen 9 kişi vardı. Elinde ki bayılan pislikle beraber 10 kişiydi. Hala bir kaç tanesi vardı ama burada değildi.

-Onların nerede saklandığını biliyor musunuz? Merak etmeyin hepsini halledeceğim.

Köylülerin hepsi elleriyle aynı yönü işaret etti. Kasabanın arkasında ki dağlık araziyi.

-Orada saklanıyorlar. Korktuğumuz için yanlarına gitmedik. Ölümsüz, lütfen yardım edin.

-Pekala. Siz hiç merak etmeyin. Burada olduğumdan her şeyi halledeceğim. Ölülerinizi alın ve gömün. Ölen pisliklerin üstünde ki her şey de size aittir.

Ji Guang, bayılttığı adamı da alıp uzaklaştı. Kaşlarını çatmıştı. Bu meseleyi hemen halletmek istiyordu.

Biraz ilerledikten sonra bayılan adama sert bir tokat attı.

Aptal Öğrencileri Nasıl Eğitirsin (BL) [TAMAMLANDI]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon