|28|

1.1K 100 14
                                    

Selena Gomez , Boyfriend

Dersi dinlemek artık zorunluluğa dönmüştü. O kadar yorgundum ki başımı sıraya yaslayıp uyumak istiyordum ama şu anlık yapamazdım. Çünkü sınavlar yaklaşıyordu ve ilk sınavımız fizikti.

Rahatsızca yerimden kıpırdanıp arkama yaslandım. Kaç derstir oturuyordum bilmiyorum ve vücudum artık uyuşmuştu.

Birden aklıma Arkın'ın gelmesiyle gülümsedim. Birkaç gün önce resmen birbirimizi görmüştük. Ve ben çok farklı hissediyordum. Bu hislerime şu anlık bir isim bulamamıştım ama beninrahatsız etmiyordu. Aksine daha bi mutluydum.

Onu seviyor muydum, hoşlanıyor muyum bilmiyorum ama kendimi kandırmak da istemiyordum. Aramızda mesafe vardı ve onun bana ne denli yaklaştığını bilmiyordum. Belki beni arkadaşı olarak görüyordu. O yüzden her şeyden umut ekmek istemiyordum. Yarı yolda bırakılmaktan korkuyordum. Belki ben hislerimi bu kadar büyütmüştüm.

Bana ilgiyle yaklaşması, beni merak ettiği için yanıma gelmesi, şarkılarını dinlemem için canlı yayın açması istemsizce kalbimde bir yer ona karşı bir umut içeriyordu.

Ne zaman kabullenirim bilmiyorum ama şu an değildi. Üniversite sınavına 6 ay vardı. Ve bu benim belki Arkın'ın yanına gitme biletimdi. O yüzden önceliğim sınavdı. Çünkü başka türlü Arkın'ın yanına gideceğimi sanmıyorum. Çünkü önümde annem gibi bi faktör vardı.

Annemle aramızdaki ilişki şu an çok farklıydı. Aynı evde yaşıyorduk ama iki yabancı gibiydik. Akşamları geç geliyordu. Sabahları ben erken çıkıyordum. Ve hala saltanatı devam ettirmek için masa başıma küçük notlar yazıp koyuyordu.

"Günlük çözmen gereken soruları çöz.'

"Hocanla konuştum deneme de 2. olmuşsun. Kendine çeki düzen ver."

"Başka şeylerin derslerinin düşmesine neden olmasın."

Bazen annem olup olmadığından şüphe ediyorum. Bir anne tabiki de doğal olarak çocuğunun başarılı olmasını, geleceğini kurtarmasını ister. Ama anneminki takıntılık derecesindeydi. Ve o da farkındaydı ama devam ediyordu baskılarına.

En son kavga ettiğimiz gün onu o kadar kendinden geçmiş görmüştüm. Çok korkunç görünüyordu. Sadece "ben senin annenim." diye sayıklıyordu. Kesinlikle benden sakladığı bir şey vardı ve ben onu bulucağım. Onun için annemin evde olmadığı zamanlar odasına girip bakmam lazımdı. Yıllardır annemin odasına girmiyordum. Daha doğrusu izin vermiyordu. Ona özel bir odaymış ve kimse giremezmiş. Kızı dahil.

Zilin çalmasıyla başımı iki yana sallayıp düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Çok fazla acıkmıştım. Sadece sabah evden çıkmadan yediğim bir parça poğaça ile duruyordum. Ve biz 3. teneffüse girmiştik.

Cüzdanımı ve telefonumu alıp oturduğum yerden ayaklandım. Bugün sıra arkadaşım gelmemişti. Hoş gelsede çok bi sohbetimiz yoktu.

Sınıftan çıkıp kantine doğru ilerlemeye başladım. Okulumuz normale göre büyüktü. 4 katlı bir okul. Ben 2. kattayım.

Merdivenlerden indikten sonra kantinden içeri girdim. Çok kalabalık değildi. Hemen ilerleyip siparişimi verdim.

"Abi bana bir tane nescafe ve şu yumuşak simitlerden alabilir miyim?"

Abi hemen istediklerimi verdiğin de paramı ödeyip aldım ve boş masa var mı diye dönüp bakındım. Arkalarda boş masa görünce hemen oraya doğru gittim. Ve oturdum. Kahvemden küçük bir yudum alıp, simitimi yemeğe başladım. O sıra telefonuma bakıp Arkın'dan mesaj geldi mi diye bakındım. Ve tahmin ettiğim gibi mesaj atmıştı.

Gitarist / Texting Where stories live. Discover now