Bölüm 28/ Seni seviyorum...

Beginne am Anfang
                                    

Ama bir kral olarak bunu yapmak ölüm cezası almama sebep olurdu ve...
Ve Sierra sonsuza dek yalnız kalırdı... O ve Oğlum...

"N-ne yapıy-" sırtında birleştirdiğim bileklerini çekiştirirken nefessiz kaldığını hissediyordum. Durmam gerekiyordu. Durmam...

"İ-ide-" sesi giderek cılızlaşırken bir kuş gibi çırpınıyordu kollarımda.

"Onu seviyorum! Sikiyim onu seviyorum! Başka birini istemiyorum anlamıyorsun! Lanet olsun beni neden anlamıyorsun ki lan!"

Öfkeyle kurduğum her kelime kolumu sıkılaştırmama sebep olurken içimdeki öfkeyi dindirmeye çalışıyordum...

"İ-" kesik nefesiyle hızla bedenini bıraktım ve onu odanın içine doğru savurdum.

Yere yalpalandığında nefes nefese öksürmeye başladı, moraran yüzüyle nefesini toplamaya çalışırken hızla üzerine doğru gittim ve boğazını kavrayarak onu havaya kaldırdım.

"Ondan başka hiç bir kadına dokunmamı istemiyorsa! Dokunmam! Onu kaybetmeyi kabul etmiyorum! Anladın mı!" Kafasını hızla sallarken korkuyla ellerini boynunu saran elime atıp çekiştirdi.

"B-bırak..." dedi kesik bir nefesle.

Parmaklarımı gevşettiğimde sertçe odanın zeminine çarptı.
Banyonun kapısı açıldığında başım omuzumun üzerinden geriye döndü.

Banyodan çırıl çıplak çıkan Sierra odada olduğumu göremediği için rahatlıkla içeride dolandı ve masasının üzerinde duran tarağı alarak banyoya doğru ilerledi.
Bir süre güzel bedenini izlemekten kendimi alı koyamazken sıkkın bir nefesle bakışlarımı yerde nefeslenen Ola'ya çevirdim.

"Başka bir şey! Benden başka bir şey isteyeceksin! Dengeyi sağlamam için başka bir şey. Dengeyi korumak için sana en az bir bebek kadar değerli başka bir şey vereceğim."

"T-tıpkı babam gibisin... ruhun kapkara... farklısın sanmıştım ama en az onun kadar kötüsün... " dolan gözlerle beni süzdü.

"Bana bunu sen yaptırdın! Sen! Oldukça kibar bir ifritim bunu herkesten iyi biliyorsun! Ama..." ona doğru bir adım atıp dibinde durduğumda üzerine doğru eğildim. "O kadın." Elim az önce Sierra'nın içeri girdiği banyoya döndü.

"O kadın benim için hayatım kadar değerli. Seni öldürmek istemiyorum. Sırf onunla kalabilmek için ölmek bile istemiyorum! Yani beni zorlama..."

"Bu tek taraflı bir ilgi... onun kalbi sana ait değil. Bunu em az benim kadar iyi biliyorsun-" hızla saçlarını avuçlarının arasına aldığımda yumruğuma doladım.

"Umurumda mı sence! Bak bana! Kader çizgisini umursuyor muyum sence! Kendi kader çizgimi bile değiştirmeyi göze alıyorum Ola! Beni basit bir insanoğlu mu durduracak!"

Acıyla inlediğinde yanaklarını ıslatan yaşlar öfkeyle bakan gözlerinden firar etti.

"Annem! Bana annemi vereceksin! En az bir kralın varisi kadar değerli olan tek şey bu olur. Bana annemi vereceksin!" Sıktığı dişlerinin arasından bıraktığı zehirli fıısltıyla kafasını hızla geri ittirdim.

"O öldü! " dedim saklanmaya gerek bile duymayan bir öfkeyle.

"Biliyorum! Baban yaptı! Ama geri getireceksin! Madem artık Kralsın! Bul bir yolunu."

Saniyeler içinde gözden kaybolduğunda, şaşkınlıkla olduğum yerde kaldım.

"Kral olmamla ilgisi ne... ölmüş bir ifriti geri nasıl getireceğim!" Dişlerimin arasında yuvarladığım bir kaç küfürle banyonun kapısı yeniden açıldı.

Beni Sen ÇağırdınWo Geschichten leben. Entdecke jetzt