|24|

2.4K 208 163
                                    

Toygar Işıklı, İntikam Yemini

Kapının açılmasıyla telefonu kapatmam bir olmuştu. Çünkü annem gelmişti. Ve beni telefonla konuşur şekilde bulursa neler olacağını çok iyi biliyordum.

İçeri girip bana hesap sorar tavırla yaklaştı. "Kiminle konuşuyorsun sen bu saatte?"

Kolaylıkla yalan söylediğimi anlayabilirdi o yüzden kendimi kasmayarak, rahat bir ifade takındım.

"Kimseyle konuştuğum yok. Ders videosu izliyordum."

Tek kaşını havaya kaldırarak konuştu. "Videoda şarkı mı söylüyordu, anlatan?"

"Reklam diye bir şey var ya hani? Araya reklam girdi."

"Ben sana premium aldığımı hatırlıyorum. Nasıl reklam girecek?"

İşte şimdi biraz sıkışmıştım. Ama yine de belli etmeyecektim. "Bu ay ödemeyi unutmuşsun o yuzden."

Gerçekten de ödemeyi unutmuştu. Çünkü video izlediğim zaman araya reklam giriyordu.

O da hatırlamış olucak ki bana bir şey demedi. Bu sefer ucuz atlatmıştım.

Bir şey demeden tam odadan çıkacakken bana dönerek konuştu.

"Umarım derslerini aksatmanı sağlayan biri yoktur."

Yüzüne bakarken içimden geçenleri yüzüne vurmak istedim. Annem buydu işte. Beni her zaman kontrolü altında tutmaya çalışan biriydi. O farkında değildi ama ben kontrolden çıkalı epey zaman olmuştu. Ve artık onun da bunu bilmesini istiyordum.

Annem tam gidecekken konuşmamla durdu.

"Diyelim ki var. Ne yapıcaksın? Telefonumu mu alıcaksın? Odaya mı kilitleyeceksin? Ya da aç mı bırakacaksın? Sen benim annemsin, düşmanım değil. İnan ki düşmanım bile bana böyle davranmaz."

Yılların suskunluğuna karşı öfke patlaması yaşıyordum ama bunu ona yansıtmamaya çalışıyordum. Yıllarca ona dayanmaya çalışmıştım. Onu da anlamaya çalışmıştım. Ama o bunu hak etmiyordu. Ben hep onu düşündükçe o beni daha da derinlere itti. Ve ben artık susmayacaktım.

Yüzünü bana dönüp gülümsemeye başladı. "Sana bu cesareti kim veriyor kızım?"

Yüzüne tiksintiyle bakıp konuştum.

"Kimsenin cesaret vermesine ya da arkamda birinin olmasına gerek yok. Ben de bir bireyim, ben de insanım. Senin bana yaptığın bu muamele hayvanlara yapılmıyor. Ne zaman gelipte bana nasıl olduğumu sordun? Senin her zaman önceliğin benim notlarım oldu. Başarıma vereceğin önemin çeyreğini bana verseydin ne olurdu? Ben senin robotun değilim. Ya da senin emrin altındaki bir asker. Ben kızınım kızın. Sen bana yıllarca babamı kötüledin. Sen çok mu iyisin?"

Söylediklerimden sonra içimde bir rahatlama hissediyordum. Yılların suskunluğunu tek nefeste söylemiştim. Ellerimin titremesini durdurmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Sinirden her şeyi söylemiştim. Yıllardır bu evde adını bırak düşüncesi bile geçmeyen babamı söylemiştim.

Annem söylediklerimden sonra hala yüzüme bakıyordu. Susmasıyla daha çok cesaretlendim ve konuşmaya devam ettim.

"Görüyor musun söylediklerimin karşısında bir şey diyemiyorsun. Çünkü sen de biliyorsun haklı olduğumu. Ben yıllardır ne yüzünden bunları çekiyorum bilmiyorum ama artık sana karşı susmayacağım Aylin Kayalar."

Annem gözlerini kısarak bana baktı ve fısıldayarak konuşmaya başladı.

"Aynı ona benziyorsun. Aynı onun gibi konuşuyorsun. Senin annen benim! O değil! Bana benzeyeceksin bana!" Sona doğru bağırıp üstüme doğru gelmesiyle yalpalayarak geriye doğru adımladım. Arkamdaki masaya tutundum. Annem ise omuzlarımdan tutup beni sarsıyordu.

"Ona benzemeyeceksin! Onun gibi konuşma!"

Kollarından tutup onu geriye ittirdim. Farkında mıydı bilmiyorum ama canımı yakıyordu. Onun sesini bastırmak için ben de artık bağırmaya başlamıştım. "Kimden bahsediyorsun sen ya?! Kime benziyorum bana şifreli konuşma!"

"Sus sus! Sen benim kızımsın. Senin annen benim!" Diyerek başını ellerinin arasına almıştı. Kendi etrafında dönüyordu.

"Doğurmakla anne olunmuyor. Ne zaman ben senin anneliğini gördüm?!"

Söylediklerimden sonra yüzüme baktı. Aynı şekilde kararlılıkla ben de baktım.

"SUS DEDİM SANA! Seni ben doğurdum. Annen de benim!" Bunları bana değilde sanki daha çok kendine söylüyor gibiydi. Kendini inandırmaya çalışıyordu.

"Kime senin bu kinin, öfken? Ben neyin ızdırabını çekiyorum yıllardır? Ama sana yemin olsun bunun nedenini oğreneceğim ve sen de sürüm sürüm sürüneceksin."

Konuşmasına fırsat vermeden masanın üzerindeki telefonu alıp odadan çıktım. Ve dış kapıya doğru ilerledim. Evden çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. Ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.

Evden çıkmak iyi gelmişti bana. Hızlıca hemen merdivenlerden inip binadan çıktım ve hıçkırığımı tutamayarak ağlamam daha da şiddetlendi. Evin arkasında kimsenin pek bilmediği bir park vardı. Oraya gitmeye karar verdim. Çünkü hava epeyce kararmıştı ve benim başka gidecek yerim yoktu. Hızlıca parka doğru ilerleyip bankların birine oturdum. Ve kendimi salarak ağlamaya devam ettim.

Annemi tetikleyen bir şey vardı ama o neydi bilmiyorum. Hayatımda ilk defa onu böyle çıldırmış gibi gördüm. Beni birine benzetiyordu. Düşüncesi bile korkutuyordu onu. Kime benzetiyordu beni? Yıllarca kötülediği babama mı? Ama asla ona benzemediğimi söylerdi. Yoksa yalan mı söylemişti?

Kafam çok karışıktı. Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. Anneme biraz ağır mı konuşmuştum? Sonuç olarak annemdi. Ama o anneme ben de kızıydım. Yıllarca neler çektim. Ne yapacaktım bilmiyordum.

Telefonumun titremesiyle ekrana baktım Arkın mesaj atmıştı. Şu an onunla konuşmak istediğimi sanmıyordum. Biraz yalnız başıma düşünmek istiyordum. Çıkarken üzerime ceket de almamıştım ve vücuduma çarpan soğuk hava kendini hatırlatıyordu. Aslında iyi hissettiriyordu. Sanki düşüncelerim benden uzaklaşıyormuş gibiydi.

Telefonumun yine çalmasıyla arayan kişinin Arkın olduğunu gördüm. Belki beni merak ediyordur bilmiyorum ama şu an konuşmak istemiyordum. O yüzden aramayı kapattım.

_____

07.09.2023

Uzun bir aranın ardından selam.

Nasılsınızz?

Haftaya okul var. Sıklıkla bölüm yazamıyorum. Önümde bir sınav var. O yüzden lütfen kızmayın bölümler artık sık gelemicek.

Bölüm nasıldıı?

Sizce Naz'ın annesi kimi hatırladı?

Bölüm sınırı 150 oy, 130 yorum

Instagram hesabım: passsionatekisss

Gümüşservi'ye de bir şans verin derimm.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.

Gitarist / Texting Where stories live. Discover now